x
   
12.12.2014 23:16:18
Okunma: 5218
0 Yorum

Tahsin Güzel
Dam Üstünde Saksağan Vur Beline Kazmayı!

Konunun dışına çıkıp alakasız konuşanlara yahut bir konuda ilgisiz bir görüş açıklayanlara kullanılan bir sözdür;Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı…
 
Kaleme aldığım konular’ ki bırakın şahıslarını ilgilendirmesiniesnaf ve top yekûnmilleti ilgilendirdiği halde yanlış yapanlara tepki gösterme yerine o zatların gözüne girme adınayalakalık yapan, aferin desinler diye gereksiz hareketlerde bulunanlara değinmek istiyorum.
 
İradesi satılmış o angutlara,angut sözü bile bu tiplere iltifat olur. Çünkü angut kuşlar, içinde tek eşli ve yaşamı süresince de başka bir eşle beraber olmayan dürüst,mübarek bir kuştur.
 
Değerli okuyucularımdan özür diliyorum beni bağışlasınlar, sapla samanı karıştıran kazmalara başka nasıl hitap edilir bilemiyorum,  durmuş saat bile 24 saatte bir defa doğruyu gösterirken bunların ömründe doğru olan hiçbir şeyleri yoktur.
 
Evet, bende tam 16 sene eleştirdiğim esnaf teşkilatlarında görev yaptım. Esnaf Birliğinde yönetim kurulu üyeliği, Türkiye Ayakkabıcılar Federasyonu Genel Başkan Vekilliği ve İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanlığı yaptım. Bu süreçte bir ömür tükettim niçin teşkilatlarda sürdürülen saltanatlara son verilmesi garip esnafın zorunlu aidat altında kaz gibi yolunmaması için savaş yaptım.
 
Neredeyse bir bakanlığın bütçesine eş değer toplanan paralarla saltanat sürdürenlere karşı mücadele verdim.
 
Dahası sürdürülen saltanat yanında söz konusu teşkilatlar uhdesinde kurulmuş esnaf şirketlerini soyanlara hesap sordum, bu yetmiyormuş gibi bir de yalakalarıylauğraştım. Anlayacağınız şeytan taşlamaktan abdest alıp ibadet yapmaya fırsat bulamadım.
 
Kıssadan hisse;
 
Mahkemede küfürbaz bir adamın davası görülüyormuş. Hâkim sanığa evladım neden sağa sola küfür edip duruyorsun, bak hakkında bir sürü şikâyet var der demez o anda mahkeme salonuna destursuz bir şekilde dalan bir adam hâkim bey, babam öldü analığım bana düşer mi diye sorar. Küfürbazlıktan yargılanan adam hâkime döner ve işte sayın hâkim ban bunun gibilerine sövüyorum, der…
 
Alışveriş merkezlerine ilişkin düzenlemeyi de içeren Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul edildi. Biliyorsunuz esnafımızın medar-ı iftiharı (!) Susam, bu komisyonun bir üyesi ve toplantılarda esnaf ve sanatkâr zarar görmesin diye öyle hararetli konuşmalar yapıyor ki inanamazsınız.
 
Ne dersiniz analığım bana düşer mi diye mahkeme salonuna dalan adam gibi bende bu komisyon toplantısına elimde esnafın söğüşlendiğini belgeleyen SPK raporuyla pat diye girsem Susam’ın hal-i pür melali nasıl olur?
 
Dün olduğu gibi bu günde bazı densizlerin dedikleri gibi koltuk kapmak için politika yapmadım, eğer istemiş olsaydım başta iktidar partisinden Susamın CHP. den vekil olduğu gibi birinci dönem milletvekili olurdum.
 
Oda başkanlığından uzaklaştırıldığım konusuna gelince, ben karşıma çıkan o üç adaya sesleniyor ve o günlerde gazetelere verdiğim beyanatları okumalarını tavsiye ediyorum.O beyanatlarımın özünde; esnaf dostlarım bırakmamı istemiyor bende onları kırmamak adına kazanmak için değil gönüllerini almak için aday oluyorum vardır. Hatta ilaveten de diğer adaylara tavsiyem üçü ancak bir adam olup birleşsinler ve beni bu külfetten kurtarsınlar dedim ve yeterince çalışmadım.
Kamuoyunda vücut bulmak içinde yazmıyorum. Yeterince kamuoyu beni tanıyor, Ben sanayiciyim ve sektörümün bırakın İzmir i ülke genelinde öncüsüyüm, ihracatta da birincisiyim.
 
Ama ne gariptir ki hiçbir iş yapmadıkları halde vergi rekortmeni olanlara karşın çok iş yapmama rağmen de bir türlü vergi rekortmeni olamadım…
 
Ayrıca idareciliği iş edinmiş, esnaf kanını emen bazı sülükler gibi işim idarecilik de değildir.
 
Yazarken de bilgi sahibi olduğum her tür yolsuzluğun belgelerine dayanarak yazıyorum ve kesinlikle de siyasi hesap yapmıyorum, çünkü yanlışın siyasi yandaşı, partisi, akrabası, anası ve babası olmaz.
 
Eleştirdiğim Belediye,esnaf teşkilatlarıve benzeri kurumlar idare eden zatların partilerinin özel şirketleri değildir. Bu konuda da herhangi bir siyasi partiyi hedef almıyorum, kaldı ki buralar kamuya ait kuruluşlardır,halkındır. Kamu yararına olmayan uygulamaları da eleştirmek bir vatandaş olarak en doğal hakkımdır.
 
İşte bende yazılarımda ağır konuşuyor isem bunu hırsızlar, yüzsüzler ve esnafı sömürenlere söylüyorum.
 
Hiç kimse aba altından sopa göstermeye kalkmasın, birilerineyalakalık adına bana çatmasın… Hiçte takmam. Ateş olsalar da ancak cürümleri kadar yer yakarlar, evet birileri lüzumsuz konuşsa da dostlar sanırım bu konularda yazacak, çok şeylerimiz olacak.
 
İlgisiz alakasız davranışlar da bulunan ve konunun dışına çıkanlara cevap vereyim derken  yazıma başlığı düşünürken halk ozanı Karamanlı Nevzat’ın “Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı”sözünün yer aldığı iki dörtlük aklıma geldi, sizinle paylaşıyorum ancak, diğer dörtlükler Ozan’a değil bana aittir.
 
Adaleti bilirsen mülkün temeli,  
Kestiği parmak acıyor dememeli
Diktatörlük olursa yönetenin emeli
Çıkar bir yol sanıyor eleştirenlere kızmayı
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.
 
Herkesi bağlıyorsa çıkarılan yasalar,
Uygulama anında yersiz böyle tasalar.
Eğer alın teriyle dolmuşsa kasalar,
Neden düşünüyorlar adalete sızmayı.
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.
 
Eğer Hukuk işlerse endişeye gerek yok.
Laik Cumhuriyete bundan iyi direk yok.
Adaletten korkanda tertemiz yürek yok.
Bıraksınlar yargıcın arkasında gezmeyi
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı
 
Gerçeğin üstündekinitozu almak lazımdır
Haklıyı haksızı bulmak lazımdır
Kimin gizli gündemi varsa bilmek lazımdır
Gazeteci dediğin bu düsturla yazmalı
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı
 
Hak etmedikleri halde koltuklarda oturmayı
Esnafı ve teşkilatlarını marifetmiş gibi soymayı
Haram lokma ile servet yapıp doymayı
Çalışıp kazanılmadan vergi rekortmeni olmayı
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı
 
Yanlış uygulamalarına karşı çıkanlara kızmayı
Dümen sularına girmeyenleri ezmeyi
Hak etmedikleri halde kurumların kesesinden Avrupaları gezmeyi
Adamım deyip böbürlene böbürlene toplum içinde gezmeyi
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.
 
Basın ve yayın önünde hava atmayı
Yanlışlarını yazanlara dava açmayı
Belgeler üzerinde tartışma talebinden kaçmayı
Esnafın gözünün içine baka baka geleceğini çalmayı
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.
 

Etiketler: