BÖYLE BİR ÜLKEDE; SİZ ENFLASYON OLSAYDINIZ DÜŞER MİYDİNİZ?
Sadece ” Faiz sebep, enflasyon netice” midir?Enflasyon 70 yıldır düşmez…Niye ?…
Düşünelim…
Bir toplumun sağlıklı işleyişinin, yönetilişinin anahtarı sağlıklı bir hukuk düzenine sahip olması; hukukun üstünlüğü ilkesinin bütün vatandaşlarca kabul görmesi ve titizlikle uygulanmasıdır.
Peki öyle midir?..
Üretebilme kabiliyeti gelişmemiş bir toplumun ( eskiden bu işe ” doğulu gibi üretip batılı gibi tüketmek” deniliyordu) aşırı bir tüketim toplumuna dönüşmesi “İSRAF EKONOMİSİ”…
Peki öyle midir?…
Eğitim kalitesinin çok düşük olması… Bir yandan dünya standartlarını yakalayabilmiş yüksek kalitede eleman yetişmesini sağlamış bir eğitim sistemi; diğer yandan ortalama eğitim seviyesinde nitelikli, özellikli, teknik donanımı yüksek ancak feragat ve fedakarlık duygusu da gelişmiş insan modeli yetiştirmeyi başarmış bir MİLLİ EĞİTİM…
Peki öyle midir?..
İşi, imkanı, görevi, mevki ve makamı hak edenlere veren bir bürokratik sistem yerine adam kayırmacılıkla işleyen, liyakat, başarıyı esas alıp öne çıkaracağına “bilmesin, öğrenmesin, çalışmasın, isterse yatsın, isterse çalsın, ama benim adamım olsun” zihniyetiyle hareket eden ADAM KAYIRMACI ve LİYAKATSİZLİK EKSENLİ BİR SİSTEM…
Peki öyle midir?..
Yüzüncü yılını idrak eden Cumhuriyette neredeyse doğru dürüst “katma değeri yüksek buluşlar” üretme, oldurma başarısı gösterememiş bir toplum yapısı… Çekişme, ayrılık, çelişki, dedikodu, sen ben kavgası, adam sendecilik vs. , vb. ile heba edilen yıllar…
Peki öyle midir?..
Bütün bu sebeplerin ( hukuktan uzaklaşma, tüketim ve israf üzerine kurulu ekonomi, seviyesi düşük eğitim, adam kayırmacılık ve liyakatsizlik, didişerek yaşama ve katma değer olduramama) bir araya gelerek yaşanılan bir toplum hayatının ancak BORÇLANMA ile sürdürülecek bir noktaya gelmesi kaçınılmazdı. DOLAYISIYLA BORÇLANDIK, BORÇLANDIK, BORÇLANDIK, BORÇLANDIKÇA DAHA DA BORÇLANDIK VE ARTIK BORÇLARIMIZI ÖDEYEMİYORUZ…
Peki öyle midir?
Eskiden iyi, kötü bir “kalkınma stratejisi ve planlaması” gibi bir derdimiz vardı. Hatta 60’larda DPT’yi kurmuştuk. “Beş yıllık” , “yıllık” planlar yapıyorduk. “Sosyal Planlama” “İktisadi Planlama”, “Koordinasyon”, “Kalkınmada öncelikli yöreler “ gibi konuları ( daireler) dert ediyorduk. İşliyordu, işlemiyordu, uygulanıyordu, uygulanamıyordu, ama olsun niyetimiz vardı, gayretimiz vardı… Adı “kalkınma stratejisi” ya da “planı” olan bir sistemi hep birlikte yürütelim gayreti içerisinde idik. AB’ne gireceğiz gayret ve düşüncesi ile Birliğin bize verdiği ve bizden beklediği KATILIM ORTAKLIGI şartlarına uygun (!?) davranacağız diye “strateji/plan” yapıyorduk…(“Ulusal proğram” … en son 2002) Ne plan, ne planlama, ne strateji ,ne bunlara uygun bütçe (TBMM) çalışması, ne hesap ne kitap…
Peki öyle midir?
SONRA “FAİZ SEBEP, ENFLASYON NETİCE…”
SORU TEK: Böyle bir ülkede; SİZ ENFLASYON OLSAYDINIZ DÜŞER MİYDİNİZ?
13 Ağustos 2024
