Yasemin Başak Arel
SAYIN "SONERYALÇIN'A" MEKTUP
Sayın Yalçın,
En son derleme, analiz makaleniz içinde, bir kez daha Babam Gündüz Kapancıoğlu’ndan (Gündüz Kapani) bahsetmeniz beni çok etkiledi. Babama ilginizi, duyduğunuz “haklı “ hayranlık olarak görüyorum. Hakkınızı vermek lazım diye düşünerek ben de Siz’e teşekkür maksatla mektup yazma gereği duydum.
Son 50 yıllık Türkiye tarihinde siyasi gelişmeleri analiz ederken, Tarihimize müspet ve menfi isimleri kazınmış onlarca insan arasından Babamı seçmekte, iki de bir gündeminize almakta ne kadar isabetlisiniz biliyorum.
Naylon faturayı icat edenler, KDV’cilier, hortumcular, yolsuzlar, imar yolsuzlukları, katiller, hırsızlar, kul hakkı, yetim hakkı yiyenler, birçok insanın canına ve malına kasteden, azmeden ya da vesile olan kararlara imza atanlarla ve daha kötüleri ile dolu yakın tarihte, üstüne basa basa gündeme taşımaya kararlı olduğunuz kaç tane “TEMİZ” isim sayabilirsiniz?
Bu kadar çok vatan haini yetiştirmiş bir ülkede, bu kadar çok hırsızın, uğursuzun düzen kurduğu, çıkar çevreleri dışında kalan temiz dürüst insanların ezilip yok edildiği son 50 yıla bakarken, 20 yaşında bir delikanlının vatan sevgisi uğruna, kendince girmiş olduğu mücadele yıllarını, gündeme taşımanız ne kadar anlamlıdır bilemezsiniz. Gündüz Kapancıoğlu, aslında kimdir? Diye merak edersiniz diye düşündüm,
Hayatında hiçbir gün tek bir tapu sahibi olmadan 5 evlat büyütmüş bir babadır. Halen 49 yıllık eşiyle birlikte emekli maaşlarıyla kirada yaşayan 72 yaşında bir delikanlıdır. 20 yaşında ne kadar vatanseverse, 72 yaşında da aynıdır. Canı, canından çok sevdiği eşi ve evlatları için vatan sevgisini ikinci plana atmamıştır. Hayatının her döneminde ailesinin rızkı bile ikinci planda olmuştur.
Faşist Almanların, halen “köpek” muamelesi yaptığı halkını korumak ve kendince savunmak için canını hiçe sayan mücadele yıllarından övgüyle bahsetmeniz ne hoş! 2 yaşında Bir bebeğini İzmir’deki anasına, 1 yaşındaki bir bebeğini baldızına emanet edip, eşinin de çalışmakta olduğu Alman topraklarından sınır dışı edilmesini gelin bir de bizden dinleyin. Kolonici, Sömürgeci, Emperyal dünya devletleri topraklarında bir Türk olarak özüne sağdık kalarak yaşamayı, onuruyla hayatta kalmayı onlar gibi isimsiz kahramanlara sorun.
400 yıllık soy şeceresi bulunan İzmir için yaptıklarını da araştırmanızı tavsiye ederim. Öyle 3-5 yıllık gençlik, toyluk günleri mücadelesi de değildir. En az 30 yıl türlü çalışma ortamları içinde İzmir Kenti için, canla başla mücadele vermiştir. Halen vermektedir.
Arzu ederseniz bize buyurun, çayımızı için. Kızı ve damadı vesilesi ile Sizin de mülkünüz olan Ovacık’ta çok sık bulunur. Komşunuz sayılır. Zannettiğiniz kadar ulaşamayacağınız bir insan değildir. Ovacığa gelmişken, gündeminize girmeyi hak edecek çok enteresan başlıklar, araştırma konuları bulabilirsiniz.
Kirle, kanla, pislik, uğursuzlukla, hainlikle, çıkar menfaat ilişkileri ile vatanı sata sata kendi çapında servetler edinerek Cumhuriyet tarihi yazanların yanı sıra, babam gibi müstesna kişiliklerin de olduğu ve her şeye rağmen mücadeleden yılmadıkları için bu Vatan’ın halen bir bütün ve halen çok daha Kutsal olduğunu daha iyi anlamanız dileğim ve saygılarımla