x
     
25.10.2015 09:30:29
Okunma: 4248
8 Yorum

Yasemin Başak Arel
ÜÇKÂĞIDIN BÖYLESİ; REZİDANS

 
 
Ağaç sevgisi ile yola çıktık! Amacımız çamlığımızı kurtarmak, ağaçlarımızı geri kazanmaktı…
 
Rant uğruna, orantısız kar, tabiatımızı kepaze eden aç gözlülük uğruna, katledilen ağaçlarımız için mücadelemizi başlattık. Meğer gözünü hırs bürümüş ağaç katillerinin rant anlayışı, soygunu “TÜREV” üçkağıt sanatına döndürmüş imiş, haberimiz yokmuş…
 
Hikayemiz şöyle;

“SİT” veya “KIYIKENAR” çizgisi dahilinde, sadece “TURİZM” yatırımları amaçla belli oranlarda imara açılmış bölgeler, RANT düşkünlerinin ağızlarını ezelden beri sulandırmaktadır.
 
Bu bölgeler konum itibariyle elbet ki, çoğunlukla “denize nazır”, ayrıcalıklı kıyı bölgeleridir. Böylesi alanlar konut yapımına açılabilse deniz kıyılarında adım atacak bir metrekare alan dahi kalmaz! Ancak, doğa, kamu yararı ve çevresel etkiler düşünülerek oluşturulmuş kanunlarımız tarafından korunmakta, belli kıstaslar gözetilerek, belli oranlarda, sadece “turizm” amaçlı yatırımlara müsaade verilmektedir.
 
Bu kanunları delmenin yolu elbet ki teknik bir çalışma gerektirmişti. Villa sektöründe bir koyup bir milyon alabilmenin derdine düşmüş, üçkağıdı adeta büyücülüğe döndürmüş inşaat firmaları, “BİZ ARTIK TURİZM” işine girdik dediler.. nasıl mı? İşte hikayemiz burada başlıyor.
 
Evlerin adı artık “ev” değil “REZİDANS” tır. Bu şekilde, “turizm sektöründe işletilecek binalar yapılıyor” denmiş, turizm otelciliği sektörüne yepyeni bir boyut kazandırılmıştır. 160 odalı bir otel yapmak yerine, 160 odalı bir rezidans yapmak çok daha avantajlı oluvermiştir.
 
Turizm yatırımı adı altında, ilk delinen “imar yasağı” olmuştu. Bununla kalmadı. Turizm Teşvik Kredisi denen bir Devlet teşvikinden faydalanabilmenin yolu açılmış oluyordu. Turizm Teşvikleri, özellikle kıyı bölgelerinde ve turizm ekonomisinin gelişmesi hedeflenen alanlarda yapılacak yatırımlar için Devlet politikası şeklinde uygulanan önemli bir kaldıraçtır.
 
Turizm işletme belgesi almış yatırımlara bu hak tanınır. Yaklaşık %40 oranında hibe, kalan %60 2 yıl sonra ödemelerine başlamak şeklinde düzenlenmiş, ucuz faizli devlet desteğidir.
 
Bu avantajın konut inşaatlarında kullanılabilmesi, ancak, konutu başka bir yapıymış gibi göstermek ile mümkün olabilirdi ki, orada REZİDANSÇILIK hilesi devreye sokuldu.
 
İşin acıklı başka bir boyutu da o evleri alanların, hiçbir kuruş “EMLAK VERGİSİ” ödemiyor olmalarıydı. 
 
Rezidans yapıları ev sahiplerine satışları sırasında, bir otel işletmesine ait odalar gibi gözüktüğünden, ayrı ayrı TAPU tahsis edilemeyeceği ve ev sahiplerine Tapuları ile mülkiyet teslim edilemeyeceği için, BİR ŞİRKETİN HİSSEDARLARI imiş gibi, “ortaklıklar” satılmıştı.
 
Turistik işletme şeklinde lanse edilen binalarda her bir oda, “suit” daireler şeklinde tasarlanıp, 160 suit ten oluşan rezidansın, 160 ta 1 hissesi verilerek sahiplerine teslim edilmekteydi.
 
Kabaca inşaat maliyeti 200 lira olacak bir dairenin, %40 devletçe karşılanmış oldu. Ev 160 liraya mal oldu. 160 lira kredi olarak alındığı için 2 yıl sonra düşük faizlerle ödenmeye başlanacak ve 5 yılda geri ödenecek. Ev alanlar ayrıca emlak vergisi ödemeyecekleri için bu güzel lokasyonlardaki villaları için bir serveti gözden çıkarmaya hazırlar. Bu SUIT daireler yaklaşık 900 bin tl. ye satılmakta. Kredi alarak 160 a mal edilen ev 900 bine satılırsa zaten 740 bin net kar! 160 ın geri ödemesi  2 yıl sonra başlanacak ve düşük faizlerle 5 yılda ödenecek. bu zaman zarfında karlar uygun finansal enstrümanlarda değerlendirilecek. Oh ne ala ne ala denecek!!! 
 
Yani kısacası bir taş ile ÜÇBİN kuş birden avlanmaktaydı.
 
Diğer açıdan, öncelikle doğal yapının korunması ve sonrasında turizmin gelişmesi amaçlanan bölgelerde, ne DOĞAL YAPI KORUNUYOR ve ne yazık ki TURİZM ekonomisi yaratılabiliyordu.
 
160 ta bir hisse sahibi kat malikleri, “yazlık konut”, olarak kullandıkları “SUIT” dairelerine elbet ki, canları istediği dönemde, çoğunlukla konumları itibariyle YAZ SEZONUNDA gidecekler. Diğer tüm aylar boyunca kapılarını kilitleyerek sürekli ikametlerine gideceklerdi.
 
Turizmin gelişmesi hedeflenen alanlar bu vesile ile tamamen turizm ekonomisinden uzaklaştırılıyordu. 
 
Son yıllarda, kıyı bölgelerde mantar gibi türeyen koskoca inşaatlar, hakim mimari yapıyı şekillendirmekte ve giderek daha fazla tahrifata yol açmakta. 
 
Bu uygulama sırasında, devletin kat kat zarara uğratıldığı tespitini ilgili makamlara ilettik.
 
Yine bu türev dolandırıcılık sayesinde kıyılarımızın nasıl katledilmekte olduğunu gördük.
 
Konuyla ilgili olarak, YAŞAM ALANLARIMIZIN, DOĞAL ÇEVREMİZİN, TURİZM EKONOMİSİ BEKLENTİLERİMİZİN, MİLLİ MENFAATLERİMİZİN… 
 
… YASAL düzene, HUKUK un üstünlüğüne, ANAYASANIN EŞİTLİK ilkesine, ÇEVRE kanunlarına, BİREYSEL haklarımıza ve VERGİLERİMİZİN kutsallığına sahip çıkacağımızı, benzer nitelikteki uygulamalara kayıtsız kalmayacağımızı… 
 
… ve takipçisi olacağımızı hatırlatmak istedik
 
Saygılarımızla  
 
 

 

Etiketler:

Misafir - 31.10.2015 23:10:39

  • Cesamin ÖZKAN
  • Bu ülkede Anayasa vardır ve o Anayasaya bağlı olarak çıkartılmış yasalar vardır. Ancak parasal gücü elinde bulunduran sermaye gruplarının yasaları evirip çevirip orasından burasından bükerek bir şekilde çıkarlarına dokunmayacak hale getirmede usta hukuk danışmanları, mali hesap uzmanları, mimarlık dehaları vardır ve bunu yaparlar onlardanda kime hesap sormaz. Örneğin milyon dolarlarla oynayan iş adamlarının devasa yatları vardır ve yakıtı ÖTV ve KDV ödemeden bu yurtta yakıt alır kullanırlar hiç bir zorlukta yaşamazlar. İşte yasaların bu şekilde kendilerine evrilmesi, haksız kazanç elde edilmesi iledir ki toplumda birileri haksız olarak zenginleşirken bir başkaları da yoksullaşmaktadırlar. Ancak yoksullaşanlar yasaları kendilerine göre eğip bükme gücünde de şansına da sahip değillerdir. Örneğin bir hassas baba oğlunun bir isteğini yerine getirememenin ızdırabı içerisinde belki hızsızlık yapar veya bu olumsuz koşullardan kaynaklı başkaca suçları işler ancak o suçları ile ilgili yasaları eğip bükemez. Oysaki asıl suçlu ilk belirttiğim haksız yere zenginleşenlerdir. Türkiyenin kapitalistleri bile az gelişmiş, İşlerine geldiği zaman liberal serbest pazar ekonomisi, işlerine geldiği zamanda düzenlerine başkaldıranlara karşı faşist ve hatta zaman zaman şeriat yöntemlerini bile mübah görürler. Ancak adına ister Devrim deyin ister ihtilal isterse anarşi deyin, yasaları dingonun ahırına çevirenler bu defa başka yasaların işlediği geçerli olduğu, bilimsel kanıtı yapılmış olan toplumsal yasaları yaşarlar. İşte Fransız devrimi, Çarlık Rusyasındaki 1917 devrimi, Çindeki, Venezaladaki, Kübadaki ve daha bir çok ülkelerdeki gibi dönüşümleri yaşarlar. Türkiyede bu kadar çok adaletsizlik ve hak gasplarının olmasına karşın bu gaspları yapanların maliyet yaşamalarının gecikmişliği vede azlığını, bu ülkenin milletine 1945 ten bu yana cahilliği enjekte etmelerine birde bu ülkenin gerçekten bereketli oluşuna borçludurlar. Yasaları kendilerine göre işletenlere birde insani boyuttan bakınca, onların çok iğrenç, şerefsiz alçak hain aşağılık ve tiksinilecek kişilikler oldukları da çok net ortadadır. Bu vasıflara sahip olanlar bizin gözümüzden bakınca en adi yaratıklardır. Ülkemizin pisliklerinden arındırılması adına bu tortularından pisliklerinden kurtarılması zorunluluk olmuştur. Bunu başaracağız.
  • Misafir - 26.10.2015 21:43:41

  • Mustafa Kapancıoğlu
  • Turizmi destekleme amacı ile gösterilen kıyı imar uygulamalarının,ilgili belediyeleri kullanarak, nasıl bir menfaat çemberi ile kuşatılıp ranta çevrildiğinin çok güzel bir anlatımını yapmış sevgili Başak Hanım......Devamını bekliyoruz.....
  • Misafir - 26.10.2015 18:46:49

  • uyanık ve üç kagıtçı muatahitlik
  • kıyılarımızı talan eden bu kişilere karşı savcılık niye harekete geçmiyor anlamış degilim. bu rezalet niye sosyal demokrat belediyede zirve yapmış, işin diger tuhaf noktası , memleketi sagı ve sol geçinen sıyasetçile,başkanlar birlikte yok ediyor.
  • Misafir - 26.10.2015 16:42:41

  • Gündüz KAPANCIOĞLU
  • ..bu rezidans rezaleti akla önce Çeşme tekke koyundaki 600 çam ağacının katliamını akla getirir..
  • Misafir - 25.10.2015 15:33:16

  • edibe senturk
  • enginar tarlalari;surf koyu;;venedik projesi icin katlediliyor;;ve Bu proje sit alanlarina dogru ilerliyor.!Simdide residance projeleri cikti;;;Bunlarda gokyuzunu kirletecek olan yildirim direkleri;;; Yuzlerce insan oturucak;;yuzlerce araba ,yuzlerce cop torbasi.yuzlerce insandan toplanacak rantlarla yeni;;yildirim projeleri dogayi katledecek;;fuzeleri insaa edecek yeni projelere bu paralarla imza atilacak;;Ne enginar tarlasi;;ne zeytin agaclari;ne sakiz agaclari;;cesmede venedik projesi;;residanse fuzeleri derken;;yasayamayacaklar;;birtane zeytin tanesine muhtac kalacaklar;;eee residansli olmak kolay degil;;16ci katta bir metre karelik havuzlarinda surf yaparlar;sonrada yemek icin vitamin alirlar;;residanceda yasamak icin yasarlar;;Basakcim""bu kepazelerle ugrasmaya sonuna kadar devam!
  • Misafir - 25.10.2015 15:07:27

  • Filiz GÜNDOĞDU
  • Sevgili arkadaşım normalde bu makaleyi yazan kişiye ödül verilmesi gerekirken; bizim ülkemizde genelde kendi yakınları ödüllendirildiği için;; senin ödülün bizim sana olan sevgimiz.Doğru yolda ilerliyorsun her zaman yanındayız.
  • Misafir - 25.10.2015 12:01:46

  • rant- şule akman
  • 8 yıldır çeşmede yaşamaktayım.çok değil 8 yıl önce çeşme çok daha güzel çok daha yeşil çok daha oksijeni bol bir yerdi.sadece evimin çevresinde o kadar çok ev yapıldı ki havamı bile kesti.çok inşaat çok insan çok araba çok daha çok çöp daha çok kirlilik getiriyor.bence belediyeler bu yapılandırmaya sınır getirmeli.bence sahillerimizde tamamen ücretsiz halkın para vermeden yüzebileceği plajlar bırakılmalı..teke plajı malum.cennet gibi koru katledilip üstüne ucube gibi binalar dikildi.hangi yüksek zeka buna olur verdi bilinmez.aynı kötülüğün alaçatı sorf de de yaratılmaya başlandığını duydum çok üzüldüm.korkarım on yıla kalmaz çirkin bir bodrum çirkin bir kuşadası olma yolunda ilerliyor çeşme.yazık çok yazık.yazarımız çok haklı yazmış.teşekkürler.
  • Misafir - 07.01.2016 16:52:40

  • Leyla Günaydın
  • Çeşme Belediyesi'nin sadece adı sosyal demokrat.Samimiyetsizlikleri ayyuka çıkmış durumda,çok isabetli bir tespit yapmışsınız Dağ, taş residans olmuş, ortalık inşaat pisliğinden geçilmiyor. Çeşme başlıbaşına bir müteahhitler cumhuriyeti oldu, işini bilen köşeyi dönüyor. Çok değil, üç beş sene sonrasını düşünen yok. Çeşme'yi Çeşme yapan özellikleri bir bir yok ediliyor, hem de arsızcasına ve gözü dönmüşcesine.
  • Yazarın Diğer Yazıları