Yasemin Başak Arel
İZMİR’E YAZIK ETMEYİN!
Türkiye ekonomisinin kalkınması için ekonomi kurmayları projeler hazırlıyor.. Bölgenin fiziki- sosyal koşullarını, sahip oldukları özellikleri değerlendirerek o Bölgelere uygun kalkınma planları, mega projeler, bunlara uygun planlama ve devlet teşvikleri hazırlanıyor. Bu sayede, devlet ekonomiyi geliştirecek altyapıyı dizayn ediyor.
80 li yıllarda Özal, Antalya’da Turizm Geliştirme Planlaması yapmıştı. Büyük hacimde turizm hareketine uygun fiziki koşullarına istinaden, bölgede ekonomi dinamolarından Turizmi başlattı. Milyar dolar bütçeye ulaşan döviz girdisi bu planlama ile sağlandı.
Çeşme İlçesinde “Turizm Geliştirme Bölgesi” ilan edilen alan 20 yıldır planlama bekliyor! Antalya örneğine rakip, alternatif bir turizm planlaması, belki çok daha yüksek kaliteli ve termal kaldıracı ile birlikte Çeşme’de sağlanabilirdi.
2003 yılında, Termal turizmi geliştirme hedefiyle basiretsiz bir plan devreye sokuldu. Ilıca kaynağından, ilçe otellerine “Termalsu Dağıtım Şebekesi” inşa edilerek, termal turizm katledildi. Dünyada, Böyle bir dağıtım şebekesi ile turizm yapılan bir örnek daha yok. Çünkü işlevsiz! Bunun aksine, yer altı sularının bilindiği haritalar üzerinde, turizm otelcilik yatırımları ruhsatlandırılmalıydı. Termal su ilçe otellerinde dağıtım şebekesi yardımı ile iletildi. Ve tüm otellere bu şebeke kullanım zorunlu hale getirildi. Ayrıca re-enjeksiyon sistemi için de kanallar döşendi ve bu geri basım sistemi hiç kullanılmadı. Devlet trilyonlarca lira zarara uğratılmakla kalmadı. Tüm oteller, kalitesiz- vasıfsız şebeke ile Termal turizmine devam ediyor.
Yıllar yılı İzmir ve ilçeleri turizm sektöründe geri gitmektedir. Bugün İzmir ve Çeşme’de çok büyük finansal güç sahibi şirketlerin inşaat sektörüne girdiklerini görüyoruz. Gökdelen, yol, çevre düzenlemesi, rezidans konutları ve villa inşaatlarında bu inşaat devleri yatırımlar yapıyor.
Örneğin Çeşme’deki sektör devlerine baktığımız zaman, sadece REZİDANS konutlarına yatırım yaptıkları anlaşılıyor. Oysa Türkiye çapında, iş dünyasının önemli iş sektörlerinde yatırımları ve iştirakleri bulunan bu firmalar, devlet desteğinden de faydalanarak TURİZM yatırımı yapabilirler. Turizm imarlı alanlarda, sit bölgelerinde, turizm yatırımı yapıyoruz diye gösterdikleri bu rezidans konutlarını inşa etmeye devam ediyorlar. Bu güç ve donanımdaki şirketlere yakışmayan üretimlerine devam ediyorlar.
Rezidans konutları neden hatalı? Öncelikle Turizm otelcilik yatırımı değiller! Sadece turizm tesisi yapılabilecek koylarda, çok katlı konut inşaatı üretmekten başka vasıfları yok. Bölgemizin betonlaştırılması amacına hizmet etmekle kalmıyorlar, O inşaatların yerinde gerçekten Otel inşaatı olabilse, 12 ay turizm yapan işletmeler halinde ekonomiye katkı sağlayacak. Fakat rezidans evleri, yılın birkaç haftasında konut sahiplerince kullanılan, tüm yıl boyu terk edilen yazlıklar olarak kullanılmakta.
Çok büyük finansal gücü olan şirketlerin, turizm bölgelerinde turizm yatırımı yapmalarının önü açılmalı hatta devletimizce teşvik edilmeliler. GÜÇLÜ olmak, kaliteli ve sağduyulu olmayı zorunlu kılar. Güçlü firmalar, Etik kaygısı gözetmeyen REZİDANSÇILIK zihniyetinden vazgeçilmelidir.
Büyük hacimde zincir oteller, havalimanı, mega marinalar, çekek yerleri, üniversiteler, golf sahaları, futbol ve diğer spor dallarının alt yapı tesisleri, termal havuzlar, termal tedavi merkezleri ve sıralamakla bitiremeyeceğimiz türde ve çeşitlilikte TURİZM yatırımına ihtiyacımız var. Kültür tarih miraslarımız, zengin coğrafyamız, ilgiye, doğru yönlendirilmiş planlamalara ve yatırımlara aç.
Güçlü şirketler, arkalarına devlet desteğini de alarak, Sadece kendilerinin kar edeceği konut inşaatlarındansa, bölgesel kalkınma ve istihdama yönelik projelerde yer alabilirler. Devletimizin, İzmir ve İlçelerinde inşaat terörü şeklinde devam eden tutarsız gidişata dur demesi, Ulusal Kalkınma süzgecinden geçirilmiş, ROL MODEL ortaya koyması gerekmektedir. Kalkınma ve istihdam kaygısı gözetmeksizin, sadece inşaat sektörü ve sadece çimento üretimi ile Ülke kalkınması yaratılamaz!
İZMİR, ÇEVRE İLÇELERİ, TARİHİNE, DOĞASINAVE ÇEŞMEMİZE yazık ediliyor!..
Ulusal ve Bölgesel kalkınma ancak Devletimizin bu toprakları göz ardı etmemesi, kontrolden çıkmış inşaatlara, akıl- mantık ve vicdan çevresinde YÖN Göstermesi ile sağlanabilir.