Başa Döndük. vardır bir hayır diyoruz!!!
İSTİNYE PARK İzmir projesi yeniden ÇED Sürecine başladı.
Projede otel kısmında oda sayısı ile ilgili herhangi bir değişiklik yapılamadan sadece inşaat alanının 301.438,82 m2’ den 301.185,22 m2’ ye düşürülmesi planlanmaktadır.
Yeniden ÇED Sürecine başlanması 253 m2 küçüldüğünden midir?
İlk hazırlanan ÇED Sürecinde eksiklikler olduğundan mıdır?
Yoksa Temiz İzmir Derneğinin 21.11.2016 tarihli Danıştay’a yaptığı itirazdan dolayı mıdır bilinmez!
Ancak tek bildiğimiz konu ise Üçkuyular Meydan’ında 301 Bin metrekarelik bir inşaatın olması bizce mümkün değil.
27 Nisan Perşembe günü Halkın Katılım Toplantısında soracağımız onlarca soru olacak!
Artık ÇED konusunda uzmanlaştık diyebiliriz.
Bu sefer konuyu çok sıkı tutacağız.
Dersimizi şimdiden çalışmaya başladık.
ÇED Sunum dosyasında en ilginç detay ise, İzmir ilinde üniversite yokmuş gibi Pamukkale Üniversitesi’nden ÇED Sürecinde trafik yükünün oluşturacağı hava ve gürültü kirliliğinin niceliksel kestirimine ilişkin bilimsel modelleme çalışması yaptırılmış.
Raporun son bölümünde;
“ÇED Gerekli Değildir kararının, trafik ve trafik kaynaklı etkiler yönünden Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine hükümlerine uygun olduğu, oluşacak ek trafik talebi ile kavşaklarda oluşabilecek gecikmelerin basit ve ekonomik sinyalizasyon ve geometrik düzenlemeler ile giderilebileceği belirlenmiştir. "
Oysaki Temiz İzmir Derneği'nin açtığı davada, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Planlama Bölümü Prof Dr K. Mert Çubukçu, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği bölümünden Doç. Dr Görkem Akıncı, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Doç. Dr. Yalçın Alver raporlarında;
“Çevresel Etki değerlendirmesi gerekli değildir kararının alınmasında, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin kabul edilebilir düzeylerde olmadığına ilişkin değerlendirmenin bilimsel bir zemine dayandırılmamış olması gerekçesi ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğu görüşüne varılmıştır.” Karar yüce mahkemenizindir.
İki üniversitenin kararı, biri projenin hayata geçeği ildeki üniversite diğeri ise, Pamukkale Üniversitesi’nin verdiği rapor.
Hangisi uygun sizce, elbet projenin yapılacağı ildeki üniversiteler değil mi?
Yazımızın başında dediğimiz gibi Halkın Katılım Toplantısında yerimizi alacağız. Yalnız toplantının nerede yapılacağı yazılmamış.
Ankara’da yapılırsa eğer Ankara’ya da gideriz. Proje İzmir’i ilgilendiriyorsa FİZAN’DA olsa gideriz.
Konuya ilişkin daha çok yazacaklarımız var. En nihayetinde ilk başa döndük değil mi?