x
     

Satışların İptali için bugün..,

27 Aralık 2017 Çarşamba , 22:15
Okunma: 3140
0 Yorum

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaatımızı yaptım!!!

 
Bugün İzmir Adliyesine Cumhuriyet Başsavcılığı’na Nevvar – Salih İşgören Vakfı ile ilgi şikayetimi yaptım.
 
Şikayetimin konusunu uzun uzadıya burada paylaşmayacağım,
 
Şikayetimin konusunun özeti;

Salih Recep İşgören sağlığında ve hastaneden almış olduğu SAĞLIK KURULU RAPORU alınarak İzmir 27.Noterliğinde düzenlettiği vasiyetnamesinde yer alan SATILAMAZ hükmü var iken Nevvar – Salih İşgören Vakfı’na ait taşınmazlar satışa çıkartılmıştır…,”
 
Bugün yerel basında çıkan haberde;
 
“Nevvar Salih İşgören Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Memur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakıf kurucusu Salih İşgören'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Başbakanlığı döneminde cami yaptırma sözü verdiğini, vasiyetinde de yer alan bu isteği hayata geçirdiklerini söyledi.”
 
Benim elimde 2 adet vasiyet var,
 
Biri Av Aydın Öncel tarafından imzalan, vasiyetname. 9 sayfa İzmir 27. Noterliği 23 Şubat 2009 tarihli 05306 nolu,
 
Diğeri Ömer Lütfü Çırak tarafından imzalanan vasiyetname. 9 sayfa İzmir 27. Noterliği 23 Kasım 2010 tarihli 23698 nolu,
 
Birebir tüm maddeler aynı, bu maddelerle ilgili ilerleyen günlerde yazılarım devam edecek ve ne yazık ki, Vakıf tüzüğüne aykırı işlemler yapıldığını sizlerle paylaşacağım.
 
Gelelim Cami konusuna,
 
Her iki vasiyetnamede yer alan kişiler ayrı ayrı aradım,
 
İlk vasiyetnamede olan Av Aydın Öncel’i aradım ve sordum.
 
Salih Babanın cami ile ilgili vasiyeti var mıydı, soruma,
 
Av Aydın Öncel; “Nivent Hanım Salih Bey, annemin cenazesine geldi, annem Salih Beyden bir sene önce öldü, Annemin cenazesi Alsancak Hocazade Camiden kaldırıldı, cenazede, bana oğlum Hocazade cami yeterli gelmiyor. Bana Fuar içinde yer ayarlayın en çok 5 Bin kişilik bir cami yapayım. Orda burada değil, Nivent Hanım Alsancağın göbeğinde istiyordu.”
 
Vakıf senedi ile ilgili bir diyeceğiniz var mı soruma,
 
Cevap olarak “Nivent Hanım sizi okuyorum lakin başka bir diyeceğim yoktur.” 
 
2010 tarihli, Vasiyetnameyi hazırlayan Ömer Lütfü Çırak’ı aradım ve sordum,
 
Salih Babanın cami ile ilgili vasiyeti var mıydı, soruma,
 
Ömer Lütfü Çırak “yazılı yok. Ancak konuşmalarımızda, Alsancak’ta bir camii istiyordu. Milli Emlak’tan yer alalım küçük bir camii yapalım ya da Alsancak içerisinde cami yapan varsa ona yardımcı olalım dedi. Ölmeden evvel beni kenara çekti, Ömer oğlum bak vakfın sermayesine dokunmadan, vakfın gelirlerinden, Allah Rızası için protokol cami yapın dedi “  

O halde neden böylesi büyük bir cami yapılmak istenilmekte?
 
Gazetelere yansıyan haberde;

“Konak ilçesi Mersinli bölgesinde 14 bin metrekarelik alana yapılacak Nevvar Salih İşgören İzmir Ulu Camisi'nin maliyeti, vakıf tarafından karşılanacak. İnşaatın yapımı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kontrol edilecek.”
 
Vakıf tüzüğünde cami yok,
 
Yazılı Vasiyetnamede yok,
 
Ama milyon dolarlık bir camii yapılmak istenilmekte,
 
Vakıf ne amaç için kurulmuş, hepsini ilerleyen günlerde yazacağım,
 
Konuyu dağıtmadan, bugün Cumhuriyet Başsavcılığına verdiğim dilekçemde de bahsetim,
 
Vakfiye değiştirilemez,
 
Vasiyetname hiç değiştirilemez,
 
Vasiyetname sahibi öldü,
 
Vakıf sözleşmesinin dışına çıkılamaz!
 
Vakıf Kurucusu Rahmeti Recep Salih İşgören olduğuna göre,
 
Rahmetli mezarda, VAKIF SENEDİNİ DEĞİŞTİRDİ Mİ?
 
Yarın konuyu yazmaya devam edeceğim.
 
Yarına kadar sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var!
 
İslam hukukuna göre vakıf yapmak isteyen şahıs bir vakfiye yazarak Kadıya müracaat eder. Vakıf senedi denilen belge, mahkeme tarafından tescil edilirdi. Vakıf senedine padişah dâhil herkes uymak zorundaydı.  Vakfiyelerde genellikle dua ve beddua bölümleri bulunurdu. Bunlardan bazı örnekler şöyledir:
 
Kanunî SultanSüleyman'ın 950 H/ 1543 tarihli vakfiyesindeki vakıf duası: "Her kimse kivakıfların bekâsına özen ve gelirlerinin artmasına itina gösterirse; bağışlayıcı olan yüce Allah'ın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükâfatısayılamayacak kadar çok olsun. Dünya üzüntülerinden korunsun ve her türlü tehlikeden muhafaza olunsun."
 
Sultan 2.Bayezid'in 1 Şubat 1495 tarihli vakfiyesindeki bedduası vakıflara bir şekilde zarar vermek isteyen insanları caydırıcı bir özellik taşımaktadır:"Sultan, emir veya herhangi bir kimseye bu vakfı değiştirmek, bozmak,nakletmek, başka hâle getirmek, iptal etmek, işlemez hâle getirmek, ihmal etmek ve değiştirmek helal olmaz. Kim onun şartlarını değiştirir veya iptal ederse haramı üstlenerek günaha girmiş olur. Günahkârların alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün, Allah onların hesabını görsün. Cehennemde zebaniler onları denetlesin. Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunları işittikten sonra, vakfı değiştirirse, onun günahı, değiştirenler üzerinedir. Kuşkusuz Allah, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez."
 
 Hazine VekiliHafız İsa Ağa'nın 1818 tarihli vakfiyesinde: "Vakıf gelirini haksız olarak yiyenler, dünya ve âhirette mutluluk yüzü görmesinler."
 
 Pertevniyal Valide Sultan'ın 1872 tarihli vakfiyesinde "Şâyet bir nice zaman sonra vakfı değiştirmeye, bozmaya temayül eden olursa veya vakfın bozulmasına sebep olursa, yerleri ve gökleri yaratan ve bize bunca nimetleri veren Allah'ın kahır ve gazabına uğrasın. Dünyada ve âhirette rahat yüzü görmesin ve iki cihanda rezaletten kurtulmasın." denilmektedir.
 


Kaynak: