x
   
29.12.2015 03:57:17
Okunma: 5513
0 Yorum

Mehmet Erdül
SON YILBAŞI

 

Ben babamı 31 Aralık 1960 gecesi bir trafik kazasında kaybettim.

 
Annem 30 Aralık 1998 günü vefat etti. 31 Aralık günü insanlar yılbaşı kutlamaya hazırlanırken bizler annemi Karşıyaka Soğukkuyu mezarlığına defnediyorduk.
 
31 Aralık 1959 gecesi birlikte kutladığımız son yılbaşı, babam, anam ve kardeşlerimle tombala oynadığımız en güzel yılbaşıydı. 
 
Kestane pişirmiştik sobada. Annem mısır patlaşmıştı.
 
Babam Ankara’da Ulus-Gazi Mahallesi arasında dolmuşçuluk yapardı.
 
“Siz hazırlıkları yapın ben akşam saat dokuza doğru gelirim “ demişti evden çıkarken.
 
Ulus’tan, İstasyona giden İlk TBMM binası önündeki yolun 19 Mayıs Stadyumu önünde, Gençlik Parkı kavşağındaki durakta, arabasının camlarındaki buzları temizlerken Vehbi Koç’un makam arabası çarpmıştı babama.
 
Bütün gece bekledik gelmedi. 
 
1 Ocak 1961 sabahı Hacettepe Üniversitesi Hastanesi morgundan alıp defnettik, yerini bile bilemediğim bir mezarlığa.
 
Benim için yılbaşı yoktur.
 
Her 31 Aralık’ta içer, gözyaşımı içime gömerim, kimseye içimde kanayan yaranın acısını hissettirmem.
 
Bayramlarda gelenler gibidir Yılbaşında gelenler.
Aile fertlerimle birlikte olurum. Hediyeler alırım geleceklerini umduklarıma.
Tombala oynarım torunlarımla, patlamış mısır yemeye ve kestane kızartmaya özen gösteririm. Ve yılbaşı kutlamaları yapılırken içerim akıl almazcasına, sarhoş olur, sızar yatarım.
 
Her 31 Aralık gecesi “Bu son Yılbaşı olabilir” diyerek ailemle birlikte olmaya çalışırım.
Babasını, anasını, kardeşlerini gelecek yıl 31 Aralık gecesi görüp görmeyeceklerini bilmeyenlere selam olsun.
 
“Mutlu Yıllar!” diyorsunuz ya.
 
Mutlu yıl yoktur.
 
Mutlu aile bireyleri vardır.

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları