x
   
30.12.2014 20:46:32
Okunma: 4085
1 Yorum

İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
Neler yapılmalı, nasıl çalışmalı

 

Bu yazıda önceki yazıları ve gazetelerin çeşitli köşe yazılarında okumakta olduklarınızı, RTE ve AKP hükümetinin Ülkeyi getirdiği noktayı  tekrarlamayacağım. Amacımızın ne olması ve neleri hedeflememiz gerektiğini Ülkenin aydınlık insanları olarak çok iyi biliyoruz. Önümüzdeki hedef,  2015 yılı Genel Seçiminde alınacak sonuçlar ile AKP  iktidarının son bulması, onun yerine CHP-MHP  koalisyonunun iktidar olması ve bu sonuca  katkı vermek üzere, demokrasiden yana tüm sivil toplum unsurlarının bu iki parti ile birlikte, onların öncülüğünde sonuç alıcı çalışmaları gerçekleştirmeleridir.

 

Bu yazıda, sivil toplum unsurları olarak hepimizin, bu iki parti ile birlikte çalışmamızın nasıl olabileceğine, neler yapılması, nasıl çalışılması gerektiğine yönelik düşüncelerimi yansıtmayı, fikir verici bir örnek ortaya koymayı umuyorum. Beklentim konunun böylesine somutlaştırılmış bir biçimde ele alınması, çeşitli görüş ve öneriler ile sonuç alıcı olabilecek bir uygulamanın bu muhalif partilerce geliştirilmesi, detaylanması ve sivil toplum gönüllüleri ile birlikte etkili bir çalışmanın başlatılmasıdır. Görüşleriniz  belirtmenin, öneriler  getirmenin  pek adetiniz olmadığını bilmeme karşın yazdıklarımın sizlerin öneri ve eleştirilerinize çok açık olduğunu, bunu özellikle beklediğimi de tekrarlıyorum.

 

Koyu  basit soru ve cevaplar  gibi  açıklamaya  calışmak daha kolay ve anlaşılır olacak gibi görünüyor. O zaman başlayalım.

 

- Diyeceksiniz ki, bu partiler zaten kendi teşkilatlarıyla olabilen ölçüde çalışmıyorlar mı ki farklı bir çalışma biçimi aranıyor?

 

Elbette  çalışıyorlar ancak seçim sonuçlara bakıldığında bu çalışmaların  yeterli olmadığını görmek güç değil. Ayrıca ben dahil çevremdekilerin çoğu haklı ya da haksız olarak CHP nin ve Kılıçdaroğlu’nun görünür (ya da görünemeyen) çalışmalarını çok yetersiz görüyor, bu gidişle CHP oy oranı ile ilgili olarak çok ciddi endişeler taşıyor.

 

-Diyeceksiniz ki partiler köklü, teşkilatları olan, seçim çalışmaları deneyimleri olan kuruluşlar. Onların yetersiz kaldıkları bu konuda sivil toplum desteği nasıl olacak, neler yapılacak ki önemli ek katkılar sağlanabilsin, hedeflenen sonuçlara erişilebilsin?  

 

İşin can alıcı noktası burada. Parti başkanları, partilerin  önde gelenleri toplantılar yapıyorlar kendi teşkilat yetkilileri ile, mitingler yapıyorlar %80-90 ı kendi partilileri ile. Meraklı olup da izlemeye gelen ya da çok kısa bir bölümünü medyadan izleyen farklı görüşte olanlar, ne o miting atmosferinden, ne de mitingde söylenenlerden kendisi gibi yandaş olmayanların farklı  görüşlerini  algılayabiliyor, kafasına takılmış bazı konuları sorma, tartışma şansı bulabiliyor. Yani konu farklı görüşdekileri ikna etmek olduğunda bu mitingler ile sağlanabilen sonuç neredeyse sıfıra sıfır, elde var sıfır oluyor. Bu durumda, Partilerin diğer çalışmalarının yanı sıra  aralarında karşı görüşlülerin de bulunmasının sağlandığı  20-30 kişilik katılımlar ile çok sayıda kahve toplantısı ve özellikle karşı görüşten olanlara yapılacak ev ziyaretleri ile gerçekleştirilecek etkili  ikna çalışmalarının kaçınılmazlığını kabul etmek gerekiyor. Bu kahve toplantılarında özellikle dostane üsluba, anlatmak kadar dinlemeye, RTE’nin yaratmış olduğu karşı görüşlüler, hasımlar, hainler üslubu ve duygusunun sökülmesi, aynı ülkede kader birliği içerisindeki  vatandaşların  birlikteliği ve kardeşlik duygusunun pekiştirilmesine ağırlık verilmelidir. Bu çalışmalarda abartılı izlenimi vermeyecek genel hedef, politika ve projeleri içeren, özellikle ekonomide istikrar konusunda güven verebilmeyi ön planda tutan söylemler, broşürler, kitapcıklar hazırlanıp kullanılmalı, dağıtılmalıdır.

 

Kısaca tekrarlarsam köşe yazıları, duyurular, açıklamalar, vb Parti çalışmalarının yanı sıra yaşamsal önemde olarak kabul edilmesi gereken çalışmalar, vatandaşa erişilmesi, onunla karşılıklı etkileşim içinde bulunulacak bir çalışmanın gerçekleştirilmesidir.  Böyle bir çalışmanın çeşitli boyutlarının algılanabilmesi için “mesela” diyerek fikir verici olacak bazı sayısal değerler ve kaba hatları  ile bir uygulama  kurgulamaya  çalışacağım. İzmir için tüm ilçelerini kapsayacak, CHP ve MHP’nin il ve ilçe teşkilatlarıyla işbirliği içerisinde İzmirli gönüllülerin katılımları ile gerçekleştirilecek,  16 hafta sürecek kahve toplantıları için bir uygulamanın detaylanması sözkonusu olsun.  

 

Uygulama ile ilgili varsayımlar:

 

(a) Uygulamanın temel unsuru, bir sistem içerisinde çok sayıda kahve toplantısına gidecek, ekipler olacaktır. Bu ekipleri gönüllüler ve parti teşkilatından kişiler oluşturacaktır. Ekip elemanlarının  yorulmamaları, bezmemeleri, mazeretleri olanlar nedeniyle aksamalar olmaması sağlanacak şekilde herbir ekip dönüşümlü çalışacak üç alt ekipten oluşacak, toplantılara en az 4 kişi olarak katılınacak,  idari konu  ve organizasyon sorumluları ile birlikte bir ekipdeki toplam gönüllü ve parti teşkilatından görevlilerin sayısı 15 kişi kadar olacaktır.

(b) Herbir ekip hafta içerisinde 2 şer gün, ikişer toplantı, hafta sonları da yine ikişer gün ikişer toplantı olmak üzere haftada 8 toplantı yapacaklar, bu toplantılara ek olarak parti teşkilatlarının organize edebildikleri ev görüşmelerine katılacaklardır.

(c) Ekipler tüm  ihtiyaçlarını kendileri karşılayacaklar, ekip elemanlarının toplantılara gidip gelmeleri için herhangi bir parasal karşılık olmaksızın şöförlüğünü sahibinin yapacağı en az üç olmak üzere yeterli sayıda araç bulunacak, araç yakıt giderleri gönüllülerce karşılanacaktır.

(d) Ekiplerin  birer adet yönetici ve ikişer adet de yönetici yardımcıları bulunacak, bunlar genel koordinasyon, idari görevler ve organizasyonlar ile ortaya çıkacak sorunlar olduğunda bunların aşılmalarından sorumlu olacak, seçim öncesi süreçde tam zamanlarını bu çalışmalara verebileceklerdir.

 

 Organizasyonun sayısal büyüklükleri için bir irdeleme yapılırsa:

 

   + Bir ekibin 16 haftada gerçekleştireceği toplantı sayısı: 16x8=128 toplantı

   + Bir toplantıya 25 kişi katılsa, bir ekibin erişebileceği İzmir’li sayısı: 128x25=3200 kişi

   + İzmir’de seçmen sayısı üç milyon kadardır. Bunlardan iki milyon  kadarına erişim

      hedeflenirse  gerekecek ekip sayısı=2000000/3200=625 adet ekip,

   + Bir ekipde 15 kişi görev yapsa, İzmirde  toplam olarak 15x625=9375 kişi, diğer görevliler ile

      birlikte böyle bir proje için 9500 kişinin çalışması gerekecektir.

 

Bu organizasyonu tüm Türkiye için düşünürsek, Türkiyede 53 milyon olan toplam seçmen sayısı İzmir seçmen sayısı ile oranlanırsa bu sistemin tüm Türkiye de uygulanması için gereken gönüllü sayısı=53/3x9500=167800, yaklaşık 170000 kişi olarak bulunur. Bu ölçekte bir organizasyonu muhalif partilerinin tek başlarına gerçekleştirmelerinin de mümkün olamayacağını kabul etmek  yanlış olmayacaktır. Bu tür bir Projenin gerçekleşebilmesi için barajı geçecek muhalif partiler olarak CHP ve MHP, gerekli organizasyonu tüm boyutları ile planlamalı, hazırlıklarını yapmalı, sivil toplum kuruluşlarına uygun çağrıları yaparak, vatandaşa çağrılar yaparak “kahve toplantılarını” başlatmalılardır. Bu başlatma konusunda kritik bir eşik sözkonusudur, aşılması gereken bir eşik, bir engel.  Normal bir işleyiş olarak  CHP ve MHP’nin bu tür bir çalışmayı yukarıda önerilene yakın bir  ölçekte ele almayacakları açıktır. Muhtemelen yapacakları, miting türü çalışmalara ağırlık verecekler, kahve toplantısı ve ev ziyaretlerini parti teşkilatlarının becerilerine bırakacaklardır. Bu da gereken çalışmanın ancak çok  düşük düzeyde gerçekleşmesi gibi bir durum ortaya çıkartacak,  seçimde istenilen sonuçlar için çok yetersiz kalacaktır. Bunun  aşılması da bizlere düşen önemli bir görev olacaktır, kaçınılmaz olarak.  Ülkenin tepetaklak ortaçağ karanlığına yuvarlandığına, hemen her konuda sorunlar ve açmazlar yumakları ile karşı karşıya olunduğuna,   bu durumun aşılması için toplumun yüzü aydınlığa dönük bireyleri olarak hep birlikte  çok yoğun ve etkili bir çabanın gösterilmesi gerektiğine inanıyorsak, yukarıda bir örnek olarak tanıtılmaya çalışılana  benzer seçim çalışmalarının  başlatılmasına yönelik hazırlıklar yapmaları için CHP ve MHP ye bitmez tükenmez çağrılar yapmamız gerekecektir. Bu çok önemlidir, tren kaçmak üzeredir. Yapılması gereken tamamen budur ve gerisi laf ü güzaftır. 

 

Alışılmışın dışındaki bir içerikte, belki biraz da dağınık görünecek  bir yazı oldu ancak  amaçlanan  da o ölçüde alışılmışın dışında bir organizasyon, bunun gerektirdiği alışılmışın dışında bir dinamizm ve yaşamsal önemde bir sonuçdur.

 

- Diyeceksiniz ki bütün bu çabanın başarıya ulaşma olasılığı varmıdır?

 

Öncelikle genel seçimlerde İzmir’de nasıl olsa CHP önde deme lüksümüzün  olmadığını hatırlayalım. Genel seçimde partilerin toplam milletvekili sayıları çok önemli olduğundan, İzmir’de de çok iyi çalışılması, CHP milletvekili sayısının 13 den 16-17 ye, MHP ninkinin ise 2 den 3 e çıkması hedeflenmelidir. Elbette bu sayıların sağlanmaları kolay değildir ancak çalışmalara hemen başlanılarak olabilen en yüksek sonuçlar için inançla çok çalışılmalıdır.

 

Eğer iyi çalışılırsa, büyük olasılıkla çabalar amacına ulaşır. Barajı aşacağı kesin olan üç partinin 2002 den buyana oy oranları ve bu seçim için hedeflenebilecek   oranlar aşağıda gösterilmektedir:

 

                        2002                           2007                           2011                           2015 Hedefi

   AKP              %34,28                       %46,66                       %49,83                       %38

   CHP             %19,41                       %20,85                       %25,98                       %34-35

   MHP             %  8,35                       %14,26                       %13,01                       %14-15

 

CHP’nin ve MHP’nin oylarının hedeflenen şekilde artması, AKP oylarının düşmesi, AKP ile ilgili Ülkemizin hiçbir kesimince kabul edilmemesi  gereken gelişmeler karşısında hayal değildir. Yeter ki çok çalışılsın, iyi anlatılabilsin.

 

AKP oylarının azalması, seçmenlerin özellikle ekonomik istikrar ve Devlet yönetimi becerisi  konularında CHP ye güvenebilmelerine çok bağlıdır. Dolayısıyla bir yandan seçmenle yakın iletişim ve onu anlamak, Ülkenin gerçeklerini anlatmak, sevecenlik, dostluk duygusu verebilmek çok önemli iken diğer taraftan da partilerin güven verici politikalarını ve güven verici yöneticilerini ve kadrolarını sunulabilmeleri, tanıtılabilmeleri gerekecektir. İyi bir planlama, iyi organizasyon ve çok çalışma ile bunların hepsi gerçekleşebilir sonuçlardır. 

 

Son olarak bu partilerin olabildiğince yıpratılmamalarının da çok önemli olacağını  hatırlatmak, yıpratılmamalarını sizlere önermek konunun bir başka gerçeğidir. Samimi inancım bu partilerin dışarıya verdikleri görüntüden çok daha nitelikli oldukları yönündedir. Politika üretmede, demokrasi ve çağdaşlık anlayışında, temel insan hak ve hürriyetleri, sosyal adalet, tüm vatandaşlarını kucaklayan sosyal devlet algılamasında,  AKP ile kıyaslanmayacak ölçüde  ileride, olması gerekene yakın bir konumdadırlar. Benzer şekilde yandaşlarını  kollayan oligarşik yapı içerisindeki talan ekonomisi yerine planlı, rekabetci, üretime dayalı bir ekonomi anlayışında da bu partilerin AKP ile kıyaslanmayacak ölçüde pozitif anlayışları olduğuna inanmaktayım.

 

Gelecek yazıda, CHP ve MHP ye bu yönde nasıl çağrı yapılabilir, konu nasıl başlatılabilir, onun üzerinde durmaya çalışacağım.

 

İkinci yarısında AKP’nin iktidarda olmadığı bir yıl, sağlık ve mutluluk dileklerimle.

Etiketler:

Misafir - 31.12.2014 10:19:40

  • E.karademir
  • Sevgili İçimizdeki Biri, Yazıların içeriği için teşekkürler.Çözüm önerilerinizin özü, AKP siz 2015 yılı için yapılacak özverili çalışmalar.Bu Çalışmalara sadece muhalif partiler değil, tüm laik cumhuriyetten yana yurttaşlarında katılması düşüncenize yürekten katılıyorum. İzninizle bir uyarım olacak, yazılarınızın biraz kısa olması dileğiyle selamlar. Yaşanası bir yıl diliyorum...
  •