x
   

Nevvar - Salih İşgören Vakfı (10)

15 Ekim 2017 Pazar , 19:56
Okunma: 5258
0 Yorum

Dosya git gide daha heyecanlı olmaya başladı!!!

 
Vakfın zenginliği söz konusu olunca, FETÖ Örgütü elbet bu vakfa dadanmıştır diye de düşünmeden edemiyorum.
 
Yarın dilekçenin devamında yer alan gayrimenkul satışlarıyla devam edeceğim. Diye bitirdiğim yazı dizisine devam ediyorum.
 
Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen dilekçenin devamında ise;
 
“Yukarıda açıklamalar çerçevesinde mevcut yönetimin gayrimenkul satışları engel olunmalıdır.
 
Öğrenildiği kadarıyla mevcut vakıf yönetimi tarafından; İzmir İli, Buca' İlçesi, 7777 Ada, 1 Parselde kayıtlı 14.557,31-M2 ve İzmir İli, Menderes İlçesi,'Cumaovası Köyü, 984'Ada, 1 Parsel; 987 Ada, 1 Parsel; 988 Ada, 1 Parsel’de kayıtlı toplam 22.726,24-M2 taşınmaz satışa çıkarılmıştır. Bu konuda vakfın internet sitesinde yayınlanan satış ilanını sunmaktayız. Bu taşınmazlar benim tarafımdan vakfa kazandırılan, yüksek değere sahip ve kıymetli arazilerdir. Bu taşınmazların satın alınması ve vakfa kazandırılması sürecinde bizzat Başbakanlık Özelleştirme İdaresi nezdinde görüşmeler yürütülmüş, vakıf malvarlığının arttırılması sağlanmış, ihale yoluyla benim tarafımdan alınmıştır. Ancak gelinen aşamada FETÖ/PDY Terör Örgütü vakıf yöneticileri tarafından bu taşınmazlar satılarak, para aktarılmak istenmektedir.”
 
Bu iddialar gerçekten çok vahim!
 
SONUÇ YE İSTEM bölümünde ise;
 
"Yukarıda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle;
 
FETÖ/PDY terör örgütü tarafından ele geçirilmek istenen Nevvar Salih İşgören Vakfı’nı korumak, vakıf malvarlığının terör örgütünce kullanılmasını engellenmek ve vakıf kurucusu Recep Salih- ÎŞGÖREN’e karşı manevi sorumluluğumuzu yerine getirmek amacıyla;
 
 Mütevelli heyeti başkam olarak hala görevinin başında bulunan, şu an tutuklu veya kaçak olan kişileri vakfımıza getiren, bu FETÖ/PDY Terör Örgütü üyelerine referans olan, FETÖ/PDY Terör Örgütü -üyesi Ömer SENER’in vakıf mütevelli heyeti üyeliğinden alınıp, hakkında ceza davası açılmasına,
 
Vakfın tüm mali işlemleri hakkımda bilgi sahibi olan vakıf paralarının FETÖ/PDY Terör Örgütü’ne aktarılmasını sağlayan Ömer ŞENER tarafından önce muhasebeci sonra müdür/genel müdür olarak vakfa alınan; FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi M.Ş ivedilikle ifadesinin alınmasına, hakkında ceza davası açılmasına,
 
FETÖ/PDY terör örgütü finans lideri, vakıf mütevelli heyeti başkanı Ömer ŞENER’in usulsüz olarak mütevelli heyetine aldığı, FETÖ bağlantıları sebebiyle TSK’dan ihraç edilen, yönetim kurulu başkanı Mustafa ÖKMEN’in tutuklanması üzerine yönetim kurulu başkanlığına getirilen, TSK’dan ihraç edildikten sonra Ömer ŞENER’in 15 yıl boyunca kalfalığını yapan ve Ömer ŞENER’in sahibi olduğu GURMER şirketinde çalışan, Ömer ŞENER adıma hareket eden, GÜRMER ve diğer yandaş şirketleri adına naylon faturalar düzenleyen; FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi Erol ÜRGUN’nun vakıf yönetiminden ve mütevelli heyetinden alınıp hakkında ceza davası açılmasına,
 
Bu kişiler hakkında soruşturma yürütülürken; Nevvar Salih İşgören Vakfı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet edildikten sonra vakıf mütevelli heyetinden; sağlık ve işlerinin yoğunluğunu bahane ederek istifa eden, tutuklanan, yurt dışına kaçan FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin, FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduklarını perdelemek için yerlerine vekil olarak; 1) Ü,  2) M,  3) A,  4) S,  5) A, 6) N  aldığı, Nevvar Salih İşgören Vakfındaki FETÖ/PDY terör örgütü yapılanmasının perdelenmek istendiğinin, bu yapılanmanın perdelenmesi amacıyla 2015 yılında yaklaşık 10-15 milyon Türk Lirası para dağıtıldığının ve böylece vakıf içindeki FETÖ/PDY faaliyetlerinin perdelenmek istendiğimin titizlikle dikkate alınmasına."
 
İsim ve soyadları açıkça yazılmış olmasına karşın yayınlamıyorum. Yazı dizinsinde daha önce yer verdiğim isimler bir şekilde ifadeleri alınmış kimisi tutuklanmış kimisi de kaçmış olduğundan yayınladım. Kimse yargılanmadan suçlu değildir, yada itibarsızlaştırılmaya çalışmak bizim görevimiz değil.
 
Bu dosyayı yazıyorum çünkü, devletimize zarar veren her kim olursa yazılmalıdır diye düşünmekteyim. Dosyada çok ciddi iddialar var ve asıl merak ettiğim bu vakfa neden soruşturma süreci devam ederken kayyum atanmadığıdır.
 
Küçücük şüpheler üzerine hapiste olan kişiler düşünüldüğünde, bu dosya neden sürüncemede kaldığını gerçekten çok merak ediyorum.
 
Evet sonuç ve isteme devam ediyorum.
 
“Vakfin kuruluşunda denete! olarak alınan aynı zamanda vakfın mali müşavirliğini (kızı kanalıyla) yapan M.., vakfı Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayetten sonra sus payı olarak Ömer ŞENER tarafından mütevelli heyetine ve yönetim kuruluna alınması çok düşündürücüdür.
 
Aynı zamanda vakfın kendi avukatları olmasına rağmen; şikayetimden sonra vakfa avukat olarak alınan M.., hem vakıf tüzel kişiliğinin, hem Ömer ŞENER’in, hem Mustafa ÖKTEM’in, hem de Ömer ŞENER’e ait şirketlerin avukatlığını yapması Avukatlık Kanunu’na uygun mudur? Ömer Şener’in bizzat sahibi olduğu GÜRMER şirketinin evraklarının kaybolması, alınmaması ve hakkında operasyon yapılmaması M.., sayesinde mi mümkün olabilmiştir. Duyumlara göre Ömer Şener’in şirketini incelemeyen bu defterleri Marmaris’e oradan da Muğla’ya kaçırılmış ve yakılarak itfaiye raporu alınmıştır. Tüm bu gizlenme sürecine destek olan kimdir?”

Bu iddialarda gerçekten çok ağır, hakikaten bu dosyanın gizlenmesine kim destek olmaktadır.
 
Dosyayı A’dan Z’ye okuyan bir kişi olarak kim olduğunu hemen söyleyebilirim ama yerinde olmaz!
 
Sonuç ve istemde yer alan son paragrafta yer alan;
 
“Bir buçuk yıla yaklaşan süreden beri mütevelli heyetine alınan kişilerin hemen hemen hepsinin tutuklu, kaçak, ihraç edilmiş olmalarına rağmen Nevvar Salih İşgören Vakfı’na operasyon yapılmamasının nedeni nedir? Bu kişilerin arkasındaki güç nedir? Vakfın kendi avukatları olmasına rağmen, bu şikayet sürecinden sonra vakfa avukat olarak alınan kişiler mi bu gücü temin etmektedir? Ya da vakfın mütevelli heyetine usulsüz bir şekilde alınan Ergüder CAN ( ihraç edilen ve tutuklu mülkiye başmüfettişi), Ahmet Davutoğlu’nun öğrencisi olduğunu söyleyen Mustafa Ökmen (tutuklu) tarafından mı koruma sağlanmaktadır?
 
Bu bilgiler çerçevesinde acele ve ivedi olarak vakıf yönetiminin malvarlığı aktarmaya yönelik faaliyetlerine engel olunması amacıyla tedbir konulmasına, anılan kişiler hakkında gerekli tüm soruşturmaların yapılmasına ve haklarında ceza davası açılmasına karar verilmesini talep ederim.”
 
Şaşırtıcı değil mi? Bu dilekçeden sonra, malvarlıklarının satışı engellenmiş midir dersiniz?  
 
Bundan sonra yazacaklarım gazete haberleri ve detaylara geçeceğim.


Kaynak: