x
     
02.08.2016 21:17:35
Okunma: 4230
0 Yorum

Mehmet Erdül
KAYDIKABAK…

 

1964 YILINDA Manisa Lisesi’nden mezun oldum.

O yıl birlikte mezun olduğumuz arkadaşlardan bazıları Hava Harp Okulu sınavlarını kazanıp kayıt yaptırdılar.
 
Ertesi yıl 1965’de ben de Hava Harp Okulu sınavlarını kazandım.
 
Lisede birlikte mezun olduğumuz halde benden bir yıl önce Harp Okulu’na giren sınıf arkadaşlarım ikinci sınıfa geçmişlerdi.
 
Bir yıl kıdemli ve Komutanımız durumundaydılar.
 
Sınavları kazananların isimleri listelenip asılıyor, kimliğimizi gösterip giriyorduk Nizamiyeden.
 
Önce asker tıraşı olduk, ardından sıraya girenlere eğitim elbiseleri dağıtıldı. Sınıflar ya da asker deyimi ile kısımlar belli olunca gördük ki, 5. Kısım’da bulunanların hepsi sivil liselerden gelenlerden oluşuyordu.
 
Eğitimler başlayıp da, kendi kendimize “Sağa Dön… Sola Dön… Geriye Dön…” diye komut vermeye başlayınca eğitim alayında bulunan Askeri Liselerden gelme devre arkadaşlarımızın bize tebessümle bakıp;
 
“Kaydıkapak” dediklerini fark ettim.
 
İlk bir ay “Kaydıkabak nedir?”  eğitimden kafamı kaldırıp, sorgulayamadım, ne nedir, nedendir ayrımına varamadım bile.
 
Biz hazırolda durmayı, selam vermeyi, sağa, sola, geriye dönmeyi öğrenmeye başladığımızda Askeri Lise Kökenli sınıf arkadaşlarımızın yıllardır bunları yaptığını, dahası, onların asker olduklarını fark ettim.
 
Ben lisede top peşinde koşarken, kızlarla gezmeye zaman ayarlamakla uğraşırken Askeri Lise Mezunu sınıf arkadaşlarım sadece Asker olmayı öğrenmişlerdi.
 
Sonra bizler de öğrendik.
 
Devre arkadaşlarım arasından 16 General çıktı.
 
İsimlerini yazmayacağım.
 
Onlarla onur duyuyorum.
 
Harp Okulu sonrası Hava İkmal Okulu İhtisas Kurslar Komutanlığında eğitimimi tamamlayıp kıtaya çıktığım yıl aldığım sicile Komutanımın; “ Kıta görevi yapamaz, Karargâh Görevi Yapar” notunu düştüğünü tam 12 yıl sonra tayinim çıktığında, gideceğim birliğin, Kıta Görevi olduğu gün, ilişik kestiğimde öğrendim.
 
Rahmetli İsmet Şakiroğlu Albay’ım kapı komşumuzdu. İlişik kestim eşyalarımı toplarken eve geldi eşi ile birlikte:
 
“Çocuk, ‘ilk sicilin kıta görevi yapamaz, karargâh görevi yapar’ olarak düzenlenmiş. Şimdi Yüzbaşı oldun. Sen Kıta görevinde çok başarılı olacaksın.”
 
Dediğinde kafamda yok olmuştu askerlik düşüncesi.
 
Mecburi hizmetimi tamamladığımda da ayrıldım ordudan.
 
Bugün birileri bana “Efsane Genel Müdür “ falan diyor ya.
 
Askerlikte aldığım ekip çalışması ile birlikte çalıştığım insanların katkısı ile öyle olmuştur.
 
Askerlikte zaman mefhumu yoktu. Sivil yaşantımda da olmadı.
 
Silahlı kuvvetlerde aldığım eğitim sayesindedir EFSANE olmak.
 
Bir Kaydıkabak olarak başladığım askerlikten ayrılarak, aslına dönerek, sivil yaşamda başarılı olmaya çalışarak sürdürdüm yaşantımı.
 
Kafamdaki Atatürk sevgisi ve askerlik, yurtseverlik hiç eksilmedi.
 
Askeri Liseler kapatılmış ya. Şimdi meydan kaydıkabaklara kaldı.
 
Ordunun işi zorlaştı yani.
 
Örnek olarak kendimi gösteriyorum.
 
Bu askeri liseleri kapatıp bir sürü KAYDIKABAK dolduracaksınız ya Harp Okullarına.
 
Göreceksiniz o Kaydıkabakların birçoğu, İlk fırsatta kaçacaklar.
 
Yazık oldu Askeri Lise öğrencilerine.
 
Sessiz kalanlara lafım yok. Onların söyleyecek bir sözü olduğunu sanmıyorum.
 
Tarih yazacak gerçekleri.
 
Kaydıkabaklar ordudan ayrılmaya başladığında çok geç olacak.
 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları