x
     
18.09.2015 00:26:29
Okunma: 3285
4 Yorum

Yasemin Başak Arel
Sörf Ölmesin! "Diye diye" Sörf nasıl öldürülür!

 
 
Alaçatı kentsel mimarisi ile Türkiye’nin gözde turizm bölgelerinden birine dönüşmeden çok evvel Rüzgar Sörfü tutkusu ile hayat bulmuştu. Karavan turizminin yaşandığı 80 li yıllarda bölgeyi ilk olarak İskandinav ülkelerinden gelen Karavan turistleri keşfetmişti.
 
Alaçatı’nın  Rüzgar Sörfü için ne demek olduğunu bilmek için öncelikle biraz bu sporla sonra da bölgenin özellikleri ile alakalı olmak gerekir.
 
Alaçatı Çark plajının özelliği, yaklaşık 700 metre civarında deniz içinde devam eden SIĞ DİP yapısıdır. Burada sahil uzunluğu boyunca, karadan denize doğru 700 metre ilerleseniz de, derinlik boy mesafesini geçmez. Aynı zamanda denklemin en önemli diğer tarafı, rüzgar yapısıdır ki! Körfez içinde sürekli kuzey-güney istikametinde esen hakim rüzgar esintisi mevcuttur. 
 
Bu iki önemli özellik nedeniyle Çark Plajı dünyada eşine az rast rastlanır eğitim merkezlerinden biri olma özelliğine sahiptir. Diğer açıdan, boğaz boyunca, karşı kıyıya kadar devam eden parkur, başta hakim ve devamlı rüzgar kalitesi bakımından ayrıcalıklı konumda bir Slalom Yarışı ve Eğitim parkuru özelliğindedir.
 
Doğa – Deniz ve Rüzgar tutkunu yüz binlerce insanın yıllardır bu koya akın etme sebepleri kabaca bu ana başlıklar altında özetlenebilir. 
 
Kişilerin veya kurumların, bu spor hakkında görüş bildirebilmeleri için az çok doğayı, denizi ve özellikle Rüzgar Sörfünü sevmeleri, hiç olmazsa belli bir miktar da deneyimlemeleri gerekmektedir. 
 
Belki bölgede gelişen mimari yapı, çevresel etkiler bakımından, yıkıcı etki niteliği taşımamış da olabilir fakat, Marinanın Sörf Merkezi dibinde inşa edilmiş olması, burada başımıza gelen en büyük TALİHSİZLİK olmuştur.
 
Marinacılığın önemini bilen ve her fırsatta vurgulayan biri olarak, bu alandaki yatırımları desteklemekle beraber, mevcut marinanın, Çark Plajındaki Sörf Merkezi dibinde değil, karşı kıyıdaki Yumru Koyunda olması gerektiğini söyleyebilirim.
 
Ne yazık ki bizde, iyi bir şeyler yapmaya çabalayan uğraşların dahi, birkaç telafisiz hatayı beraberinde getirme alışkanlığı, her vesile ile karşımızda çıkmakta.
 
Port evlerinin Deniz Yolu Güzergahı, bütünüyle karşı kıyıdan yapılmalı, bu nedenle de Mevcut Marina belki de çok daha büyük kapasiteli olarak, Yumru Koyu ve ilerisinde konumlandırılmalıydı.
 
Yapılan bir yanlışın 2 doğruyu götürdüğü denklem sonucunda, Alaçatı Rüzgar Sörfü gün be gün yok edilme tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır.
 
Geçtiğimiz yıllarda, Ekstrem  Su Sporları, Jet SKİ trafiği, Yat Trafiği, Kite Sörf ve Wind Sörf kargaşası ortasında türlü kazaların yaşandığı ANARŞİK bir ortam oluşmuş, bunlar çeşitli önlemler ile bertaraf edilmişti. Yine de gelişmekte olan KİTE (paraşüt) sörfü koyda hak ettiği ayrıcalığa hiçbir zaman sahip olamadı.
 
Başta yapılaşma nedeniyle, daralan Sörf Pastası, yıllar yılı “iptidai koşullarda” eğitim verebilme mücadelesi altında ezilen sörf okulları açısından haksız rekabet ortamını da beraberinde getirdi. Geçtiğimiz yıllara oranla ciddi miktarda Rüzgar Sörfçüsü Kaybeden Alaçatı bir avuç sörf okulunun hayata tutunma trajedisine de sahne oluyor.
 
Başta prensip olarak, Dalış ve Kite Sörfü gibi Rüzgar Sörf meraklıları, doğa tutkusu olan kimselerdir ve bu kesim insanlar, LÜKS tüketim, Endüstriyel Mimari, Şıklık ve Gösterişten uzak, doğa ile iç içe yaşamdan keyif alan, pratik ve sade yapıdaki insanlar topluluğudur. Çadır Kamplarını, Karavanları, sade bungalov düzenlemelerini, tabiatla iç içe geçmiş, temel ihtiyaçların giderilmesi dışında çok fazla özelliği olmayan tesisleri ararlar.
 
Ne yazık ki, bölgede yine meşhur RANT tehdidi, üstelikte Sörf tutkunlarının Cazibe merkezinin bizzat yaratıcısı oldukları yerde, en başta Sörfü katledecek nitelikte yapılaşmanın önünü açma yolunda istikrarla ilerlemektedir.
 
Yine de Turizm Yatırımları yapılabilir, yine de yapılaşma oluşabilir, fakat buna rağmen, Çark Plajının Sörf özelliği üzerinde hassasiyetle durulabilir ve bu özellik KORUMA PRENSİBİ ile hareket edilebilirdi.
 
Her yeni günde, şekillenen her yeni planlamada, bir öncekini aratacak oranda kötü temeller üzerine, daha bozuk daha verimsiz planlamalar yapılmakta olduğunu görüyoruz. 
 
Yabancılar Turizminin bittiği, Termal turizminin maskaralığa çevrildiği,  ağaçlık alanların Rant Uğruna katledilip Betonlaşmaya teslim edildiği, Yerli turiste Beach Clup turizminin pompalandığı ve neredeyse bunun dışında hiçbir alternatif turizmin bırakılmadığı bölgemiz açısından, RÜZGAR SÖRFÜNÜN SON ÇIRPINIŞLARINDA OLDUĞUNU GÖRMEK ÜZÜNTÜ VERİYOR!
 

 

Etiketler:

Misafir - 26.09.2015 23:27:25

  • mustafa kapancıoğlu
  • son derece haklısın....çok doğru bir yazı....kutlarım.
  • Misafir - 21.09.2015 04:11:22

  • Sezin hocaoğlu
  • eleştirinin yanında çözüm önerilerini de sunmuşsunuz.Umarım yetkililer ilgilenirler
  • Misafir - 18.09.2015 12:49:59

  • Gündüz Kapancıoğlu
  • Alaçatının bölgemize doğası tarihi ile sağladığı zenginliğin deniz sporları alanındaki durumu fevkalade analiz edilmiş.Yazıda geçmişte yapılmış hatalar işaret edilmiş.Bunlardan ders alıp geleceği iyi değerlendirmek lazım.....dilerim konu ile ilgili tüm kişi ve kuruluşlar yazıyı okusunlar ve önemsesinler..
  • Misafir - 18.09.2015 01:09:07

  • edibe hoscanoglu
  • super yazmissin BASAKCIM ellerine,dusuncelerine saglik .Hepberaber izin vermiycez.surf cennetinin yok olusuna,,Dunyanin en guzel dokularindan bir koseyi goz gore gore yok etmelerine aklim ermiyor ama masallah basimizdakilerin herseye akli yetiyor)):
  • Yazarın Diğer Yazıları