İzmir Büyükşehir emekçileri 10 ay dolmadan burnumuzdan geldi. 5 yıl nasıl geçecek diye Kara Kara düşünüyor…
Tugay’ın sosyal medya hesabından yaptğı açıklamada;
“İller Bankası’ndaki payımızın Maliye Bakanlığı’nca hukuki dayanaktan yoksun biçimde kesilmesi, ödeme programımızı öngörülemeyen şekilde değiştirmiştir. Bu durum, iştirakimiz 32 şirketten 3’ünde 7 Ocak’ta yapılması gereken ücret ödemelerinin üç iş günü ertelenmesine yol açmıştır. 29 şirketimizde çalışma arkadaşlarımızın birikmiş ikramiye, aile yardımı ve diğer hakları ile Aralık ayı ücretlerine ilişkin 7 Ocak’taki ödemelerinin yapılması talimatı bankalara verilmiştir.
Diğer 3 şirketteki çalışanlarımızın, eksik yatırılan 7 Ocak ücretleri takip eden üç iş günü içerisinde ödenecektir. Merkezi hükümetin hukuki dayanaktan yoksun kesintisinden vazgeçeceğini umuyor; diğer taraftan, merkezi idarenin bu davranışına bağlı kalmadan bütçemizi ve ödeme programımızı hazır hâlde tutacağımızı halkımızın bilgisine sunarız. Bizler bu süreci İzmir halkı ile birlikte dayanışma içinde atlatacağız; ne hizmetleri aksatacağız, ne de halkımızın hakkını savunmaktan geri duracağız.”
Sayın başkan öncelikle İştirakleriniz olan şu 32 şirketi tek tek açıklayın da biz de, siz de, açıklama yaptırdığınız Genel Başkanınız da İzmir halkı da öğrensin.
Büyükşehir Belediyesi web sayfasında 16 adet görülen şirket sayısı ne zaman 32 sayısına ulaştı acaba… Bu veriyi güncellemeyi düşünüyor musunuz?
Müteahhit ve Yüklenici firmalara yaptığınız ödemeleri de mi Belediye Şirketi ödemeleri olarak görmeye başladınız. Yada size böyle mi bilgi verdiler. Sanırım 10 aylık görev sürecinde İştiraklerinizin sayısını öğrenmiş olmalısınız.
Neyse ki bu yazıyı okuduktan sonra öğreneceksiniz en azından…
Merkezi hükümetin hukuki dayanaktan yoksun kesintisinden kaynaklı olarak çalışanların ücretlerinin ödenemediğini ifade ediyorsunuz. Bu tür kesintiler sadece sizin döneminizde mi yapıldı.?
Kurumsal hafızayı bilgi teknolojileri hafızası olarak gördüğünüz için sanırım, Önceki dönemlerde de bu tür kesintilerin yapıldığını size kimse söyleyememiş.
Ya da bu gerekçe ile siyaset yapmak daha kolayınıza gelmiş olabilir mi?
Ayrıca; bu kesintiler sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden mi yapıldı. İstanbul, Ankara, Manisa, Aydın, Eskişehir ve diğer Büyükşehir Belediyelerinden de yapılmadı mı. O Belediyeler çalışanlarına ücretlerini öderken, acaba Belediye iştiraklerinin sayılarını doğru mu biliyorlardı.
Yanlış açıklama yaptırdığınız Genel Başkanınız size Sayın Başkan diğer Büyükşehir Belediyelerimizin tamamı çalışan ücretlerini ödeyebildi. Siz hangi gerçek nedenle emekçilerinizin ücretlerini ödemediniz diye sormadı mı…
Genel Başkanın en yanında bulunanlarda mı kendisine sufle yapmadı.
Umarım bu ay hiç bir mazeret ve gerekçe göstermeden yapacağınız doğru planlama ile diğer Büyükşehir Belediyeleri gibi çalışanların ücretlerini tam ve eksiksiz ödersiniz.
Genel İş Sendikası TİS Dairesi Başkanı Faruk Saral’a, Hasbelkader başkan; benim işe aldığım işçiler bana karşı eylem yapmayacaktı dediği haber bültenlerine yansıdı.
Fiilen göreve başladığı günden bu güne kadar Belediye şirketleri ile iştiraklerine seçim öncesi bir çok alınmış diye açıklama yapan başkan, bu güne kadar kaç çalışanın işine son verdiniz. O günden bu güne seçim öncesi söz verdiği, kendisine koşulsuz biat edeceğini düşündüğü kaç kişi işbaşı yaptı?
Yüreği yetiyorsa açıklasa da hep birlikte öğrensek.
Göreve geldiği günden bu yana Üstlerine karşı sevecen ve sempatik, memur ve işçileri ile yönetim kadrosunda yer alan astlarına karşı ise davranışsal farklılık gösteren, anti sempatik, baskı, tehdit ve sendika yöneticilerinin açıklamaları doğrultusunda mobbing uygulayan, iletişimsiz faşizan tavrı ile dikkatleri çeken, yaptığı atamalarla Liyakat tanımayan ve partisi ile çelişen Hasbelkader başkan, “Ülkemizde her türlü mağduriyeti ve dezavantajı yaşayan kesimlere çözümler üretmek için bir an önce kendimize yol haritası çizmek zorundayız.” diye ifade kullanmış.
Sanırım kendi düşüncelerini ifade etmek yerine, eline yazılı olarak verilen metni okumuş olmalı.
Yoksa söylediği bu ifadenin aksine davranış göstererek haklarını arayan işçilerini sokağa atarak onları, ailelerini ve çocuklarını bu kış gününde bilerek ve isteyerek mağdur ettiğini, çizdiği hangi yol haritası ile açıklayabilir…
Sırada çıkış işlemleri yapılmak üzere isim listelerinin hazırlandığı çalışanları var mı…Varsa hangi kurum ve şirketlerin personelleri.
Ücretlerini alamadıkları için İş Kanununun ücret hakkı maddesi ile 34. maddesi ve Toplu İş Sözleşmesinin ilgili hükümleri kapsamında Haklarını arayan işçileri sokağa atmak, hangi Sosyal Demokrat aklın ürünüdür.
Yenilenen Cumhuriyet Halk Partisi emekçiye bakışının yol haritasını İzmir’de sergilediği yöntemle mi çizecek. Ülkeyi İzmir’de emekçisine uyguladığı bu model ve zihniyet ile mi yönetecek…
Çalışanlarına ve Sendika yönetimlerine parmak sallayarak mı iktidar olacak…
Bu güne kadar ki uygulamaları ile anlaşılan hiç bir hazırlık yapmadan geldiği bu görev için, sanırım Tanrısal güce sahip olduğunu düşünen, Anayasa ve diğer yasaların Sana Yasa olmadığını Hasbelkader başkan’a birilerinin hatırlatmakta fayda olacağını düşünüyorum.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’nın Zorla çalıştırma yasağı
Madde 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Ayrıca;
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 4. maddesi şöyle ifade edilmiştir:
“1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz
2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.”
Ücretlerini alamadıkları için İş Kanununun ücret hakkı maddesi ile 34. maddesi ve Toplu İş Sözleşmesinin ilgili hükümleri kapsamında, Emeğinin karşılığında alması gereken ücretini alamadığı için hak arayan çalışanları, işe kendisi aldı diye kendisine biat etmeyen, kulu ve kölesi gören, emeğinin karşılığında ücretini ödemediği insanları, ücretlerini ödemeden zorunlu ve zorla çalışmaya tabi tutarak, çalışanları işten atma tehdidi ile cezalandırıp zorla çalışmaya tabi tutarak, sözde iş kanunu hükümlerini uyguladığını iddia ederek çalışanlarını işten attığını açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında hasbelkader yer edinmiş emek karşıtı zihniyet unutma ki, hiçbir baskı, hiçbir tehdit, Emekçilerin haklı mücadelesini durdurmaya yetmeyecektir.
Bu ülkede hukukun ve adaletin olduğunu hiç kimse aklından çıkarmamalıdır.
Yine tekrar ederek soruyorum ve sormaya da devam edeceğim.
CHP Genel Merkezi, İzmir’li Genel Başkan Yardımcıları, İzmir Milletvekilleri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin seçilmiş tüm dürüst Meclis Üyeleri bu gidişata daha ne kadar seyirci kalacak…
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasal bir suç olabileceğini düşünmek dahi istememekle birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere yapılan uygulamanın konusu suç teşkil ediyorsa ilgili tüm kurum ve kuruluşları daha büyük mağduriyetler yaşanmadan bu konuda gerekli incelemeleri ivedilikle yapmaları gerektiğini düşünüyor ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyorum.
