x
   
02.11.2016 18:35:25
Okunma: 3241
0 Yorum

Mehmet Erdül
"KAFAMDAKİ ÖZGÜRLÜĞÜ, İÇERİ GÖTÜRÜYORUM."


“Bugünkü yönetim biçimini ve Türkiye için yönetimce ön görülen rejimi, kendi demokrasi anlayışım açısından, içime sindiremediğim bir gerçektir. 
 
İçime sindirmeye de mecbur değilim.  

Yürürlükteki Anayasayı benimsemek ve Türkiye’nin başına getirilen dertlerden Anayasa’nın sorunlu gibi gösterilmesini ret etmek suç olmasa gerekir.” 
 
12 Eylül sonrası rahmetli Bülent Ecevit, Milli Güvenlik Konseyi’nin 52 sayılı bildirisine aykırı davrandığı gerekçesiyle, Ankara 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanıyordu. Yukarıdaki alıntı Ecevit’in savunmasından alınan bir paragraftır.
 
Ecevit o davada mahkûm oldu.
 
3 Aralık 1981 günü Avukatı Şahin Mengü ile birlikte Özel Kalem Müdürü olarak ben, Ecevit’i hapishaneye götürmek için ORAN sitesindeki evine gittik. 
 
Markasını şimdi anımsayamadığım ve hayatımda o gün ilk kez kullanacağım, günün şartlarına göre son model ve Türkiye’nin zengin denilen kesiminin sahip olduğu cinsten, kırmızı ve beyaz renklerin hâkim olduğu, Şahin Mengü’nün bir arkadaşının arabası ile cezaevine götürmek üzere Oran’daki evden çıktık.
 
Kapının önünde Ecevit basına bir demeç verdi. Ancak o demece yayın yasağı konuldu. Ecevit demecinde şöyle diyordu; 
 
“Hapishaneye giderken vicdanımda bir rahatsızlık duymuyorum. Bu ceza, bir anlamda, özgürlüğüme getirilen yeni bir kısıntı olacaktır.  

İnanıyorum ki, bedelini ödemeyi göze alanlar için, özgürlük her zaman, her koşul altında vardır.  

Dışarıda bir mahpus gibi yaşamaktansa, bir özgür insan olarak bir süre hapiste kalmayı tercih ederim.  

Ulusça özgürlüğün bedelini ödemeye alışmamız gerekir. 
 
Özgürlük aslında insanın kafasının içindedir. Ben kafamın içindeki özgürlüğü içeri götürüyorum.” 
 
1 Şubat 1982 günü saat 10.40’ta Ecevit cezaevinden çıkarken şöyle diyordu; 
 
“Hapsedilmekle ben bir şey kaybetmiş değilim, hapsedilmemden kimin ne kazandığını da bilmiyorum.  
Özgürlük ve demokrasi istenci, kayaları delen ince otlar gibi, tüm engelleri aşarak yüzeye barış içinde çıkacaktır.” 
 
İnsanları yok sayabilirsiniz. 
 
Halkı yok sayabilirsiniz.
 
Muhalefet ediyormuş gibi görünerek, halkı kandırdığınız sanısına kapılmanız kurtarmaz sizi.
 
Ecevit'in şapkasını kafanıza giyebilirsiniz.
 
Rahşan Hanım da sizin yanınızda olabilir. 
 
Görüşürüz. 
 
Bu ülke ne "31 Mart olayları" gördü, 
 
Parlamenter sistem ortadan kaldırılırken sessiz kalıyorsunuz ya, kendi gelemeyeceğinizi (!) hazırladığınızın farkında değilsiniz.
 
Görüşürüz.
 
İki partili sistem belki getirilecektir.
 

Ancak o sistemde siz olmayacaksınız ve tarih sizi parlamenter sistemi kaldıranlar olarak yazacak. 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları