Basmane Çukuru arsası üzerinde,
1922 yılından önce, Ermeni Hastanesi bulunmaktaydı.
1922 yılındaki yangın sonrasında bu arsa Otobüs Terminali (Eski ESHOT Garajı) olarak kullanılıyor.
1991 yılında Yüksel Çakmur döneminde buraya yönelik ilk kez 1/5.000’lik “Nazım İmar Planı” yapılıyor. Burasının fonksiyonu “Otel-Kongre Merkezi” olarak belirleniyor.
1995 yılında Burhan Özfatura döneminde NİP değişikliği yapılıyor. Bu arsanın emsali arttırılıyor. 162.579 m² inşaat hakkı veriliyor.
1997 yılında Burhan Özfatura döneminde, İzmir BŞB; kamuya ait olan Basmane Çukuru arsasını kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ihale ediyor. Bu ihale ile hem Belediyenin para kazanması hem sözleşmeye konu alanda belediyeye ait kullanımların inşa edilmesi hem de Alsancak Bölgesinde yer alan Kahramanlar Otoparkının iki yıl içinde inşa edilerek 15 yıl işletildikten sonra belediyeye devredilmesi öngörülüyor. (Kahramanlar Otoparkı arsası da İzmir BŞB’ne ait olmasın???E.Ş.)
Ancak; ihaleyi kazanan sermaye grubu ile İBŞB arasında imzalanan kat karşılığı sözleşmeye göre tamamı kamuya ait olan mülkün yalnızca %11’i belediyede kalıyor, kalan %89’u ise (Özfatura’nın kaybettiği) 1999 yerel seçimlerinin hemen öncesinde, seçimlere yaklaşık bir ay kalmışken “ihaleyi alan sermaye grubuna” teslim ediliyor! Böylesine inanılmaz bir şey yapılıyor.
Neden böylesine inanılmaz bir şey yapılıyor?
Kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalanıyor, daha yapımına başlanmamış, temeli bile atılmamış bir inşaat söz konusu olduğu halde kat irtifakı kuruluyor ve ortada olmayan, hiç başlanılmamış, temeli dahi atılmamış inşaatın bağımsız bölümlerinin % 89’u müteahhit firmaya aktarılıyor!!!
Böyle bir mülkiyet aktarımı olabilir mi?
Ya da şöyle soralım, Burhan Özfatura, bu arsa kendisine ait olsa böyle bir mülkiyet devri yapar mıydı?
İnşaat seviyesi yüzde 0 (sıfırı) iken 162.579 m2 x 0,89 = 144.695 m2’lik bağımsız bölüm alanı, müteahhit firmaya devredilir mi?
Müteahhit firma ile İzmir BŞB arasında imzalanan sözleşme “Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi”.
Bu tür sözleşmelerde uygulanan yöntem şöyledir:
Tapuda Kat İrtifakı tesis edilir. Kat irtifakı kurulan (yapılacak bağımsız bölümlerin) tamamının mülkiyeti arsa sahibi üzerine geçirilir.
Müteahhit, sözleşmeye uygun olarak belirlenen inşaatı peyderpey yaptıkça, örneğin inşaatın % 10’unu bitirdiğinde, müteahhite ait bağımsız bölümlerin % 10’u arsa sahibi tarafından, müteahhite verilir.
Yani, müteahhite verilecek bağımsız bölümlerin mülkiyet devirleri, inşaatın bitirilme seviyesine endekslenir..
İnşaat sıfır seviyesindeyken yapılacak bağımsız bölümlerin mülkiyetleri, arsa sahibi tarafından asla müteahhite verilmez. Şayet böyle düşüncesizce bir devir yapılırsa, müteahhit yapmadığı inşaatın bağımsız bölümlerini uyanık (!) vatandaşlara satar ve ortadan kaybolur. Arsa sahibi ve uyanık (!) vatandaşlar ortada kalırlar.
Ki, Basmane çukurunda arsa sahibinin (İzmir BŞB’nin) mağduriyeti ortadadır.
Hiçbir inşaat yapmayan yüklenici firmaya, bağımsız bölümlerin mülkiyetinin % 89’u aktarılmıştır(!!!).
Çivi bile çakmayan yükleniciye (nedense!!!) yapılacak inşaatın % 89’u aktarılmıştır!!!
Mülkiyetin devredildiği aşamada ise bu arsaya ilişkin yürürlükte olan 1/1.000’lik uygulama imar planı olmaması da çarpıklığın bir başka boyutudur !!! Ki, “emsal”, uygulama imar planında belirlenen bir katsayıdır.
2000 krizinde ihaleyi alan firma TMSF’ye geçiyor.
2009 yılında Aziz Kocaoğlu döneminde TMSF ve İBŞB arasında yeni bir anlaşma yapılıyor, belediye hissesi %11’den %30’a çıkarıldı bilgisi paylaşılıyor.
İmar planı notlarına alandaki inşaatın %30’unun “Belediye Hizmet Alanı” olarak kullanılacağı ifadesi ekleniyor. Tapu kayıtlarında ise belediye hissesi % 11 olarak duruyor!!!
2019 yılı sonrasında, Tunç Soyer döneminde ise, TMSF ile İzmir BŞB arasında çeşitli görüşmeler gerçekleştiriliyor ama bir anlaşmaya varılamıyor.
Anlaşma sağlanamaması üzerine İzmir BŞB tarafından 1997 tarihli sözleşmenin geriye doğru feshi davası açılarak kat irtifakı kurularak devredilen tapuların iptali isteniyor. (1991 – 2019 yılları arasındaki en doğru hamle Tunç Soyer döneminde yapılıyor. Tunç Soyer’in hakkını teslim etmek gerekir.) Söz konusu dava sürecinde, devredilen tapuların iadesi yönünde bilirkişilerin İBŞB lehine dosyaya görüş sunduğu öğreniliyor.
Bu aşamada sahneye Cemil Tugay çıkıyor.
Sözleşmenin geriye doğru feshi davası devam ederken ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basmane Çukurundaki hisselerin tamamına sahip olması olasılığı belirmişken, Cemil Tugay tapuda % 11, kat karşılığı sözleşmesindeki % 30 belediye hissesini belediye binası yapımı karşılığında devretme kararı alıyor!!!
Peki bu arsa ile ilgili görüşmeler kimler arasında ve nerede yapılıyor?
Medyada aktarılanlara göre görüşmeler Cavit Çağlar’ın İstanbul’daki ofisinde yapılıyor.
Cemil Tugay’ın bu görüşmeye belediyenin genel sekreteri ve/veya ilgili bürokratları ile gitmediği iddia ediliyor.
Tamamı İzmir BŞB’ne ait olan, ait olması gereken (kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış ama inşaat için bir çivi bile çakılmadığı gerçeği ortada olan) bir arsada, İzmir BŞB alacakları bırakılarak belediye hissesi TMSF’ye devredilmek isteniyor.
Ne güzel bir iş değil mi?
Ercüment Şahin (9.12.2024)