x
     
21.05.2020 20:37:41
Okunma: 5666
0 Yorum

Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
Yazmayım Yazmayım Diyorum da!!!!

 

Yazmayım yazmayım dedim,

Yine duramadım!

Başıma her ne gelecekse gelsin, kendimi durduramıyorum,

Öncelikle Camilerimizde, ÇAV BELLA çalma saygısızlığını yapanları esefle kınıyorum,

Türkiye Cumhuriyeti’nde, 

Ne Ezan Sesini kısabilirsiniz,

Ne de Atatürk sevgisini yok edebilirsiniz,

Bu beyhude çabalar, boşuna!

Ülkemizde ezanları susturmaya kimsenin gücü yetmez! 

Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk’ü sevmek zorunda değilsiniz,

Ancak saygı duymak zorundasınız!

Neden yazmayım yazmayım dediğime gelince,

Bakıyorum, AK Parti İzmir milletvekilleri, yöneticileri,

Camilerde çalınan Çav bella şarkısından haklı olarak rahatsızlıklarını dile getirmişler,

Buraya kadar tüm açıklamalar doğru,

İzmir Milletvekili Hamza Dağ, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer'e çağrıda bulundu ve "İki gün önce bir demecinizde 'Çav Bella benimle özdeleşti' demiştiniz. Bu milletin dini değerlerine karşı bu çirkin saldırıyı gerçekleştirenlere ve bu provokasyona sahip çıkan parti yöneticilerinize karşı bir duruşunuz olacak mı?" diye sordu.

Sayın Hamza Dağ sorularınızda çok haklısınız,

O zaman ben size bir soru yöneltmek istiyorum,

İzmir’de AK Parti yandaşı olarak bilinen kendi deyimiyle “koskoca Mesut Sancak”

Bana hitaben "kızım sen neyine güveniyorsun” sorusuna,

Verdiğim cevapta Allah’ıma Güveniyorum dediğimde,

“Senin Allah’ını…,” dediğinde nerede idiniz?

 Twitter hesabınızda verdiğiniz tepki mesajında, ".., Bu ülkede ezan sesinden, sela sesinden rahatsızlık duyan güruha milletimiz ve özellikle İzmirli hemşehrilerimiz hak ettikleri tepkiyi verecektir." ifadelerini kullandınız,

Twitter mesajınızda, Tunç Soyer’e soru yöneltmişiniz,

“Bu milletin dini değerlerine karşı bu çirkin saldırıyı gerçekleştirenlere ve bu provokasyona sahip çıkan parti yöneticilerinize karşı bir duruşunuz olacak mı?" 

Peki Allah’a ve dini değerlere alenen yapılan küfüre  niye tepki vermediniz?

AK Parti yandaşı olduğu için mi?

Yoksa itibar her türlü küstahlığı örtüyor mu sizin gözünüz de?

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, şehirdeki bazı camilerin hoparlörlerinden Çav Bella'nın çalınması üzerine, söz konusu eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler ile söz konusu haber videolarını övücü ve destekleyici ifadelerle sosyal medya hesaplarından paylaşanlar hakkında, 'dini değerleri alenen aşağılamak' suçundan resen soruşturma başlatıldı.

Sayın savcılık, benim dini değerlerime yapılan saldırıya karşı neden duyarsız kaldı?

AK Parti yandaşı olarak bilinen Mesut Sancak tarafıma ağza alınmayacak küfürlerle beni taciz ederken, dini değerlerime alenen hakaret ederken,

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı usulen mahkemede, taraf olurken niye bir kere bile davalara gelmedi?

Olayın en trajikomik tarafı ise,

Duruşmaya bir kez bile katılmayan koskoca Mesut Sancak dava sonucunda,

Hakimin kararında yer alan, 

“Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.”

Hakim nasıl bu kanıya vardı, duruşmaya gelmeyen bir sanığın yargılama sürecindeki davranışlarını, nerede gördü?

İsminin önüne AK PARTİLİ Yandaşı olarak bilinmesi, her şeyi yapma gücünü mü vermekte?

Yine benzer suçlardan yargılan iki örneği sizlerle paylaşmak istiyorum,

Muğla'nın Bodrum ilçesinde sosyal medya aracılığıyla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" ve "hakaret" suçlarını işlediği gerekçesiyle tutuklu bulunan ve bugün tahliye edilen gazeteci Hakan Aygün ile ilgili flaş bir gelişme yaşandı.

Aygün’ün tahliyesine Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. 

Ne demişti Hakan Aygün,

Halk TV'de uzun süre yönetici ve programcı olarak çalışan gazeteci Hakan Aygün hakkında 'Ey İBAN edenler' ifadesinin yer aldığı sosyal medya paylaşımı nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.

Bir başka örnek de,

Fırat Erez, paylaşımında "İslam ahlaksızlıktır" ifadelerini kullanmıştı.

Fotoğrafçı Fırat Erez, 'Dini Değerleri Aşağılamak' suçu kapsamında çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

“Twitter'daki paylaşımları nedeniyle 'dini değerleri aşağılamak' suçlamasıyla Antalya'da gözaltına alınan Erez, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bu örnekler gösteriyor ki,

Kişinin maddi gücü, siyasi gücü olunca, gelmediği mahkemelerde, iyi halden söz edilebilmekte,

İşte bu nedenlerden dolayı, ülkeme, adalete, güvenim kalmadı!

Tek güvendiğim, ALLAH’IM ve inanıyorum ki, o gözeten, kollayandır.

İşte gücüm ve inancım buradan geliyor.

Çok üzgünüm Pes Etmek yazımın devamını bu gün yazamadım.

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları