Nereden buldun yasası rahmetli ECEVİT zamanında,
“1998 yılında kara para ve vergi kaçaklığını “dur” demek için Bülent Ecevit ve ekibi harekete geçti.”
O dönemin Ekonomi Bakanı Zekeriya Temizel idi.
1998 yılından çıkartılan YASA 15 yıl sonra;
Gelir Vergisi Kanunu’nun, 82/2. maddesinin, 9 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4783 sayılı Kanun’la da kaldırıldı.
Şimdi tekrar kaldırılan YASA yeniden yürürlüğe girmesi hedefleniyor,
“..,Bu maddenin 2024 yılı kazançlarına uygulanmak üzere 1 Ocak 2025’te yürürlüğe konulması öngörülüyor. Düzenleme yasalaştığında Maliye’nin radarına giren mükelleflerin lüks gayrimenkul ve taşıt alımı, yüksek kira ve aidat ödemeleri, çocuğuna yaptığı pahalı eğitim harcamaları ortaya konulup geliriyle bu harcamaları nasıl yaptığı sorulacak.”
Bu YASA çok önceden yürürlüğe girmesi lazımdı,
Ortalıkta menşei belli olmayan o kadar çok para var ki!
İzmir büyükşehir şirket genel müdürü Çeşme ilçesinde 80 Milyonun üzerinde bir yazlığa sahip olması,
Hayatın olağan akışına uygun mu?
TBMM siyah naylon torba içinde 250 Bin Doların unutulması,
Hayatın doğal akışına uygun mu?
Bu kadar büyük paralar bürokrat ve milletvekili maaşıyla elde edilmesi kolay mı?
Bu paralar, gayrimenkuller son model arabalar toplumu rahatsız etmekte,
Nereden buldun YASASI kaldırıldığından hesap soramıyoruz,
Ama vicdanen ne yaptığınızı biliyoruz!
Bir takım bulgular hukuksal olarak kanıtlanamazsa da, vicdanlarımızda kanıtlıdır,
Bir gün gelir mutlaka hesabı sorulur ama bu dünya da ya da AHİRETTE.,
CHP yeni başkanı Özgür Özel,
Haydi nereden Buldun Yasasının çıkması için mecliste önerge verinde size inanmamızı sağlayın!
Özgür Özel belediyelerde “ Eş, dost, akraba atamaları konusunda uyarıda bulunan Özel’in, “Bu işlere girmeyin. Liyakati önemseyin” dediği öğrenildi. Özel’in il ve ilçe başkanlarının birinci ve ikinci derecede yakınları için belediyelerden iş veya farklı bir talebin olmasını istemediğinin altını çizdiği ifade edildi.”
Sayın Özel İzmir büyükşehir belediyesine bir bakın üst düzey bürokratların eşleri akrabaları belediyedeler,
Nasıl olacak biz kime güveneceğiz?
Sözlerimi Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma Şiiri
İle bitirmek istiyorum,
Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!