Değerli Meslektaşlarım ve Aziz İzmir Halkı,
Bir haftadır, ailemle yaşadığımız zulmü artık sizlerle dosdoğru paylaşma zamanı geldi.
1968’de İzmir’de doğdum ve otuz yıl aşkın süredir aralıklı da olsa gazeteciyim.
Pek çoğunuzun bildiği gibi, meslek ilkelerime bugüne kadar kara bir leke sürdürmediğim gibi, kalemimi ve mikrofonumu devletimin bekası ve milletimin selameti için kullandım.
Haber yazarken, yorum yaparken her zaman cevap hakkına saygılı oldum.
Sert de olsa eleştirilerimi sergilerken, muhatabımın mahrem yaşamına, inancına, kültürüne, ailesine, malına ve mülküne saldırmadım. Belki bu yüzdendir, meslek hayatım boyunca adaletin hışmına uğramadım.
2014 yılında yayın yaptığım televizyonun, siyasal dayatma saikiyle işsiz kaldım. O dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Aziz Kocaoğlu’nun davetiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı olarak Büyükşehir Meclisi’nden de oy birliğiyle geçerek, kısa adı
APİKAM olan Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde görevlendirildim.
1 Haziran 2014’te başladığım görevim nedeniyle, “gazetecilik” mesleğine etik nedenlerden dolayı ara verdim ve Basın Kart’ımı iade ettim. O günlerde yine Apikam’da görev yapan Buket Ocak Hanımefendiyle tanıştım. 25 Nisan 2015 tarihinde de kendisiyle yuva kurdum.
Ben danışman atandığımda Buket Hanım Apikam’da zaten çalışıyordu.
2019 seçimlerinde seçilen Sayın Tunç Soyer’in “devam edin” teklifine de evet dedim ve 2019 –2024 arası “Koordinatör” olarak görevime devam ettim. Bu arada Sayın Soyer’in de istemesiyle yeniden basın mesleğine adım attım.
Takvimler 2024’ü gösterdiğinden yeni yerel seçim süreci başlamıştı. Ancak benim de emekli olma niyetim vardı. Sayın Cemil Tugay seçildikten sonra 15 Nisan 2024 Pazartesi günü saat 11.00’deEgemenlik Evi’nde kendisinin daveti üzerine sıcak ve samimi bir görüşme yaptım. Kendisine “emekli” olmak istediğimi belirttim. Sayın Başkan bana “Apikam’da devam etmenizi ve bana orayla ilgili bir bilgilendirme raporu yazmanızı istiyorum. Apikam’da neler yapılabilir bunları da yazın. Bu arada bizim Nejatlar orada sergi yapmak istiyor” dedi. Ben de “Nejat Yentürk’ün sergiler yapmasını doğru bulduğumu, Apikam’ın bazı yarım kalmış çalışmalarına yoğunlaşmak istediğimi” beyan ettim ve yanından ayrıldım. Derhâl raporu yazıp kendisine eposta ve WhatsApp ile arz ettim. Bu görüşmeden bir süre sonra Nejat Yentürk’ten bir davet telefonu aldım ve kendisi ile eşi Aybala Yentürk ile Bornova’da Kızlar Kahvesi’nde buluştum.
Başkanla görüşmemizi anlattım, kendilerine sergi açmaları konusunda destek vereceğim isöyledim.
Aradan bir iki gün geçti, Sayın Başkan’dan bir geri dönüş alamadığım gibi, kendisinin Apikam’a çok farklı bir müdür tayini yaptığı ve Aybala Yentürk’ü de teamüle aykırı şekilde “yönetici” gibi “danışman” sıfatıyla Apikam’a yolladığını öğrendim. Tabii sessiz kalamazdım ve sayın Başkana “bu anlayışla çalışamayacağımı” mesaj olarak yolladım.
Artık emekli olmaya tam karar verdiğimden, yazı ve yayınlarımla birlikte bazı mesleki girişimlere başladım. Tabii gündeme geldikçe de özgün üslubumla yeri geldi eleştirdim, yeri geldi takdir ettim Sayın Başkanı.
Eylül ayı geldiğinde, bir vatandaşın yolladığı sokak fotoğrafıyla Apikam’ın, Nejat ve Aybala Yentürk öncülüğünde bir “9 Eylül sergisi” hazırladıklarını ama konseptin “9 Eylül Coşkusu” değil, “Batı Anadolu’da kurtuluşa yakın Yunanların çıkardığı yangınlar” olduğunu öğrendim.
Cevap hakkı çıkaracak şekilde yazılar yazdım, sorular sordum. Hiçbirine yanıt alamadığım gibi tamamen “faşizan” yöntemle ve komik gerekçelerle sosyal medyada engelledim.
Ardından hiçbir günahı olmayan eşim, hizmet yılı, kadrosu gözetilmeden, kendiyle ilgisiz bir yere sürüldü ve inanılmaz mobbingler yaşadı. Düşünebiliyor musunuz bir selam bir günaydın bile esirgendi, mesaj gruplarına alınmadı, bilgisayar verilmedi ve hizmet de istenemedi.
Buket Ocak görev yaptığı yıllar boyunca, Kültür Bakanlığı’nın belediyede muhatap aldığı kişiydi. Tüm yayınlarda imzası vardı ve takdir görmüş bir personel olarak hakkında olumsuz tek tutanak yoktu.
İşe geç gelmesi yoktu. Çalıştığı kurumu mahkemeye vermeye kalkıp sonra
müdür olanların tersine, sosyal medya kullanımı dahi bulunmuyordu. Hatta benim mesajlarıma bile beğeni koymazdı. Çünkü bizim aile prensibimiz “işi eve getirme” oldu her zaman.
Sayın Başkana pek çok kez ulaşmaya çalıştım, mesaj attım ama ne yazık ki iletişim isteğime hep olumsuz karşılıklar gördüm. Kendisiyle 20 Ağustos 2024 ‘den beri iletişimim yok.
Ve eşim Buket Ocak Kocabaş, 12 Aralık 2024’te “gerekçesiz” olarak ve Başkan talimatıyla 15 yıllık işinden keyfi ve onur kırıcı şekilde atıldı. Eşim DİSK üyesi. Ama ne yazık ki onca yıl aidatını ödediği sendikasının bölge temsilcisi bir kez bile telefonuna çıkmadı.
Eşim şimdi işsiz ama nedeni BEN gösteriliyorum. Bunu sendika da belediye kaynakları da doğruluyor. Sayın Başkanın Genel Başkanı emek mücadelesi veren işçilere İzmir dışında destek verirken, Sayın Başkan sadece bir gazetecinin yazdıklarını beğenmiyor diye ve tek taraflı dolduruşlarla suçsuz, günahsız, ayıpsız eşimi on yılın sonunda keyfi olarak işinden
atıyor ve asla keyfiyetinden vazgeçmeyeceğini sendikaya söylüyor.
Tabii ki İzmir “muz kenti” Türkiye’de “muz ülkesi” değil.
Belediye Başkanı, holding patronu da değildir. Belediyeler halkın oyuyla seçilir ve derebeylik kimsenin haddi ve hakkı olamaz. Halk, seçtiklerinin “kulu kölesi” değildir. Kibir öyle büyük bir hastalıktır ki, yakalanan iflah olmaz.
Bunca yıl iktidarın anti demokratik uygulamalarına karşı çıkan CHP’nin böyle bir zihniyete sessizliği belki de dolaylı ikrarındandır.
Eşim şahsen gördüğü bu yaklaşım karşısında Adalet önünde tabii ki dava açacak, haklarının peşindeki mücadelesinde ben de yanında dimdik duracağım.
Dolaylı olarak, bir gazetecinin “özgürlüğüne” yönelik bu gayrı insani tutum hakkındaki kişisel yargı haklarımı da saklı tutuyorum.
Gazeteci olarak 1989’dan beri tüm Büyükşehir Belediye Başkanlarını eleştirdim, valileri, bakanları, vekilleri eleştirdim ama böylesine tek taraflı, iletişime kapalı ve mefkuresine aykırı bir kinle davranan bir başkan tanımadım.
Tüm kamuoyuna ve değerli meslektaşlarıma saygıyla sunuyorum.
Hasan Tahsin Kocabaş
hasantahsink@gmail.com