Kendilerinin “siyasal islamcı” olduklarını bildiğimiz; sırf, zaman zaman vaki olan kendi beyanlarına dayanarak; bu beyanlarından yola çıkarak yapılan değerlendirmelerden dolayı “ümmetçi” veya “gerici” nitelendirilmelerine de muhatap olan çevrelerdeki insanların daima vesayet şikayetçisi olduklarını biliyoruz. “Türkiye’de vesayet var”, “ülkeyi vesayetten kurtarmak lazım”, “vesayet çevrelerine karşıyız” gibi cümleler bu çevrelerin cumhuriyetin kurulduğu ilk günlerden beri dillerinden düşürmedikleri laflardır. Vesayetten kimi, kimleri, neyi, niçin kasdettiklerini söylemezler.
Bu vesayet nedir, biz kimin vesayeti altındayız; vesayetten ülkeyi kurtarmak için ne yapılmalıdır? İddia muallaktır, sebebi muallaktadır, somut bir tarif yoktur, somut bir hedef de yoktur.
YÜZ SENE VESAYET ADINI KOYDUKLARI BİR DÜŞMANI YENME İDDİASIYLA YAŞADILAR, 2002 SEÇİMİNE BU İDDİAYI DEVAM ETTİRİP GİRDİLER, İKTİDAR OLDULAR. VESAYETTEN ŞİKAYETLERİ HİÇ BİTMEDİ ( Ama kendileri, memleketi resmen,2002-2012 aralığında iş, güç birligi ve ortaklığı yapmış oldukları Fetöcülerin vesayetine tevdi ettiler) 2002-2012 arası bu ülkede FETÖ VESAYETİ YOKTU diyecek bir kişi çıkabilir mi? Sonra bu vesayetten şekva. halini yine devam ettirdiler. Vesayet konusunda yaptıkları ( daha doğrusu devam ettirdikleri) bu şikayet hali ve Bahçeli’nin müdahalesi ile memleketi bir Anayasa değişikliği ve oylaması noktasına getirdiler.
Anayasa’yı oylattılar TEK ADAM REJİMİ’Nİ (“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” tanımlamasını da uydurarak) getirdiler. Bu rejime geçerken de yine amaçlarının “memleketi vesayetten kurtarma” olduğunu söylediler. Anayasa kendi istedikleri doğrultuda kabul görürse “vesayet son bulacaktı”…
Bu nasıl bir “VESAYET İSE” bitmedi, gitmedi bir türlü…Şimdi yine diyorlar ki, “yeni bir anayasa yapalım ki vesayetten kurtulalım.” Mehmet Uçum, A.S. Köroğlu ,Ayhan Oğan Saray adına bugünkü vesayet sistemini temsil eden zevat bu işe ne der acaba? Ülkeyi vesayet altına alan,vesayet altında tutan asker, yargı, ya da üç-beş sivil saray görevlisi ne farkeder ki? ..
Başkalarının vesayet gücü hep sorgulanmıştır… Bugün 4-5 tane saray çevresi atanmışının estirdiği vesayet rüzgarına kapılmış gidiyoruz. Şikayet edene/ edebilene aşkolsun. “Vesayete son verecek sivil anayasa” diye komik komik konuşuyorlar. Şu anda kabulü için yollara düştükleri anayasa referandumunda da memleketi vesayetten kurtarmak için “evet” dedirttirmediler mi?..
Soru geliyor : Allahaşkına bugün bu memlekette vesayet var mıdır, yok mudur? Vesayet altında mıyız, değil miyiz? Vesayet okları nereyi gösteriyor, nereyi tarif ediyor? Daha ne kadar vesayet altına gireceğiz. Bundan ala vesayet mi olur? Atanmışlar vesayeti, Seta vesayeti vesayet değil mi?.. Devletin, bütün gücünü, imkanını, otoritesini, milletin egemenliğini, medyayı, güvenlik güçlerini, yargısını, yasamasını kontrol eden bir güç, grup, otorite HEPİMİZİN VASİSİ demek değil midir? BU SİSTEME VESAYET SİSTEMİ DENMEZ MI? Bu ülkede gerçekten de VESAYETE SON VERECEK SİVİL BİR ANAYASA ŞARTTIR.
29 Ağustos 2024
Şevket Bülend YAHNİCİ