x
   
24.07.2015 12:31:59
Okunma: 3919
0 Yorum

Tahsin Güzel
Ey Türk Halkı ve Kürt Halkı!

 

DÜNYADA BAYRAĞINI YAKAN, DEVLETİNİ YIKMAYA ÇALIŞAN BİR PARTİ VAR MIDIR?

Dostlar ben özünde gazeteci filan değilim ama iyi bir köşe yazarı olduğum söylenir, yirmi beş senedir de birçok yerde binlerce makale yazdım. Sayı olarak ve nitelik açısından gazeteci geçinen ancak hava ve suya göre hareket eden günümüzün sözde gazeteciler gibi hatır gönül adına bir tarafa yalakalık yapmadım, kamu adına bu işi yaptım. Yanlışın hep karşısında olduğum gibi, Devletin ve milletimizin tarafı oldum, yazdığım her konu da bu ülkenin gerçekleri ve belgeye bilgiye dayalı olan konulardı...
 
Bu güne kadar dikkat çektiğim her ne olursa olsun doğruluğu açığa çıktığı gibi yaşanmadan dikkat çektiğim olaylar da sonradan yaşanmıştır.
 
Son günlerde Ülkemiz üzerinde kara bulutların gezdiğini görsem ve bazı olumsuzlukların yaşanacağını hissetsem de Ramazan süresince ara verdim yazmadım, hatta bundan sonra yazmamayı dahi düşünüyordum.
 
Son kez okurlarımla sadece bayramlaşmak amacı ile Bayramın ikinci günü uzun zamandır yazdığım Yerel Gündem’ de yayınlanan son makaleyi yazmaya başladığım da bu düşüncedeydim, fakat televizyonları izleyip gazetelere göz atınca savaşlarda bile kayıp edilmeyecek kadar can kaybına neden olan trafik kazaları, 40 günü geçtiği halde kurulamayan Hükümetin Türkiye’ ye faturasından söz etmeden geçemedim.
 
Dahası son seçimlerin kazananının olmadığını kaybedenin ise Ak Parti olmayacağını, Türkiye ve milletin kaybedeceğini, öncelikle de HDP’ ye bırakın entel, entelektüel geçinen şovmenleri  milliyetçilik adına bu partiye oy veren o bölge ve Kürt kökenli vatandaşların kaybedeceğine dikkat çekerek aman oyuna gelmeyin demiştim. 
Açılım süreci ve tarafı olan eşkıyanın parlamento temsilcileri başta olmak üzere densiz hareket eden siyasetçilerin felaket tellallığı yapmalarını de eleştirmiştim…
 
Son günler yaşanan olaylar karşısında, bazı basının vicdansızlığı yanında siyasetçilerin de tavrına bakınca yazmayı bırakmak mümkün olmayacak, bu olumsuzluklar karşısında yazmaz deşarj olmazsam, kahrımdan ölürüm… Allah kahretsin toplumu bölen böyle siyasetçileri…
 
Vatanını, Bayrağını, Devletin istikrar ve milletin birlik ve beraberliğini savunan, Kürt kökenli vatandaş ve dostlarım, bir yana onları tenzih ediyorum beni bağışlasınlar benim sözüm, toplumu tahrik eden bayrağını yakan iki değil iki bin yüzlü HDP’ li şımarık, ukala ve katil savunucusu siyasetçilere…
 
Malumunuz Suruç’ta katliam oldu, bu katliamı şiddetle kınıyor, ölenlere Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Biliyorsunuz katliamla ilgili siyasi partiler dahil her kesimden bir açıklama geldi. Kimisi sağduyuya davet ederken kimileri de başta HDP liler kışkırtıcı ve sorumsuz açıklamalarda bulundu;
Malumdur’ ki HDP yöneticileri ve CHP’ nin bazı milletvekilleri hemen Devleti sorumlu tuttu ve güvenlik zafiyetinden, emniyetin ve askerin sorumluluğundan dem vurdular.
 
Arkasından İki yiğit polisimiz yataklarında aşağılık soysuz terör köpekleri tarafından şehit edildi, bunun yanın da Ülkenin bazı yerlerinde yine bu köpeklerin uzantılarınca münferit olaylar yapıldı.
 
Siyasi düşünce olarak ben de Ak Partiliyim bu partinin bu ülkeye, on beş senedir de Doğu ve Güneydoğuya yaptıklarını biliyorum, Ak Parti Hükümetleri son on beş senedir batıdan aldığını doğuya yatırdı ve Kürt olmayı neredeyse ayrıcalık haline getirdi ve bu Ülkede Kürt sorunu diye de bir sorun kalmadı.
 
Sorun! Kürtçülük sorunu ve ırkçılık adına bu ülkeyi bölmek ve halkı da birbirine düşürmektir… Bunun aktörleri de sözde siyasi parti olan HDP ve eşkıyanın uşakları kadrosudur… Ak Partinin en büyük hatası da ne olduğu belli olmayan açılım ve çözüm sürecidir. Daha da büyük hatası teröristlerin parlamento temsilcilerini bu sürecin tarafı yapmasıdır.  
 
HDP Diyarbakır mitinginde bombayı patlatan da, Suruç ‘da ki bombayı patlatan da PKK’dır. Olayın yaşandığı Amara kültür merkezi Suruç belediyesine aittir. Kobane etkinliklerinde tek bir HDP’ linin olmaması, 11 Eylül’ de Dünya Ticaret Merkezinde bir tane Yahudi’nin olmaması kadar anlamlıdır.
Güvenlik kameralarının çalışmaması dahi bunun PKK eylemi olduğunu gösteren en büyük kanıttır.
 
Lezbiyen, gay, biseksüel ve travestilere özgürlük için yapılan eylemlerde dahi ön saflar da yer alan HDP’ li vekillerin Suruç’taki eylemler de olmaması tesadüf müdür? Kendilerinin düzenlediği “ Kobane yeniden inşa edilsin “  mitingine neden katılmadılar? Bir istihbarat mı aldılar da milletvekilini bırakın bir tane HDP’ li üye dahi katılmıyor?
 
Can Dündar’ın “çevreci gerillası”, Ahmet Hakan’ın ise “saz çalan cici çocuğu” Demirtaş, silahı bırakın desek silah mı bırakacaklar derken ne oldu da Suruç olayının arifesinde hepsi silahlandı talimat bekliyor diyebiliyor, kanunlarından her tür hakları kazandığı Devletin Bayrağını yakan, polisini ve askerini öldüren eşkıyaya bir cümlede olsa söz etmiyor…
 
Ey Kürt halkı ve Türk halkı!
Hepimiz bir bütünün parçası olan milletiz, oyuna gelmeyin vatan hainlerine kanmayın, kandan irinden beslenen söz de siyasetçilerin sözlerine bakmayın, kravatlı kibar çocuk rolündeki Selahattin Demirtaş’a inanmayın. O Kürtlerin değil birlik ve beraberliğimizin bozulması için çalışan malum güçlerin temsilcisidir.    
 

Etiketler: