x
     
26.06.2016 16:48:41
Okunma: 3211
4 Yorum

İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
CHP Ne Yapma(ma)lı(4)

 
Yine gündemin yoğun olduğu, yazmaya çalışmaktan çok izlemenin ağırlık kazandığı uzun bir süre geçti. AKP’nin nasıl lime lime döküldüğünü, Ülkenin nasıl bir açmaz içerisinde olduğunu,  felaketlere sürüklendiğini tekrar tekrar gösteren olaylar vardı. Şehit cenaze törenlerindeki düzme protestolar, Kılıçdaroğlu’nun önüne mermi kovanı atmalar, Muhammed Ali’nin cenaze törenini RTE’nin şov alanına çevirme gayretleri vs komedi ve zavallılık görüntülerinin az bir kısmıydı.
 
Ülkemizdeki bu görüntülerin trajik komik tarafı ise bu görüntülerden, zavallılıklardan AKP yandaşlarının etkilenmemeleri, aksine özellikle CHP’ye karşı bilenmeleri olmaktadır.  Bu tersine oluşumun aşılarak CHP’ye yönelişin önemli sayılabilecek ölçüde gerçekleşebilmesi bence, daha önce de belirtilmiş olduğu gibi CHP’nin çok daha farklı biçimlerde ona oy veren olsun, vermeyen olsun vatandaşlara çok yakın olması, onlar ile birlikte çalışıyor, projeler gerçekleştiriyor, onların yaşam biçimlerini, yaşam kalitelerini muhalefette olmalarına karşın iyileştiriyor olmasına bağlıdır. 
 
Bu konuda etkili çalışmalar yapılmıyor olması büyük olasılıkla parti yöneticilerinin başarılı ve iktidara aday olmayı bir hayal olarak görmelerindendir. Buna karşılık CHP’nin bizleri de çalışmalarına katarak başarılı olması, oy oranlarını %10 kadar arttırmaları çağdaşlıktan, demokrasiden yana olan hepimiz için yaşamsal önemde bir konudur, mutlaka başarılması gereken bir hedeftir. Bu yazıda başlıktan da belki anlaşılabildiği gibi CHP’nin iktidar olmaya yönelik bu büyük adımı atabilmesi için neler yapması ya da neler yapmaması gerektiği üzerine görüşlerimi kısaca vermeye çalışacağım. 
 
Muhtemel iktidar ortağımız gözü ile izlediğimiz MHP için kritik dönemler, belirsizlikler devam etmektedir. Bir taraftan Bahçeli muhaliflerinin Tüzük Genel Kurulunu başarı ile gerçekleştirmiş oldukları gibi bir görüntü diğer yandan da Tüzük Genel Kurulu kararları için mahkeme tarafından verilmiş olan yürütmeyi durdurma kararı bulunmaktadır. 
 
CHP Ne Yapma(ma)lı sorusuna dönersek, bu yazıda, Ülkemizde ve genelde benzer şekilde toplumsal duyarlığın çok yetersiz olduğu ülkelerde çok yaygın olan, “olumsuz sonuçlarda sorumluluğu üstlenmeme” hali üzerinde duracağız. Seçmen ile CHP arasındaki uyuşmazlık konularının bence en önemlisi, bazı istisnalar dışında genel merkez, il ve ilçe teşkilatları ile belediyelerinin etkisiz ve pasif bir görüntü veriyor olmaları, elbette bazı istisnaları dışında CHP Belediyelerinin başarısız görünmeleridir. 
 
Bunda sıra dışı, yasa dışı, anayasa dışı uygulamaları olan RTE/AKP iktidarının sürekli sahte gündemler ile yarattığı kaotik ortamın, iktidarın CHP li belediyelere karşı engelleyici uygulamalarının,  uzun bir süredir CHP oy oranında artma sağlanamamakta olması ile gelen karamsarlığın, iktidar olunabileceğine olan inancın giderek kaybolmuş olmasının ve diğer çeşitli nedenlerin elbette payı vardır. Ama esas olan bunların mazeretler olarak kabul edilmeden, başarılı olmanın bir zorunluluk olarak kabul edilmesidir. Başarısızlıkların, olumsuzlukların nedenlerinin araştırılması,  bu başarısızlıkların aşılması yollarının araştırılması, bulunması nedense yapılmamaktadır. Merkezde olsun, merkez dışında olsun başarısızlıklardan, sorumsuzluklardan söz edilmemekte, özeleştirilerin yanından geçilmemektedir.  
 
Geçen haftalarda İzmir’de yaşanan, muhtemelen pek de önemsenmeyen bir toplantı üzerine görüşümü yazmadan geçemeyeceğim. Bence CHP ne yapmamalı olarak okunması gereken bir örnek.
 
Yerel Medya’ya  “CHP İzmir Toplantısında Kocaoğlu-Bayır Tartışması”, “Kocaoğlu Vekile Patladı” olarak yansıyan koordinasyon toplantısı, il teşkilatı, belediye başkanları, parti üst düzeyde görevleri de olan bazı İzmir Milletvekillerinin katılımları ile gerçekleşiyor. Toplantının detayına girmeyeceğim. Üzerinde durulması gereken,  Aziz Kocaoğlu ile eski il başkanı, CHP milletvekili Tacettin Bayır arasındaki tartışmalardaki üslup ve bence çok önemli konuların çok sıradan konular gibi geçiştirilmiş olması.  Tacettin Bayır  Aziz beye “sizi savunmaktan yorulduk”  diyor. Savunma nedeni ne olursa olsun, bunu duyan aklı başında bir kişi, demek ki bitmez tükenmez savunulacak konuları var Aziz Kocaoğlu’nun diye düşünecektir. Toplantı güya basına kapalı ama herkes biliyor ki toplantının çarpıcı yönleriyle yerel medyada yer alması kaçınılmaz. 
 
Aziz bey’in bu tür tartışmalardaki üslubu, tepkiselliği, ölçüsüzlüğü çok da iyi biliniyor. Bu durumda hem de il başkanlığı yapmış bir kişinin, bir İzmir milletvekilinin “sizi savunmaktan yorulduk”  tahrikinin ne anlamı olabilir. Bu söz üzerine Aziz Bey sinirlenerek “ Örgüt beni savunmuyor. Örgüt üzerine düşeni yapsın. Biz ahlaksız, onursuz muyuz? Bir belediye başkanı çalışır, partinin örgütü de onu anlatır. Yorulduysanız savunmayın kardeşim” diyor. Konuyu yerel medyadan çoğunuz biliyor, uzatmayacağım. Aziz bey MHP ve AKP den de oy aldığını ama CHP oylarının %22 sinin kendisine gelmediğini belirtiyor. Yerel seçimlerde İzmir gibi CHP’nin son kalelerinden sayılabilecek olan İlimizde Aziz beye oy vermeyen CHP’li varsa bunun sorumlusu en başta Aziz beydir. 
 
Böyle bir eğilimin seçimlerden önce belirlenmesi,  seçim öncesinde parti genel merkezi ile bu vahim durumun nedeninin araştırılması, benzer bir seçmen tepkisinin genel seçimlerde de oluşmaması için il ve ilçe teşkilatları ve belediyeler ile birlikte sistemli, bilinçli ve sonuç alıcı bir çalışmaya girişilmiş olması gerekirdi. CHP seçmeni olup da genel seçimlerde CHP’ye oy vermemiş olanların oranının da ayrıca araştırılması da gerekirdi. Konunun bu şekilde ortada bırakılmaması gerekirdi. 
 
Toplantıda gündeme gelen çok önemli bir konu da yerel yönetim seçimlerinde 8 ilçenin kaybedilmesi oluyor. Bunun çok çok büyük bir başarısızlık olduğu su götürmez.  Burada en önemli kusur tartışmasız ilçeleri yakından izliyor, onlarla yakın işbirliği içerisinde onları destekliyor, bu yönde bir eğilim var ise bunu vaktinde belirleyerek nedenleri ve CHP’den uzaklaşılmasının nasıl önlenebileceği belirlenerek etkili çalışmalar ile ilçelerin çoğunda CHP’den kopuşun önlenebilmesi gerekirken bunun yapılamamış olmasıdır.  
 
Kocaoğlu’nun bu çok önemli konuda  “Partiyi, o ilçeleri satanlar vardı” dediği toplantı ile ilgili haberlerde yer almıştır. Konunun bu kadar hafife alınması karşısında insanın ağzını bozarak “ bu yanıtı verene ne yaparsın” anlamına gelecek olan argo bir cümleyi yazası geliyor.
 
Gördüğümüz gibi en büyük başarısızlıklar dahi ne partinin yerel unsurları ne de genel merkezin ilgili yöneticileri tarafından sahiplenilmiyor, büyük başarısızlıklar umursanmıyor, es geçiliyor. Herkes bu başarısızlıkların kendi üstlerine sıçramaması telaşında, durumunu koruma telaşında. 
 
Geçmişte Deniz Baykal’a dönük bir eleştiriyi maalesef bugünün parti yöneticilerinin de hak ettikleri görünüyor, “parti küçük olsun, bizim olsun”. Sizin olsun da beyler, Ülke de bizim. Ülke bu yuvarlanıştan nasıl kurtulur? İnsanın aklına Nazım Hikmet’in çok bilinen dizeleri geliyor en önce. Sizler kusurlarınızı kabul edip yerlerinizi boşaltmazsanız, yerlerinize kişisel beklentileri çok daha sınırlı olan,  daha dinamik, daha çalışkan,  çok daha başarılı, daha genç kişiler gelmezse, nasıl çıkarız karanlıktan aydınlığa. 
 
Gelecek yazıda buluşmak üzere. 
 

 

Etiketler:

Misafir - 28.06.2016 10:53:35

  • İçinizden Biri
  • İsrail ve Rusya ile sorunlar nasıl başladı ve gelişti, RTE'nin tek adamlık hesaplarından, Doğu Akdeniz'in imamı olma hesaplarından. İsrail konusu bir yana, Rus uçağının akla ziyan bir şekilde düşürülüp, "bacaksız"ın övünerek "emri ben verdim", "emri ben verdim" diye hoplayıp zıplamasının fecaati ortadaydı. Buna rağmen hemen yapılması gereken özür dilemeyi kendi hesapları ile bugüne kadar yapmayarak Ülkede çok büyük zararlara yol acan RTE bugün gemisini kurtaran kahraman kaptan görünümüne gelmiştir. Başlıbaşına bu bile çağdaşlığa, demokrasiye inanmış olan bizlerin işimizin, CHP'nin işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Her konuda algı yanıltması oluşturma becerilerinin gücü, bu konuda neredeyse başa çıkılamaz oldukları ortada. Bu durumun aşılabilmesi için komisyon raporları, uzman raporları tamam bir yandan hazırlansın da , mutlaka etkili bir biçimde sürekli sahada da var olmak, halkımız ile birlikte çalışıyor olmak kaçınılmazdır. Bunu görebilmemiz ve bu yönde çalışmaya başlamamız, daha da geç kalmamamız yaşamsal önemdedir. Tekrar tekrar aynı şeyler yazdıklarım. Ama gerçek bana göre bu kadar açıkken başka türlüsünü yazmak elimden gelmiyor.
  • Misafir - 27.06.2016 23:05:47

  • Cesamin Özkan
  • Bizler düşünme görme değerlendirme özürü olan kişiler değiliz. Partiler içerisinde en az olabilecek parti CHP dir. Ancak CHP de gördüğünü anladığını düşündüğünü dışa vurmayanlar çoğunlukta. İşte asıl tehlikeli insan tipi budur. Bu tip o yapıyı hastalıklı halde tutar hastalığı kronikleştirir. Hala Aziz kocaoğlu'ndan medet ummak, o kocaman yeteneksizlik abidesi olan adamı eleştirmekte imtina edenlere yazıklar olsun. Kişilik sorunu bu ülkenin en önemli sorunu. Siz eğer ülke ve ulus için zarar üretme odağı haline gelmiş birisini eleştirmekten kaçınıyorsanız zaten öncelikle kendinize, sırasıyla siyasal yapınıza ve ülkenize yararlı değil zararlı bir unsursunuz demektir. Düşünün Aziz Kocaoğlu gibi bir son derece verimsiz donanımsız misyondan vizyondan yoksun birini hala alkışlıyorsanız ve bu sahte alkışlarla genel merkezi, genel başkanı yanlış yönlendiriyorsanız çok büyük kötülük yapmış olursunuz. Tabanın kirli örgütlenmesinden kaynaklı bu davranışa elbette genel merkezin ve genel başkanın papuç bırakmaması gerekirken ne yazıkki bu nitelikte bir genel merkez ve genel başkanımızda yoktur. Sorun ve çözüm belli. Sorun çıkar odaklı kişilerin tabanı kirli örgütlemesi ve bu kirliliğe karşı olmayan hatta uyumlu davranışlar gösteren genel merkez ve genel başkanın olmasıdır. CHP tabanı içerisindeki temiz kısım ve parti dışında kalan kitlelerin zorlaması ile bu yapı değişebilecektir. Kaçınılmaz olan budur. Yoksa Gürsel Tekin, Gürsel erol, veli ağbaba, tekin bingöl, sezgin tanrıkulu gibi siyasilerle güzel özlemlere ulaşılamaz.
  • Misafir - 03.07.2016 10:28:20

  • Cesamin Özkan
  • Çok etkili bir lider, ona uyumlu etkili kadro ve beraberinde gelecek olan Aziz Kocaoğlu gibi kişilerden yapılarından kurtulmak. Formül çok açık ve net. Uçak mükemmel ama mürettebat berbat.
  • Misafir - 01.07.2016 16:17:14

  • mete gönenç
  • Hırsızların ,gericilerin,lümpenlerin yönetime hakim olduğu bu CHP nin düzelme şansı yoktur.Tek seçenek,tüm ilerici ve dürüst insanları kapsayacak yeni bir parti kurulması için içinde kalan buniteliklere sahip insanların bir önce ayrılmasıdır.AZİZLER DE LAYIK OLDUKLARI YERE AKP YE GİTMELİDİRLER.
  •