x
     
22.05.2018 17:55:55
Okunma: 2456
0 Yorum

Dr.Mustafa Yuluğ
ADALET

 

 
Birçok türde olduğu gibi, yiyeceği ile üreyeceği eşini ele geçirme bakımından öteki bütün canlılarla rekabete girip çok kez dövüşme zorunda kalan insan, yine birçok tür gibi, sürü halinde yaşamak üzere programlanmıştır.
 
Yaratıkları, topluluk olarak öteki sürülerle, birey olarak da sürünün öteki bireyleriyle savaşma zorunda bırakan, ayrıca da sınıfsal farklılıklar yaratan (Egemen sınıf/ezilen sınıf biçiminde) biyolojik yaşamın, en düşük ölçütlerle bile, 'adil' sayılması mümkün mü... Bir Acem şair 'Tek ölüm adildir, çünkü herkesi vurur' demiş. Minicik çocukları da solduran ölümün neresi adil... Gençleri, ellerine birer silah verip birbirine öldürtmek de adil bir şey mi... Doğal afetler bir yana sosyal ve ekonomik düzenin yarattığı yoksulluklar, açlıklar, işsizlikler, evsizlikler ne olacak...
 
Azgelişmiş yörelerimizde erkenden evlendirilip çok çocuk üretmeye, kötü muamele görmeye hükümlü kız çocuklarının adaletle ilgisi nasıl kurulacak... Bu örnekler sonsuza dek çoğaltılabilir.
 
Doğal düzen üzerine kurulu olduğu ve egemen sınıf üyelerinin ezici çoğunluğunu doğrudan avantalarını büyütmeye koşullandırdığı (homo economicus), öteki sürü bireylerine de bu yönde kötü örnek oluşturduğu için, kapitalist sistemde, adalet denen kavramın ancak sınırlı bölümleri, esintileri ortaya çıkabilir ve hepsi de bu kadar…
 
Üretimin yalnızca insanın yararına yöneltilmesinin sağlanması (Silaha, savaşa, servet depolamaya, çılgın tüketime, uyuşturucuya, kara paraya, lüks yatlara katlara, dolandırıcılıklara, canlıları ve çevreyi yok etmeye değil) ve yine üretimin hakça dağılımı, ancak, bilim ve teknolojiye ve ahlaka yüzde yüz dayalı iktisadi, sosyal ve kültürel planlama ile mümkün hale gelebilir.
 
Dolayısıyla, adalet, böyle bir planlamayı olası hale getirecek bütün sosyal ve pozitif bilimlerin, ayrıca felsefe, ahlak, kültür ve sanatın gerçekleştirilmesi ve erişilmesine katkı koymak zorunda olduğu bir 'ideal’dir. Konunun mahkemeler, hukukçular, savcılar, yargıçlarca ele alınmakta olan bölümü ise evrensel adalet hedefine yönelik devinimin küçük ama çok küçük bir yüzdesinden ibarettir diyebiliriz.
 
Mustafa Yuluğ
 
DÜNYA GENÇLERİ,
 
Yukarıda gerçek anlam ve kapsamı belirtilmiş ADALET, küresel olarak, ancak sizlerin özveri ve önderliğinizle oluşturulabilir. Bunun için dünya halklarını ezmekte olan silah araştırmacı, sanayici, tacir ve lojistikçileri, savaş plancı ve akbabaları, uyuşturucu kaçakçıları, para haydutları, dijital kalpazanlar ile faizciler, dolandırıcı sömürgeci şirketlerin tümü, dünya mafyası ve derin devleti ile bunların birçok yöredeki yönetici, politikacı, taşeron, paralı asker, çeteci, rüşvetçi ve kokuşmuşu, medyada, eğitim/öğretim ve inanç kurumlarında, ayrıca da yönetimin içinde üslenmiş uyutucu toplum mühendisleri, bölücüler, kışkırtıcılar, darbeciler ve koşuntularının egemenliğine derhal son vermeniz gerek…
 
Hem de kimseye bir fiske bile vurmadan, insanları katletmek için üretilen silahlara el sürmeden… Bunun için küresel olarak örgütlenmeniz ve dünyayı nasıl değiştireceğinizi gösterecek bir teori geliştirmeniz yeterli. Sahtecilerin sizlere karşı durması olası değil. Aslında bunların hepsi kâğıttan kaplan…
 
Yeryüzünde ilk antiemperyalist savaşı vermiş halkımızın gençliği bu yönde de niye önderlik yapamasın ki… 
 
Mustafa Kemal'de böyle olsun istememiş mi…
 

Etiketler: