x
   
12.02.2017 15:37:55
Okunma: 3652
0 Yorum

Mehmet Erdül
DÜNYADA EN BİLGİLİ KİM?

 
Hak edenin yönetimi, liyakat Sistemi’ne “Meritokrasi” deniliyor. Azınlık yönetimi ise Oligarşi diye tanımlanıyor. 

 “Sokrates’in Savunması”, Platon’un bir eseridir ve konusu Sokrates’in ölümüdür.
 
Delfi Kâhini, Apollon’a, “Dünyada en bilgili kim?” diye sormuş, o da “Sokrates” diye yanıt vermiş.
 
Bu yanıt Sokrates’i çok şaşırtmış, çünkü kendisinin söylendiği kadar bilgili olmadığını düşünüyormuş.
 
“Apollon yalan söylemeyeceğine göre, mutlak bir bildiği var ki beni en bilgili olarak göstermiş”  diyerek, işin aslını araştırmaya girişmiş.
 
Her önüne geleni sorgulayarak, kendisinden daha bilgili birisini bulmaya çalışmış.
 
Bu araştırma tanrının kehanetinin sırrını çözme çabasıdır.
 
Sokrates öyle doğa bilimci falan değil, dini yönü olan, öbür dünyaya inanan biriydi. Parmenides ve Pisagor felsefesini takip ediyordu.
 
Bu felsefeye göre, her şey birdi, değişim yoktu.
 
Platon, Sokrates, Aristoteles, Zenon, Parmenides gibi düşünürler, bir ekol oluşturmuşlar, değişimin imkânsız olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlardı.
 
Böylece insan ruhunun ölümsüz olduğunu göstermek derdindeydiler.
 
Bu ekolün tam karşısında ise Demokritos gibi değişime inanan (ateist) filozoflar bulunuyordu.
 
Anladınız değil mi yaşadığı topraklardan kilometrelerce uzaktaki ülkelere Demokrasi Getirme yalanıyla ölüm getirenlerin babasının aslında kim olduğunu?
 
Sokrates’in öldürülmesinin temelinde de dinsel ve siyasi nedenler yatar.
 
Sokrates, bilgili kişileri sorgulamaya başlar.
 
Sokrates’e düşman olan kişiler onu dinsiz olmakla suçlarlar.
 
Sokrates, dinsiz olmak bir yana, oldukça dindar, sofu biridir.
 
Sokrates, yıllar süren araştırmalarını sonuçlandırır ve şu karara varır: 
 
“Apollon, benim en bilgili kişi olduğumu ileri sürmekle aslında şunu demek istiyordu:

Bakın ey insanlar, içinizde en bilgili olan Sokrates’tir, çünkü o bir şey bilmediğini biliyor.

Onun bilgisinin size üstünlüğü buradadır.

Sizden daha çok şey biliyor, çünkü siz, hiç bir şey bilmediğiniz halde, bildiğinizi sanıyorsunuz, oysa Sokrates zaten bilgisiz olduğunu biliyor.”
 
Sokrates bir başka ilkeyi sorguladığı için hem siyasal yönden hem de dinsel yönden insanları rahatsız etmiştir.
 
Siyasal olarak, Sokrates demokrasi karşıtı biridir.
 
O zamanlar Atina demokrasi ile yönetiliyordu.
 
Bu devlet sistemini sadece yöneticilerin seçilmesi olarak görmemeli, o dönemde bütün devlet görevleri ‘demoktatik’ seçim yoluyla ya da kura ile yapılıyordu.
 
Sokrates, her işi ehli olan kişinin yapması gerektiğini savunuyor, seçim sistemindeki sakatlığı eleştiriyor, bunun ortadan kaldırılması için çalışıyordu.
 
Eski Yunan’da adalet kavramı “her şeyin ait olduğu yerde bulunması” anlamına geliyordu.
 
Buna göre, her nesne, ait olduğu yerde bulunuyorsa adaletliydi.
 
Oysa Sokrates, ” Mademki her şey yerli yerinde olunca adalet oluyor, o halde devlet görevlileri de olması gereken yerde olsun. Devlet görevlerine sadece o işi iyi bilen, en iyi bilen, kişiler gelsin.”  Diyordu.
 
İnsanları birbirlerine kırdıran, sürgün, kıyım, ölümlerle yok eden demokrasi anlayışı yok olsun. Ve ülke yönetimlerinin başına ister seçimle, ister atamayla yapacağı işi en iyi bilen kişiler gelsin, ama önce beyinlerinde ve kalplerinde çevre, doğa, hayvan ve en önemlisi insan sevgisi bulunsun yeter.
 
 
 
 
 
 

 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları