Çeşme belediyesi YD Kararları ile yıkımları yapamıyoruz diyor,
Oysaki 2863 sayılı KANUN ÇOK AÇIK!
2017 yılından bu güne Boyalık mevkiinde ikiz villayı yıkamadı,
ikiz villa paydaşlarından biri,
Tabiri caizse binayı ortadan peynir gibi keserek yıkıyor ve yeniden binayı dikiyor!
Bu binayı dikerken TADİLAT RUHSATI alıyor,
çeşme belediyesi de gözünü kapatarak yıkılan binayı görmüyor ve veriyor TADİLAT RUHSATINI,
Bu olası mı ELBET DEĞİL!
Lakin birileri herhalde çok güçlü olacak ki gözler kapanıyor!
MUVAFAKAT olması gerekirken MUVAFAKAT ta yok!
MUVAFAKAT olmadan yapılamayacağı için Çeşme belediyesi yan paydaşın muvakatı alamadığından Çeşme Sulh Hakimliğinden alıyor,
Diğer paydaş benim benim muvafakatım yok diye YARGITAY’A gidiyor,
YARGITAY TOKAT GİBİ cevap veriyor “KAT MÜLKİYETİ KANUNUNA AYKIRI” DİYOR,
iTİRAZLAR YAPILIYOR ÇEŞME BELEDİYESİ EL MECBUR YIKIM KARARI ALIYOR,
Yıkım Mehter Marşıyla başlıyor!
Ağırdan alınarak yıkılırken,
İMAR BARIŞI GÜNDEME GELİYOR!
İmar Barışı yıkımı engelliyor!
Ama unuttukları bir şey var dı,
Bu alan 3. derece SİT ALANINDAYDI,
Sit Alanı olduğu için kuruldan görüş alınmadan ruhsat düzenlenemez, düzenleyenler suç işlemiştir,
Mimari projede tadilat olacaksa projenin mimarinin yapması veya muvafakat vermesi gerekir.
Betonarme yapılar statik olarak tek bina şeklinde hesap edildiğinden ve betonu yekpare olarak döküldüğünden bir binanın yapılması veya yıkılarak diğerinin kurtulması mümkün değildir.
Ruhsat iptali yapılarak talep edilmesi halinde iki bagimsiz bolumun yürürlükteki imar plani,kanun ve yönetmeliklere gore yeniden yapılması gerekmektedir.
İki binada su an ruhsatsız duruma düşmüştür.
SİT KURULUNDA ALINAN 3 KARAR VARDIR!
B kararlarda 2863 sayılı YASAYA GÖRE YIKILMASI lazım demektedir,
Yapı Kayıt zaten sit alaninda gecerli değil!
Geçerli değil çünkü bununla ilgili bir çok mahkeme kararı mevcut,
Ankara 4. İdare Mahkemesinin 21/02/2019 tarih ve E:2018/249, K:2019/332 sayılı kararında ise “
Uyuşmazlık konusu olayda; I. ve III. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilen yerdeki inşai faaliyetin, basit tadilât ve tamirat kapsamında görülmesine olanak bulunmayıp, bu tür fizikî ve inşaî müdahalenin ancak Koruma Bölge Kurulunun kararına bağlı olarak yapılabileceği ve izinsiz yapılması halinde de kaldırılmasının yasal zorunluluk olduğu, Bu durumda; Koruma Bölge Kurulunun izni ve onayı alınmadan yapılan imalatların yıkılmasına yönelik Kurul kararı ve kurul kararı uyarınca tesis edilen, aykırılıkların yıkılarak kaldırılmasına yönelik Yenimahalle Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığına” karar verilerek yapı kayıt belgesi geçersiz sayılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise 2023/7 sayılı kararı ile önce hem 3194 sayılı İmar Kanuna hem de 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa atıf yapmış, devamında ise “Başvuruya konu kararlar arasındaki aykırılık; III. derece arkeolojik sit alanında, Kültür ve Turizm Bakanlığından izin alınmadan inşa edilen yapılara, İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesine dayalı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgili birimlerince düzenlenen yapı kayıt belgelerinin, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca (KVKBK) verilen “izinsiz yapıların kaldırılmasına” ilişkin kararlarını, hukuka aykırı hale getirip getirmeyeceği hususundan kaynaklanmaktadır.” cümlesiyle uyuşmazlığı özetlemiştir.
Kararın devamında ise Geçici 16. Maddeye eklenen “2960 sayılı Kanun ” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesine açılan E:2019/21, K:2020/51 sayılı karara atıf yapılarak;
“Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, hem İmar Kanunu’nun 4. maddesi, hem özel kanun olan 2863 sayılı Kanun’un amacı ile tarihi ve kültürel mirasın korunması ve geleceğe aktarılmasının önemi, hem de imar barışına ilişkin işlemlerin yürütülmesinde yetkili olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görüş yazıları birlikte değerlendirildiğinde, korunan yerler açısından, KVKBK’dan izin alınmadan inşa edilen yapılar hakkında yapı kayıt belgesi düzenlenemeyeceği, düzenlenmiş olması halinde de bu belgenin, ilgililere herhangi bir hak bahşetmeyeceği ve 2863 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemleri hukuka aykırı hale getirmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, ret kararları doğrultusunda giderilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle sit alanında kalan taşınmazlar için alınan yapı kayıt belgelerini geçersiz saymıştır.
Yapı kayıt belgesini düzenleyen İmar Kanununun Geçici 16. Maddesinde ruhsatsız yapılara ilişkin bir sınırlama bulunmadığı gibi sınırlama yalnızca 31.12.2017 öncesi yapılan yapılara ilişkin olduğundan 2863 sayılı Kanun kapsamında lan korunması gereken yapılara ilişkin İDDK görüşü imar barışının amacına aykırıdır. Usulüne uygun başvuru yaparak bedelini ödeyen herkesin yapı kayıt belgesi ile kazanılmış hakkı olduğundan yargı kararı ile sınırlama getirilmesi Kanunun amacına aykırı olmuştur.
Yarın bu konuyu görüşmeye Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gideceğim.
Yarın yıkılamayan PIRLANTA SİTESİNİ ELE ALACAĞIZ.