Çizme giyip Gazze’ye gitme imasında bulunma tiyatrosunun; Şam’a, Atina’ya giriverme heyecanlı nutkuyla kendini alkışlatmanın; hele şu Emevi camiinde namaz kılma yolundaki gülünesi lafları söyleyebiliyor olmanın uygun davranış ve gerçeklerle ilgisiz sözler olduğuna inanarak aşağıdaki kötü örneği kullandım. Şahısları tenzih ediyorum.
Belki biraz tebessüm iyi gelir 🤔😉 DİLİN KEMİĞİ Mİ VAR, AT ATABİLDİĞİN KADAR…
…söyleyebiliyor olmayı uygun davranış olarak görmediğim halde “tebessüm ettiren” gerçeklerle yazıya devam edelim.
Bir ilçe ileri gelenlerinin hanımları ( bürokrat, eşraf, esnaf, serbest meslek erbabı vb. eşleri) oturmuşlar cay-kahve muhabbetindeler. Konu birazcık aile hayatıyla ilgili , daha da ileri giderek seks/hatta yatak hayatıyla ilgili konulara gelmiş. Bu tip konuları ayıp sayarız, konuşuluyor olmasından rahatsızlık duyuyor gibi yaparız, ancak konuşmaktan da geri durmayız.( hayatın gerçeğidir, hatta bu iş hem erkek, hem hatun meclislerinde had safhadadır, ama bir tabu gibidir ve kimse üzerine alınmaz 😉🤣)
Yine böyle bir mecliste, çay, kahve ve belki konken muhabbetinde laf açılmış. Konuşulan konu hangi evde haftada kaç kere seks yapıldığıdır. Konu adeta bir övünme yarışına döner. Hanımlar atıp tutmaktadır. “Dört”, “beş” diyen “her gün” diyen; aşağıda kalmamak ve eşini yüceltme adına “açık arttırma” misali “günde iki, üç “ ,”haftada sekiz on” diyen mi ararsınız, atan atana… Hanımlardan biri ( normal bir seks hayatı olan 😂 eşiyle normal ölçülerde ilişkisi olan – ne bileyim üç, dört diyelim- bir hanımefendi aşağılık duygusuna kapılmış, evde kocasına şarlamış. ” bizim neyimiz eksik, biz niye bu kadar az seks yapıyoruz” gibi laflarla kocasının başının etini yemeye başlamış. Adam artık vaki dırdırdan dayanamaz hale gelmiş ve bir seks psikoloğuna karı-koca birlikte gitmişler. İkisi birden bir dert, bir dert sorma gitsin…
Sanki dünyada başkaca problem yok… Psikolog sabırla dinlemiş, dinlemiş… Ne yapsın çaresiz 🤣… Sonunda kadına dönmüş ve demiş ki “hanımefendi dilin kemiği yok, siz de bu toplantılarda illa ki, gerçeği söylemeye mecbur değilsiniz, atın atabildiğiniz kadar ” yedi” deyin, “dokuz” deyin, çıkın çıkabildiğiniz kadar “ beyefendinin namı da böylece yükselmiş /yürümüş olur…”
31 Ağustos 2024
Şevket Bülend YAHNİCİ