x
     
25.06.2018 21:39:12
Okunma: 2965
0 Yorum

Mete Gönenç gonencmete@yahoo.com
Kayıplardan Yeni Başlangıçlara!

 
Dün akşam aydınlık insanlarımızın ciddi bir şekilde umutlandığı bir seçim daha kaybedildi. Öyle ki belki yanlı medyanın sunuş biçiminin de etkisiyle ilk defa bu kadar az heyecanlandığım, hatta arada maçlara falan baktığım bir seçim akşamı oldu. Tabii ki 16 yıldır alınan benzer sonuçların yarattığı alışkanlık da etkili oldu. Çok kısa bir süre için de olsa ülkemizin karanlık geleceğine üzülmekten başa bir şey gelmiyor elimizden? 
 
Şimdiki soru ise tabii ki! Muhalefet niçin bu kadar başarısız diye sorup, durumdan vazife çıkarmaktır.
 
16 yıllık AKP iktidarı sonucu ülkemizin tüm sistemleri çökmüş, tüm varlığı talan edilmiş, askeri-sivil bürokrasinin tamamı politize olmuştur. Dış politikada emperyalist ülkelere bir taraftan her türlü ekonomik siyasi taviz verilirken, hepsiyle kavgalı hale gelinmiş, ülke yalnızlaştırılmıştır. Korkunç bir yolsuzluk ve sömürü sistemi içinde halk tamamıyla fakirleştirilip borçlandırılmış, devlete güven vergi bile toplayamayacak kadar yok edilmiştir. Özellikle de gençlerimizin geleceğe dair hiçbir umudu kalmamıştır. İşte böyle bir süreç içinde, AKP, 6 genel, 3 yerel seçim 3 referandum ve iki Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanabiliyorsa, o zaman muhalefetin başarısızlığın ciddi olarak tespit etmek ve nedenlerini irdelemek gerekeceği kanısındayım.
         
Bilindiği gibi T.C. Devletini kuran CHP hiçbir zaman halkın devleti olamamış, seçimle iktidara gelememiştir. Bunun en önemli nedeni, devletin tüm yönetimin, eğitimini, v.s devşirmelere bırakıp Anadolu halkını savaştan savaşa hatırlayan ve sadece dini eğitim verip eğitimsiz bırakan Osmanlı yönetimidir. Eğitim Enstitüsü gibi kurumları çek geç bulup, kısa sürede işlevsiz hale getiren CHP ise bu sorunu halen çözememiştir. YENİ-CHP ise, kendisini de gerileştirerek çözme çabalarıyla öne çıkmaktadır. Sanayi devrimi yaşamamış ülkemizde, devlet tarafından Sanayileşmenin ve 2.Dünya savaşı sıkıntılarının halka yüklenmesiyle yaratılan burjuvazi ise batı ülkelerinin aksine ancak gerici kesimlerle beraber iktidar olabilmiştir. Küreselleşmeye geçişle gerici kesim bu koalisyonun lideri olmuş, DP-ANAP gibi liberal partiler yok olmuştur. Bu kesimi de temsil etmeye çalışan İYİ Parti’nin oyları ise ilginç? Bir şekilde bitik MHP’ nin bile çok altında kalmıştır.
 
Dürüst, güvenilir, kurtuluş savaşı kahramanı, tam bir devlet adamı olan İsmet Paşa’dan sonra ise CHP kimlik bunalımına düşmüştür. Ecevit’le samimiyeti tartışılır bir biçimde sola açılmaya çalışan parti, bu dönemle birlikte, çok dürüst bir lider olan Ecevit’i bile kaçırtıp ayrı parti kurduracak bir yozlaşma, hizipleşme sürecine girmiştir. 
 
Özellikle de 1980 erden sonra, benim de bu partiden birkaç defa aday olan rahmetli Erdinç abim nedeniyle yakından izlediğim bu süreçte, üye yapısında lümpenleşme ile beraber, etnik ve mezhep kimlikleri dâhil her türlü pislik iç politika da kullanılır hale gelmiştir. Ön seçimlerde, etrafına 3-5 kişi toplayabilen birçok üye her yere aday olmaya başlayınca partide nefer kalmamıştır. Başkanlıklara, vekilliklere rekor sayıda üye aday olunca ön seçim adresleri kokoreççileri v.s ile genelev önü haline getirilmiştir. Birkaç yüz lira huzur hakkı olan belediye meclis üyelikleri için aday büroları kurulup, tonlarca para harcanması ise işin başka bir yönüdür.İşte bu sistem içinde seçilen kişiler ise vekil ve yerel yönetici olmakta, sonra da parti yönetimlerini seçmektedirler.
     
Eskişehir dışında, birçok yere örnek olacak şekilde CHP’nin kalesi İzmir de son 35 yılın çoğunda   yerel yönetimleri  kazanan bu partinin halktan kopuk yöneticileri ,tüm kamu hizmetlerini özelleştirmiş,şehrin en kıymetli kamusal alanlarını bile AVM ler süpermarket başta olmak üzere rantiyelere   peşkeş çekmiştir.
 
Şehri 1960’larda apartmanlarla mahveden Osman Kibar’dan sonra kalan yerleri Gökdelenlerle doldurmak ise marifet olmuştur. Başta Çeşme kıyılar tamamıyla işgal altındadır. Her nasılsa haklarında açılan bir çok yüz kızartıcı davalardan AKP dönemi mahkemelerinde aklanan bu yöneticilerin çoğu gizli AKP’li olup şehir AKP’nin has firmalarının işgali altındadır.
 
Yolsuzluk, rezillik günlük olaylardandır.(Bkz;GAZE-TEMİZ.COM) Bu yöneticilerin çoğunun Genel Merkez tarafından bazılarının gece yarısı darbesiyle aday olarak seçildiği düşünülürse burada yaratılan büyük rantlardan kimlerin pay aldığı ise merak konusudur.
 
Daha da çok şey yazmak mümkündür. Ancak bu kadarı da 40 yılı aşkın zamandır izlediğim bu partideki birçok temiz ve ilerici insanın mücadelelerinde nasıl yenik düştüğünü ve harcandığını gördüğüm bu partiyi düzeltmenin bu üye ve delege yapısıyla içeride verilecek mücadele ile mümkün olmadığı kanısındayım. Artık bu partinin içinde ve dışında sayısının çok fazla olduğunu düşündüğüm insanları faşizme karşı mücadele verebilecek HALKTAN VE HAKTAN YANA BİR PARTİ KURMA ZAMANI GELMİŞ VE GEÇMEKTEDİR.
 

 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları