x
     
28.09.2015 01:42:16
Okunma: 5554
2 Yorum

Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
Siz Cennetliksiniz!

 
Geçtiğimiz gün, Çeşme Şifne Termal Otele gittik. Havuzun içinde bir beyle bir kadının konuşmasına şahit oldum, beyefendi sürekli bayana “siz cennetliksiniz” demesi dikkatimi çekti. 
 
Yanlarına sokuldum ve can kulağı ile sohbeti dinledim, yanımda olan, dernek kurucu üyemiz Hülya hanımda aynı sohbeti can kulağı ile dinliyordu.  Beyefendi konuşma bitiminde, bayanın yanından ayrıldı sohbeti yapan bayan, yanındaki 17 yaşındaki delikanlı ile birlikte şezlonga oturması ile  hemen havuzdan çıktım ve bayanın yanına oturdum.
 
Çok pardon konuşmanıza şahit oldum diye sohbeti açtım. Şimdi sizler de merak ediyorsunuz, kimdi bu kadın ve ne sohbeti ediyorlardı diye.
 
Otizmli bir çocuğa kol kanat germiş bir annenin hikayesi bu. Üstelik öz çocuğu da değil, eşinin ilk evliliğinden olma bir otizmli bir çocuk ve bahsettiğim otizmli çocuk her şeyini kendi yapan, yüzme şampiyonu, Kığılı Mankeni olmuş 17 yaşındaki gençten bahsediyorum.
 
Nasıl başardınız sorusunu sorduğumda, büyük bir sevecenlikle anlatmaya başladı.
 
Ayberkle ilk karşılaştığımda, altına yapan, su içmesini beceremeyen  bir çocuktu. Kendine ve etrafındakilere bilmeden zarar veriyordu. İlk başları bende çok korktum ve karar verdim başarabilirim diye. Eşime bana iki ay zaman ver elbirliği ile başarıcaz dedim.
 
Elbet eşim olmasaydı asla başaramazdım. Amacım Ayberk ile tek başıma kalmaktı. Eşimin manevi desteği ile başardık.
 
Önce tuvalet eğitimi alması lazımdı, koskoca çocuk altına yapıyor ve pisliği ile oynuyordu, onun yanında tuvalete oturdum, suyu çektim ama bunu defalarca yaptım. Bıkmadan usanmadan tuvaletim olmadığı zamanda yaptım her defasında yanımda olmasını sağladım, hatta tuvaletimi yaptığımda ona gösterdim suyu çekmesini sağladım. İlk aşamayı sabırla öğrettim ve artık Ayberk kendi başına tuvaletini yapar duruma geldi.
 
Sıra su içmeyi öğretmeye geldi, defalarca bardak derken üzerine basa basa heceleyerek söyledim ve ağzıma bardağı götürdüm. Sonrasında onun elini tutarak elindeki bardağı ağzına götürmeyi öğrettim ama bu onlarca yüzlerce deneme sonrasında oldu. 
 
Aynı işlemleri tabak, çatal, kaşık, bıçak olarak devam ettim. Şimdi ise gerçek bir üvey anne oldum, her şeyi Ayberk’e yaptırıyorum. Eşim bir gün bana, kırk yıl düşünsem oğlumun elinden kahve içeceğim aklıma gelmezdi diyor.
 
Karşımda muhteşem bir kadın duruyordu, o an içimden onu öpmek geldi.
 
Ayberk’i göz ucuyla çaktırmadan izliyordum, Ayberk için köfte ve parmak patatesi garson getirdi, annesi yedirecek diye düşünürken, Ayberk oturdu köftesini patatesini kolasını o kadar güzel yedi ki anlatamam. Sonra annesi hadi Ayberk ellerini yıka gel dedi ve Ayberk ellerini yıkamaya gitti.
 
Ayberk geldiğinde, kızımla tanıştırdım inanılmaz bir deneyimdi benim için, demek ki sabırla sevgiyle her şey olabiliyor, yeter ki isteyelim. 
 
Gözlerimle görmeden bu olayı bir başkası anlatsaydı inanır mıydım bilemiyorum ama binlerce anneye umut olmasını diliyorum. Ayberk’in annesi onlarca otizmli çocuğu konuşturmuş kendi ihtiyaçlarını gidermesini sağlamış ve bunu hiç ücret almadan yapmış.
 
İnanılmaz olayın kahramanı Naciye Aksu deneyimlerini, yaşadıklarını bundan sonra Gaze-temiz.com da sizlerle paylaşacak. 
 
Hoş geldin aramıza Naciye Aksu, iyi ki varsınız.
 
 

 

 

Etiketler:

Misafir - 28.09.2015 09:53:35

  • Büyük İnsanlık
  • Nazım Hikmet'in Büyük İnsanlık şiirinin başlığını ödünç alarak yazıyorum, tek kelimeyle "BÜYÜK İNSANLIK" Böylesine kocaman yürekli bir hanımın yazılarını okumak da bizler için bir farklılık olacak. Duyarlığınıza teşekkürler Nivent Hanım.
  • Misafir - 01.10.2015 14:21:13

  • Cesamin ÖZKAN
  • Demekki insan isterse hem kendisinin hemde başkalarının mutlu olabileceği güzel işler yapabilirmiş. Naciye hanımın bu öyküsünü özellikle toplumun kendilerini güzel günlere götürmesi adına görev verdiği, ancak bu görevlerini kişisel çıkarları adına kullanıp, başkalarının yaşamsal alanlarını gasp eden hain sülük alçakların defalarca okumasını isterim isterimde onlardaki kafa bu yaşam hikayesindeki incelikleri kavrama yeteneğinden yoksundur. Öyle olmasaydı Naciye hanımın yapmış olduğu bu yüce görevi kamusal kurumların yapmaları gerekmezmiydi. Oysaki yaşananlara baktığımızda bırakın bu sağlık alanındaki görevi adamlar sıradan görevlerini bile yapamamaktadırlar. Çünkü onlar o hain kafaları ile insanların vede insan olsalardı kendilerinin insanca mutluluğuna neden olacak bu tür sosyal işlere kafa yorarlardı. Ama Naciye hanım gibilerin var olduğu toplumlarda var olan sorunların çözümünün ve çözümsüzlük adına iş yapan sözde yöneticiler için gerekenin yapılacağı ve bu çirkin insanların bırakın toplumu yönetmesini, toplumun içerisinde nefretle anılan dışlanan toplum dışı kişiler olarak nefes alacaklarını belirtmek isterim.
  • Yazarın Diğer Yazıları