Yasemin Başak Arel
GERÇEK SUÇLU KİM?
Yıllardan beri halkımız ÇÖP VERGİSİ ödemekte.. Dönüşebilir atıklarımızın dönüştürülmesi, dönüşemez atıklarımızın imhası için uygun işletmeler kurulması ve çevremizin korunması adına, düzenli olarak ödediğimiz vergiler ile fonlar oluşturuluyor. Devletimizin ve mahalli idarecilerimizin bu fonları başka bir alanda kullanmaları YASAK!.. Mahalli idareler, Ruhsatlı Çöp Depolama Sahası için konum tespiti yapmak, Dönüşüm Tesisi için gerekiyorsa ihale açmak, Tesisi kurmak veya kurdurmak ile görevlendirilmiş. Bu görevini yerine getirdiği zaman %40 oranında doğrudan Devlet Desteği ile finans sağlanıyor. Ayrıca Çöp Dönüşümü adına Çevre Fonları kullanılabiliyor. Bu işin çok Karlı ve Hayati olduğunu gören Özel Teşebbüs Firmaları bu fonlar ve Teşvik Kredileri ile Finanslarını kolayca sağladıkları Dönüşüm sektörüne girmeye can atıyorlar..
Yine de, çöplerimiz ayrıştırılmadan ve geri dönüşüm sağlanmadan, ruhsatsız alanlarda, ilkel metotlarla depolanıyor ve yakılıyor. Dönüşebilir maddeler tekrar kullanım için ülke ekonomisine katkı sağlayabilecekken, imha edilerek, hem maddi zarar hem de çevre kirliliği yaratılıyor.
2004 yılında ilgili kanun maddeleri ile kesin hükümlere bağlanan ve mahalli idarelere yetki ve yükümlülükler getiren yasalara rağmen, çöpler iptidai koşullarda gelişigüzel depolanmaya ve imha edilmeye devam etti..
Konuyu yargıya taşıdığımızda, son bir yıldır görevde olan 1 AMİR’in, para cezasına çarptırıldığını gördük. Yani, bir belediye çalışanı, belediyenin asli görevini yerine getirmesi hususunda kimseye haber vermeden, üstlerinin bilgisi olmadan, gizlice suç işlemiş! binlerce metreküp çöpü bu keyfi sahada depoluyor ve yıllar boyu yakıyor.. bunun bir suç olduğu ortaya çıktığında, temizlik işlerinden sorumlu bu memura para cezası kesiliyor… ve olay kapanıyor…!
Belediye Başkanı, Başkan yardımcısı, Meclis Üyeleri, çöplerin nerede depolanacağını, nasıl imha edileceğini bilmiyor!
Çevre Temizliğinden, Atık Bertaraf Yönetmeliğinden, Kaynağında Ayrıştırma Yasasından, Dönüşüm Tesisi Kurmak veya Kurdurmak Zorunluluğu ile ilgili Yasadan, Çevresel Etkiler Değerlendirme (ÇED) Raporundan, Ruhsatlı Çöp Depolama alanı oluşturmak zorunluluğundan, bu alanların SİT sahaları olamayacağından, İmar-İskan ödentileri ve su faturaları içinde Çöp ve atıklar hakkında ödeneklerin, başka amaçlarla kullanılamayacağından,,,,BELEDİYE BAŞKANI’nın ve Yönetimin haberi olmadığını düşünmemiz bekleniyor..
Sanki, bizler aslında tüm çöp vergilerimizi bu Amirin şahsi hesabına yatırmaktaymışız.. hatta idaremizi yürütsün diye bizzat Şahsına OY vermiş.. Ve kendilerini tüm yetki ve yükümlülükler ile donatmışız…
Şimdi, Son bir yıldır Temizlik İşleri Departmanı Başında görev yapan Sayın Amir’in, tüm suçlardan tek sorumlu olduğuna inanmamız isteniyor…Ve bu amir para cezası ile cezalandırılırsa, isnat edilen “tüm suçların ve etkilerinin” , Amir ile birlikte ortadan buharlaşacağı varsayılıyor. YASA da açıkça SUÇ olarak tanımlanan vukuatın ÇEVRESEL ETKİLERİNİN de hiç yaşanmamış gibi gündemden kalkması bekleniyor…
İDARECİLERDE SIKLIKLA RASTLADIĞIMIZ, “ben seçilmiş kişiyim” “nereyi uygun görürsem oraya atarım ” “canım nasıl isterse öyle imha ederim” şeklinde düşünüp bu doğrultuda yasalara karşı gelebilecekleri, halkın böylesi durumları görmezden gelebilmesi gerektiği “telkin” ediliyor…
TÜM BU TUTARSIZ BEKLENTİLERİN AKİBETİNDE,
BİZLER YİNE DE SORMAYA VE KONUYU YARGIYA TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ!
-VERGİLERİMİZ İLE NE YAPILDI?
-YAKILAN ÇÖPÜN ÇEVREMİZE VE MİLLİ SERVETE ZARARI NE OLDU?
-KİM SİT BÖLGESİNDE “RUHSATSIZ” DEPOLAMA VE İMHA KARARI ALDI?
BU SUÇUN GERÇEK SORUMLUSU KİM?