x
     
21.04.2016 08:59:14
Okunma: 3148
19 Yorum

İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
CHP NE YAPMALI?

 
Geçen yazıda Ülkemiz için tek çıkış yolunun oy oranını %35 lere getirmiş bir CHP ile oy oranı %15 leri bulmuş bir MHP’nin bir koalisyon hükümeti kurmaları olduğunu yazmıştım. 
 
Bu yazıdan başlayarak CHP’nin bu oy artışını nasıl sağlayabileceği üzerine kendi görüşlerimi ve sizlerin görüşlerinizi ortaya koymaya çalışmayı hedeflediğimi belirtmiştim. Bu konudaki ilk yazıyı son haline getirirken iki konudaki haberler, bu koalisyon önerisinin temeli olan oy oranlarının sağlanmasının MHP tarafından kolaylıkla gerçekleştirilebileceğini ancak CHP kanadında durumun zorda olduğunu, kafalarımıza tekrar tekrar dank ettirdi. 
 
Ama çok zor da olsa başarılması gerekiyor, başka çaremiz yok. Yüzü aydınlığa dönük olanlarımızın CHP’nin oy oranını nasıl %35 lere getirebileceğini sabah akşam düşünmesi, gelişmeleri izlemeleri, bizler tarafından yapılması gerekenlere katılmaları çok önemli olacaktır.  
 
Yukarıda sözünü ettiğim haberlerden ilki, TV ekranlarında sıkça görünmüş olan CHP eski milletvekili Faik Tunay’ın "Bazen olur mu diye umut etmek, mücadele etmek anlamsız. Alternatif olmaktan uzak, iktidar kelimesini konuşmanın bile hayal olduğu bir yapı maalesef. Sayfalar dolusu yazmaya da gerek yok, milletimiz her şeye şahit ve görüyor zaten. Buraya kadar" diyerek CHP den istifa etmesi haberi.
 
1 Kasım 2015 de milletvekili olamayan TUNAY’ın istifa gerekçesi, özellikle CHP seçmenleri tarafından yaygın olarak paylaşılan bir karamsarlık.  CHP’nin iktidar şansı olmadığı düşüncesi CHP’ye oy verenlerin ve muhalif oyların artık CHP de birleşmesi gerektiğini düşünenlerin üzerlerinden atamadıkları, atmalarının çok zor olduğu bir karamsarlık.
 
Bu köşedeki karınca kararınca çabalarımız, bu karamsarlığın aşılabilir olduğunu ve nasıl bir çalışmanın bu açıdan etkili, yararlı olacağını görmeye, göstermeye çalışmak olacaktır. Olabilse, sizler de görüşlerinizi yazsanız, görüşleriniz de gelse bu köşeye.  
 
Diğer haber ise MHP ile ilgili olanıydı. Partinin önde gelen başkanlık adayları televizyon programlarında kendilerini ve görüşlerini anlattılar, kongre tarihleri belirlendi. Bu dört aday, kim genel başkan seçilirse seçilsin partileri için çok çalışmayı sürdüreceklerini inandırıcı olarak belirttiler. 
 
İki gün önce ise tarafsız sayılabilecek bir araştırma firması MHP deki gelişmelerin seçmenlere yansımasını araştıran bir anket çalışmasının sonuçlarını yayınladı. Buna göre, hangi aday seçilirse seçilsin bugün seçim yapılsa MHP oy oranları %15 e çok yakın ve üzerinde, Meral Akşener seçilirse ise %18.7 olacağı sonucunu almışlar.  Dün yayınlanan benzer bir araştırmayı yine tarafsız sayılabilecek bir kuruluş yapmış, Meral Akşener’in başkanlığının MHP’yi %21 oy oranına taşıyacağı sonucu ortaya çıkmış.
 
Görüldüğü gibi MHP kendi payına CHP – MHP koalisyonunun iktidar olabilmesi için gereken oy oranını fazlasıyla yakalayabiliyor, yeter ki Bahçeli partinin başında kalmasın.  Geriye kalıyor CHP’nin durumu ve ilk genel seçimde alacağı oy oranında bir sıçramayı nasıl yapabileceği.
 
Başlangıç olarak iki rakip parti AKP ile CHP’nin siyaset yapışlarındaki belirleyici özellikleri ve ülkemiz politik yapısı ile ilgili bazı hususları çok kısa, eksiği var, fazlası yok olarak olarak tanımlamaya çalışalım. 
 
AKP’de seçmen liderine her koşulda bağlıdır. Koşulsuz itaat etmesi beklenir. Algı yönetimi ile parti yandaş seçmenlerini gerek gördüğü gibi yönetebilir, yönlendirir. Yasalarımıza göre bağımsız olması gereken Cumhurbaşkanı AKP’nin mutlak lideridir. Özellikle algı yönetiminde çok iyi uzmanlar ile çalışırlar. Cumhurbaşkanının bizzat kendisi sürekli anketler ile seçmeninin nabzını çok iyi tutar ve konuşmalarının bu nabızlara uygun olması önemlidir.  Pek çok yaşamsal önemde konuda bugün söyledikleri ile dünküler arasında 180 derece farklılıklar bulunur. Bulunsun ne önemi var. Yandaşlar sorgulamaz, ne denilirse kabullenir.
 
AKP için önemli olan seçmenlerin  %50 si kadarını oluşturan  “yandaş seçmenlerin” oylarının korunmasıdır.  Nabza göre şerbet vermek,  takkiye, inkar, yandaşlık destekleri önemli politik araçları arasındadır. 
 
Yukarda genel olarak belirtilen AKP yapısının karşısındaki CHP,  çağımızın değerlerini, demokrat olmanın gereklerini  özümseyen yapısıyla  AKP ile aynı kulvarda koşamamaktadır. AKP seçmenine ve kendisine oy vermeyen diğer kesimlerin seçmenlerinin çoğuna erişememekte, onları etkileyememekte, oy oranını arttıramamaktadır. Burada kabul etmek de,  yazmak da zor olsa; Ülkemiz insanının önemli bir kesiminin eğitim düzeyi yetersiz, değer yargıları çağın anlayışının gerisindedir.  Özgüven eksikliği, irili ufaklı menfaatlerinin peşinde temel değerleri çiğnemekten pek de çekinmeyen yapısı, ülkemizin bugünkü yazgsını getirmektedir. 
 
AKP öncesindeki dönemlerde ülke yönetimindeki,  ülke ekonomisindeki başarısız,  güven vermekten uzak icraatlardan (uygulamalardan) sonra AKP oyunu aldığı önemli sayılacak bir seçmen kesimi tarafından ehveni şer (kötülerin iyisi) olarak değerlendirilmektedir. 
 
Toplumumuzun azımsanmayacak bir kesiminin düzeyli bir etik değerler anlayışına sahip olmayışı, vatandaşlarımız arasında “Çalıyor ama iş de yapıyor” gibi, ancak muz cumhuriyetlerinde geçerli olabilecek ilkel anlayışın ülkemizde de taraftarları olmasını getirmektedir.
 
Gelecek yazılarımızda bu konular üzerinde tekrar tekrar duracağız. İlgi odağımız, CHP seçmenine ümit vermeyen görüntüsünü aşarak %35 oy oranını nasıl yakalar?  Sorusunun yanıtı arayış olacak.
 
Editörümüz yazıların uzun olmasını istemiyor. Bu hafta konuyu burada bırakıyoruz. Gelecek yazıdan başlayarak uzunca bir süre  bu sorunun etrafında dönüp duracağız.
 
Haftaya buluşmak üzere.
 

 

Etiketler:

Misafir - 30.04.2016 23:53:51

  • Ayşen
  • Son seçime kadar chp ye oy verdim ve parti üyesiyim. Parti ve belediyelerde neler döndüğünü gördükçe ellerim kırılsaydı diyorum. Boşuna uğraşmayın şu an chp li milletvekili belediye başkanı belediye çalışanı kim varsa ve chp den memnun ise Atatürk'ün kemiklerini sızlatmakla meşguller.
  • Misafir - 29.04.2016 01:26:10

  • Mehtap Wood
  • SEÇMENİN ÇIĞLIĞINA KULAK VERSİN, ÖNCE BELEDİYELERİNİ DÜZELTSİN !!!!!!!!!' ( Yılmaz BÜYÜKERŞEN'i ayrı tutuyorum)
  • Misafir - 24.04.2016 14:02:36

  • Cesamin Özkan
  • Bu amaçla daha önce yazdığım bir yazımıda kayıtlardan burada koyuyorum. Yazdıklarımı incelemeden yazıp hemen attığım için anlatım ve cümle düşüküklerinden dolayı özür dilerim. Yazınızın amacı çok önemli. Uzun zamandır üzerinde çoğu kişinin çok düşündüğü bu konu o kadar çok çözüm çeşitliliği sunuyorki bunların reele en yakını öne çıkartmak gerekiyor. Bir kere bu iktidarın normal süresinin sonunu beklemek bana göre her şeyin çok geç kalınacağı anlamındadır. Bir dahaki seçim dönemine eğer kalacak ise formül çok karmaşık vede zor değil. CHP nin öncelikle % 35 i yakalamsı ulaşılması zor olmayan bir hedeftir. Ancak bunu bu günkü parti yönetiminin ve kadrolarının sağlayacağı çok zor. Gerek genel başkandan kaynaklı ve gerekse oradan kaynaklı oluşmuş kadro bunun en belirgin nedenidir. Bir kere partinin üst yönetsel kadrosu Kılıçdaroğlunun kalıcılığına inanmıyor ve buna göre pozisyon belirliyor. Açıkçası her biri kendi kafasında geleceğin müstakbel genel başkanı olarak görüyor. O nedenlede Kılıçdaroğlunun çokta başarılı olmasını istemiyorlar ve çalışma trentlerinide buna endekslemiş durumdalar.Hal böyle olunca yukarda ne bir eş güdüm ne bir etkin iletişim ve grup çalışması vede ruhu olamıyor. Böyle bir üst yapı beraberinde örgütün çalışma düzenini ve başarısını top yekun yok ediyor. Ben bizzat genel merkezin 11. katındaki tiyatroyu izleyerek bunu gözlemledim. Gürsel tekin-Sezgin Tanrıkulu bir taraftan, Veli Ağbaba- Özgür Özel bir taraftan birileri başka taraftan cılız yapı içerisinde kafalarına göre gruplar koalisyonlar kurmuş ve diğer geride kalanlar başka güdülerle son derece yetersiz donanım ve yapıları ile çalışıyor gibi gözükmektedirler. Bu tablo yerel yönetimlere yansıyarak yerel yönetimlerin bir çoğunda genel merkezi genel başkanı umursamaz bir tutum içerisinde verimli çalışmayı amaç edinmeden, partinin ilkeri dışına çıkarak art niyetli kişisel hesap içerisinde olanların çok çabuk hakimiyet kurduğu alanlar haline geliyorlar. Bunun en büyük örneği İzmir Büyük Şehir Belediyesi ve onun başkanının alt bayisi gibi çalışan ve çoğununda CHP li olmadığı bilinen başkanlarıdır. Bu durumda halk için çalışmayan bu belediyelerin CHP için oy kaybetme alanlarının hızla çoğalması anlamına geliyor. Nitekim İzmir'de bu nedenle sekiz İlçe belediyesi ve genel seçimlerde en az beş milletvekilliği kaybedilmiş çoğu AKP ye sunulmuştur. Bunu başaran Aziz Kocaoğlu bir şey sayılmış yeniden yenide aday yapılmış, nazları tafraları blöfleri yutulmuştur. Oysaki yerel yönetim adına hele sosyal demokrat belediyecilik adına hemen hemen boş bir kişiliktir. Partinin tabanından akan bilgilere, seçim trendlerine bakılmamış mevcut olumsuz yapı korunmuştur. Yani CHP nin açmazı çok açık ve nettir. Genel başkan ve ondan kaynaklı üst kadronun son derece olumsuzluğudur. Ayrıca bu bozuk sözde kurmay kadro partiyi sol sosyal demokrat yapısından uzaklaştırıp,sulandırarak iktidarın alternatifi olma ideolojisinden kendisini uzaklaştırmıştır.Oysaki seçmen işleri bozuk yapan iktidarın ideolojisine soyunan onu çağrıştıran kişileri partiye alarak bu muhalefet umudunu yitirmiş olmaktadır. Faik Tunay partide olduğu sürece hiç bir yarar sağlamamış ancak gider ayak partinin sorunlarından küçük bir kısmını açıklayan istifa metnini yazıp gitmesi ile tek yararlı işini yapmıştır. Seçimlere kadar CHP nin yapacağı en önemli iş tüm genel başkan yardımcılarını değiştirmek, Parti Meclisini MYK sını yeniden biçimlendirerek bu günkülerin izlerini silmek ve çok yeni kişilerle derin izler yaratacak kadrolarını bir an önce kurmaktır. Yerel yönetimler alanında acımasız davranarak partiyi yıpratır tarzda çalışan tüm belediye başkanlarını uyarmalı, parti disiplinine ve ilkelerine uyumlu işlerin projelerine yönelerek belirgin başarıları onlara yakalatmayı dayatması sağlanmalıdır. Bu süreçte çok kötü olanlar istifaya zorlanarak genel merkezin müdahil olacağı vekil başkanların belediye meclislerinde seçilmesinin sağlanmalıdır. Bunun en iyi örnek olacağı pilot il ise İzmir olmalıdır. Başta Aziz Kocaoğlu olmak üzere diğerleri bu uygulamaya tabi tutulmalıdır. Bu değişim ve radikal tutumla tabanda heyecan yaratılarak özellikle gençler için parti çekim alanı haline getirlmelidir. Devrimci ruh bu değişimi devinimi hızla sağlayacaktır. MHP de durum zaten daha net bellidir ve istenilen hedefe ulaşmak asla zor değildir. Devlet Bahçelinin gönderilmesiyle birlikte özellikle Meral Akşener'in genel başkan oluşuyla hedeflerine ulaşması son derece olanaklıdır. Her iki partideki bu gelişmeler sağlanırsa AKP denen bir şey kalmayacağız gibi 15 yılın o zaman tabiki 19 yılın sorumlularında yargılanma dönemi başlamış olacaktır. Bu dönem bir yandan yargılanmaları diğer yandanda ülkeden kaçırılan maddi parasal değerlerin yurda geri dönüşümünün sağlanacağı sürecin startı olacaktır. Bu anlattıklarım normal takvimin işleyişi ile ilgili. Ancak Türkiye AKP ile değil bir dört yıl daha bir yıl bile geçirmeye mecali kalmamış bir ülkedir. Her gün ülkenin yıkımı adına yol alınmaktadır. Bu gidişata bir an önce dur demek bu ülkenin her ferdinin ve her kurumunun görevidir. Hükumetler her zaman seçimlerle gitmeyebilirler. Demokrasilerde buda vardır. Diplomasının sahte olduğu konuşulan bir cumhurbaşkanının zaman zaman başbakan olduğu dönemlerde, cumhurbaşkanı ikenden zaten tarafsızlığını yitirerek yürütmenin içinde devamlı olması nedeniyle döneminde yapılmış olan seçimlerin hangisi meşru olabilir hangisi hilesiz olabilir. Haksız rekabet koşullarında iktidarı yakalamış olanların yapacakları devlet yönetme işleride güvenli olmaktan çıkmış, iktidarın iktidarını meşruluğu kalmamış olur. Meşru olması tartışılır bir iktidar zaten demokrasiden hukuktan uzak işlerine hız verir ve haksız rekabet koşullarını dahada bozar. O nedenle AKP nin iktidar olma koşulları tamamen hukuk ve demokrasi kurallarının dışındadır. Bunu bir örnekle açıklarsak, piyasada faaliyet gösteren bir Anonim Şirketin Türk Ticaret Yasalarına göre aykırı işler yaptığı, bu yasa dışı işlerinden dolayıda aşırı kar elde ettiği söz konusu iken durumu nasıl görmeliyiz. Şirket ortakları bihaber durumdan memnundur çünkü kendi adlarına kar edilmektedir. Ancak yasal olmayan işler diğer firmaları zor durumda bırakmaktadır dolayısı ile. Şimdi bu şirketin yönetiminin düşürülmesini o şirketin yönetiminden beklemek ne kadar mantıklı olabilir. Asla mantıklı olamaz. O zaman bu sorunun çözüm adresi neresi olmalıdır, elbetteki ülkenin anayasal kurumları olmalıdır. İlgili kurumlar bu yasal çalışmayan şirketin yönetimini sonlandırarak bir kayyum atar ve bozukluğu böylece düzeltmiş olur. İlginçtir bu verdiğim kayyum örneğini yine haksız rekabet koşullarını daha derinlerştirmek adına AKP hep yaptı ve yapmaktadır. Böylece bozuk düzeni dahada büyütmekte sorunu içinden çıkılmaz noktaya doğru sürüklemektedir. İşte ikini seçenek ülke koşulların çok daha reel anlamda uymaktadır. Bu aşamda yapılması gereken Yargıtay Baş Savcılığının öncelikle Cumhurbaşkanının düşürülmesi, ardından AKP nin kapatılması yönünde adım atarak gereği için Anayasa Mahkemesine sunmasıdır. Böylece dört yıl beklemeksizin zorun çözülmüş ve AKP gibi bir yapılaşmanın içeriği millete anlatılarak sonraki dönemlerde seçilme şanslarınında yok edilmesinin sağlanmasıdır. Bu gelişme Türk siyasal hayatının önünü son derece olumlu anlamda açarak ülkenin çağdaşlaşma yolundaki engellerini kaldırmış olacaktır. Bundan sonarası akılcı ve dürüst yönetimlerin sağlam yasal düzenlemelerin yapılarak sağlanması işi olacaktır. Bununda en sağlam en kalıcı çalışma alanı çok düzgün bir Anayasanın hemen yazılıp yürürlüğe konulması olmalıdır.Geleceğin sağlam zeminin sağlanmasının bir diğer ayağı ve olmaz ise olmazıda AKP dönemindeki tüm işlenmiş suçların üzerine gidilerek sorumlularının yargılanıp cezalandırılmasının sağlanması olacaktır. Bu kısım yönetime gelenlerin suistimallerinin asla affedilemeyeceği, mutlaka hesap sorulacağı bilincini getirmesi ve suç işlemenin caydırıcılığının sağlanmış olmasıdır.
  • Misafir - 24.04.2016 13:59:40

  • Cesamin Özkan
  • CHP dediğim bu heyecanı yenilenmiş kadroları ile yakalayıp tabanına hissettirmeyi başardığı zaman, AKP nin düşüş süreci seçim takvimine kayabilir. Ancak eğer bu değişimi CHP sağlayamaz ise işte o zaman AKP nin iktidardan gidiş süreci ve biçimi bu seçim takviminin dışında işlemiş olacaktır. Ortada AKP nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkenin gündeminden düşürülmesi adına bir zorunluluk vardır. Koşullar bu zorunluluğu dayatmıştır. Ancak bu zorunluluğun metodu şu an için belirsiz durumdadır. CHP deki ve MHP deki kısa sürede olabilecek gelişmeler gidişi belirlemiş olacaktır. Ancak öz olarak belirtmek gerekirse yaşadığımız acılar ve kayıpların baş sorumlusu recep Tayyip Erdoğan ve partisi iken bu sorumluluğun vebali ayağında CHP ve MHP de bulunmaktadır. Özellikle CHP ayağında Aziz Kocaoğlu ve etrafındakiler, diğer illerdeki buna benzer kişiler gelmektedir. Türkiye düze çıkacaktır ama bu belirttiğim kişilerden kaynaklı tortularından kurtularak damarlarını açacaktır. Ancak bu tortuların gerekli operasyonla bünye dışına atılması ve yeniden oluşmaması adına yapılması gerekenlerin yapılacak olması ile olanaklı olacaktır.
  • Misafir - 24.04.2016 13:53:58

  • Cesamin Özkan
  • İstanbula bakın Ataşehir, kadıköy, Ankaraya bakın Çankaya, Önce CHP de olan Mersin, Antalya. Neden kaybedildi neler oluyordu oralarda. Didim,İzmirin elde kalmış gibi gözüken ilçelerine bakın belediyeler CHP ilkeleri doğrultusunda neler yapıyor yapmıyorsa başka ne işler yapıyor. Çok yakın bir olay, Gürsel Tekin denen bir milletvekili var adamın yerel yönetimlerle ilgili olarak kendisinie fiilen yazılı olarak verilmiş hiç bir görevi yok, ama bu adam İzmir belediyelerinden çıkmıyor,bir bakıyorsunuz Güzelbahçede Narlıderede, bir bakıyorsunun Bayraklıda bilmem nerede. Bu adamın belediye severliği nereden geliyor, eğer çok belediye severdiyse yerel yönetimlerden sorumlu yardımcı yapılsaydı. Sanırım bu asıl ilgilendiği alan gözlerden uzak tutulmalıki direkt görev almamış. Yani kısaca CHP tepede lideirinin hakim olamadığı, her kişisinin kafasından farklı seslerin çıktığı dolayısı ile ekip ruhunun ve eşgüdüm çalışmasının asla olmadığı başı boş dağılmış bir yapı durumundadır. İşte bu başıboş ve dağılmış yapıya rağmen bu parti % 25 oy alıyorsa bu toplum bu partiyi % 40 taşır ancak bu ruhu yaratacak çekim nedenleri olabilecek bir formu yakalamsı lazım. Bu kadro ve örgüt yapısı ilede bu olanaklı gözükmüyor. Ancak bizler müdahale ederek bunu sağlama gücünde olduğumuzu biliyoruz. Azda olsa genel merkezde bizim özlemlerimiz içerisinde olan arkadaşlarımızla bunu başaracağımıza inanıyoruz.
  • Misafir - 24.04.2016 13:45:15

  • Cesamin Özkan
  • Eğer iktidarda değil isenin muhalefetteki bir parti için almış olduğunuz yerel yönetimler çok önemlidir. Çünkü merkezi iktidara karşı kendinizi ifade edip örnek vereceğiniz alanlardır yerel yönetim alanları. Helede İzmir gibi ülkenin üçüncü ve özel konumu olan bir kenti çok daha önemlidir. İşte CHP bu alanları kullanamadı. Kendimden biliyorum, üç defa yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcıları ile bire bir görüşmelerim oldu ve bu alanların öneminden bahsederek etki denetim ve yönlendirme adına görev beklediğimiz beklendiğini dile getirdim. Gördümki tipik milletvekili edası ile halktan kopuk bir konum tutum içerisinde idi ilgileri. Bunun çok farklı nedenlerini tabiki ben biliyordum ama görevimide yapmalıydım. Sadece Gökhan Günaydın-ki kendisi yakın arkadaşımdır- aday belirlenme sürecindeki yoğunluğu nedeni ile dediğim alanda fazla bulunamadı daha sonrada görevden alındı. Ardından Veli Ağbaba ya söyledim adamın bir tek bu alandaki işini göremezdik. Başkaca işlerin içerisinde olduğunuda bildiğim için bu alan görevi olmasına rağmen ona ilginç ve önemli gelmemişti. En son Seyit Torun onada söyledim aynı tutum ondada hakim. Belliki bir dönemin projesinde yer alan CHP de hala uyumlu olanlar görevde.
  • Misafir - 24.04.2016 13:38:30

  • Cesamin Özkan
  • İşte CHP tavanındaki bu yapı, tabanda büyük hayal kırıklığı uğratmış heyecan adına bir şey bırakmamıştır.Öyleki İzmir il kongresinde gençler yokken tüm konuşmacıların hiç biri heyecan yaratmamışken 78 lik ihtiyar delikanlı Yüksel Çakmur olması gereken heyecanı bir süre yaratabilmiştir. Aynı Yüksel Çakmur aynı durumu Kurultayda yaşatmıştır,herkesin ayakta alkışladığı adam olmuştur. İşte bu tablo her şeyi net anlatıyor, bu partide heyecanı 78 yaşındaki Yüksel Çakmur yaratıyorsa mevcut yapının ne kadar yetersiz olduğunu anlarsınız. Bu olumsuluk yerel yönetimler ayağında hızla destek bulmuş, örneğin hasbel kader başkan olan Aziz Kocaoğlu gibi bir yeteneksiz İzmir de CHP yi dizayn etme yetkisine sahip olmuştur. Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu gibi ilginç isimler tipik siyaset tarzları ile parti iöiçin yıkım adına gerekli her türlü eylemin içerisinde yer alarak partiyi güçsüzleştirmişlerdir. Öyleki Partinin yerel yönetimlerde ki belediye başkan adayları sağ kökenli ve kafalı, yolsuzluk temelinde çalışma alışkanılığı içerisinde olanlar destek görerek partiyi yıpratma adına çalışmışlardır. Belediye meclislerinde MHP li ANAP lı veya başka sağ aksta yer alan isimlere yer verilmiş parti genlerinden uzaklaştırılmıştır. Sadece Eskişehirde onurlu bilgili namuslu donanımlı kültürlü başkan Yılmaz Büyükerşen başkanın ilinde bunlar olmamış, o nedenlede CHP nin vitrini Eskişehir olmuştur. Buda Aziz Kocaoğlunun ve İzmir CHP örgütünün utanması gereken ayıbıdır tabiki utanacak bir özellikleri var ise.
  • Misafir - 24.04.2016 13:29:25

  • Cesamin Özkan
  • Bu süreçte Kılıçdaroğlu her yanı ile bırakın partiye başka partilerden ve kararsızlarda oy çekmeyi, kendi tabanına bile heyecan veremeyerek mevcut oyların muhafazasında güçlük yaşadı. İnatçı CHP seçmeni sayesinde parti belli bir miktar gücünü koruyabildi.Oysaki son derece başarısız ve art niyetli bir AKP ve Recep Tayyip Erdoğan gibi biri karşısında sol söylemler çok heyecan yaratacakken, bu son derece halk karşıtı kişi ve yapı siyasal yaşam alanı buldu. Şahsen ben Kılıçdaroğlunu TV de izlerken eziyet çeker halde ne zaman etkin bir söylem çıkış yapacak beklentisi içindeydim. Onuda geçtik zamanla inşallah bir pot kırmaz kazasız belasız konuşmasını bitirir deme moduna geldik. İşte böyle bir CHP liderinin toplumun özellike eğitim ve kültür düzeyi gerçekten düşük olan toplumun diğer katmanlarında bir heyecan uyandırmasını beklemek zordu. Karşıdaki adam is zaten karakteri ve almış olduğu ahlak kişisel yapısından kaynaklı kahvehane kültürlü davranış ve konuşması ile kolayca Kılıçdaroğluna fark atması zor olmadı, hatta adamın adı hatibe çıkarıldı ve bunu soldaki bir çok kişide onaylar durumdaydı. Oysa CAM dan konuşan, dini motiflerle konuşmasını süsleyen bu adamın söylemlerini etkisizleştirmek zorda değildi. Bir ören aklıma geldi Erdoğan bir propaganda konuşmasında '' Eyyyy Kılıçdaroğlu sen Alevi değilmisin, Eyyyyyy Demirtaş sen Zaza değilmisin '' düye bağırırken her iki liderden de ses çıkmadı. Oysaki Potomyalı olan ve etnik kökeni çok güzel malzeme olabilecek Recep Tayyip Erdoğan'a Kılıçdaroğlu çıkıp '' Evet ben Aleviyim, Tuncelilyim ülkemin evladıyım hele gel bakalım sen kimsin neyin nesisin'' demedi. Deseydi erdoğana yazılacak on puan Kılıçdaropluna yazılacak erdoğanın hanesine belki -20 yazılacaktı. İşte bu argümanları bile ona dikte etmeyen bir kurmay kadrosu bile Kılıçdaroğlunun yoktu, tam tersine düşmesini bekleyen ve yerine kendisini düşünen egoist yetersiz unsurlar sarmıştır etrafını.
  • Misafir - 24.04.2016 13:18:15

  • Cesamin Özkan
  • Oysaki CHP nin bu önceden yazılmış projede kendisine biçilmiş rolü kabullenmemiş olması ile her şey çok değişebilirdi. Kılıçdaroğlu eğer böyle bir iradeyi ortaya koymuş olsaydı bunu öncelikle partinin üst yönetin kadrosunu oluşturan kişileri ve parti organlarının biçimlendirilmesini ona göre yapardı. Ancak bunu ya hiç düşünmedi ya düşünecek donanımda değildi veya verilmiş olan bu görevi oda söylendiği gibi uyguladı. Bunu özellikle cumhurbaşkanlığı adayının Ekmelettin İhsanoğlu olarak belirlenmesinde gösterdi. Ardında yerel yönetimlerde hiç uygun olmayan, hatta çoğu sağ parti kökenli kişileri ve çalışma şekilleri hiçte parti ilkelerine uyumlu olmayan hatta şaibeli çalışmaları ile öne çıkan isimlerle yola devam etmezdi. Bu özellikle İzmir gibi CHP için çok önemli olan adeta CHP nin vitrini olması beklenen İzmir de özellikle yapıldı. Aziz Kocaoğlu gibi son derece yetersiz donanımsız ve uygun olmayan bir kişilik yapısına sahip olan bir ismi devamlı gündemde tutarak en büyük kayıp üreten bir odak haline getirdi. Nitekim bunun en etkin belirgin sonucunu İzmirde sekiz belediye başkanlığı ve çok önemli bir dönemde en az beş milletvekilliğini fiilen kaybettirerek partiye yaşatmış olundu. Asıl İzmirin durumu Türkiye ölçeğine yansıtılarak kaybın odağının sağlamış olduğu kayıp katsayısı yükseltilmiş oldu. Türkiyenin her yerinde Aziz Kocaoğlunun metro inşaatında işin maliyeti değil bitirilme süresi konuşularak CHP adına olumsuzluk başarılı bir biçimde üretildi.
  • Misafir - 24.04.2016 13:07:55

  • Cesamin Özkan
  • Aynı hedef MHP içinde aynı yöntemlerle başarılı bir şekilde yapıldı.Nitekim Devlet Bahçeli nin bu porjenin çok önemli bir ayağı olduğuda defalarca görülmüşken en son dönemde AKP ağzı ile konuşması, paralel yapı kabullnmesi onlarla özdeş olduğunu açıkça kanıtlamış oldu.
  • Misafir - 24.04.2016 13:02:01

  • Cesamin Özkan
  • Deniz Baykal siyaseti bir amaç bir dava adına değilde hobi gibi yaparken bile fazla muhalefet görülmüş, bir komplo ile yerini Kılıçdaroğluna bırakacak durum yaşatılmıştır. Kılıçdaroğluda onların beklentilerini tam karşılamış hatta fazlasını sunmuştur. AKP ve Erdoğana böyle bir muhalefet bahşedilirken yanına üstünün sosu olur gibi birde toplumsal ayrıştırma hediye edilmiş, oda yetmemiş asla çözmeyi dahi düşünmediği Kürt sotunu başta olmak üzere bir takım açılımlarda işin garnitürleri olmuştur.
  • Misafir - 24.04.2016 12:58:34

  • Cesamin Özkan
  • Bu süreçte CHP öyle bir kuşatılmışlık altına alınnmıştırki bu proje sahiplerinin bana göre en büyük başarılı olduğu alan burasıdır. 12 Eylüden sonra iş olsun diye kurulan Halkçı Parti lideri Necdet Calp bile bir iki manevra ile beklenin çok üzerinde milletvekili almışken, CHP ise AKP li yıllarda bu sıçramayı yapacak ne bir lidere nede kadrolarına sahip olamamıştır.
  • Misafir - 24.04.2016 12:56:03

  • Cesamin Özkan
  • AKP li dönemin başlangıcı ve sürdüğü dönemde muhalefetin bile AKP projesi içerisinde birlikte düşünülmesi beraberinde cılız bir muhalefet yapısını getirmiştir. Bu yapılmamış olsaydı ne Erdoğan nede AKP nin şimdi esamesi bile okunmazdı. AKP ve Erdoğan planlanmış,kurgusu daha önce yapılmış ve aktörleri son derece başarılı bir biçimde belirlenmiş bir senaryonun sahnelenmesidir. Cılız olan ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerinin cılız kalması için gereken virüsler aşılanmıştır. Üst kadrolarına son derece yeteneksiz donanımsız örgüt çalışmasından bi haber hatta ajan görevliler yerleştirilmiş, yerel yönetimlerdede Aziz Kocaoğlu gibi son derece yetersiz figürler oturtulmuştur. Ancak şu an BOP projesinin geçerliliğinin kalmadığı bir ortamda artık farklı dönüşümler gündeme alınmıştır.
  • Misafir - 24.04.2016 12:50:14

  • Cesamin Özkan
  • Sorun AKP nin normal koşullarda gelmeyip normal koşullarda gitmeyeceğindedir. AKP'nin bir sonraki seçim dönemine kadar bir siyasi ömrünün olup olmayacağı belli bile değildir. Olağan olmayan anti demokratik yöntemlerle iktidara gelen ve süresini giderek artan bir anti demokratik yöntemlerle uzatmış olan bir partinin iktidardan düşmeside doğal olarak geliş yöntemlerinin metodu gibi gerçekleşir. Bunun çok örnekleri vardır. AKP ve şu anki cumhurbaşkanı içinde böyle bir süreç zorunludur.
  • Misafir - 22.04.2016 23:01:29

  • Cesamin Özkan
  • Yazınızın önemi çok açık. Bu konuda görüş sunulmasını sağlamış olmanız ayrıca güzel ve anlamlı. Bu konuda çoğu kişinin hem CHP, hem MHP için farklı görüşleri vardır. Ayrıca sürecin seçim takvimine göre birde seçim takviminin dışında olmak üzere iki alanda işlemesine yönelik düşüncelerinde olacağını sanıyorum. Bu anlamda katkı sağlamayı düşünüyorum. Selamlar.
  • Misafir - 04.05.2016 13:10:11

  • Abdurrahman Alagöz
  • Başta turistik beldeler olmak üzere ivedilikle gelen şikayetlere kulak verip BELEDİYELERİNİ DENETLESİN, yasadışı ,KILIFINA uydurulmuş ruhsatları verenlerle ilgili işlem yapsın.Başlayıpta bir türlü bitirilemeyen ya da çalakalem ben yaptım olduya getirilen halkı isyan ettiren işlerile ilgili soruşturma başlatsın. İzmirdekinin ve kankalarının icraatlarına ve gelen şikayetlere özellikle kulak versin. Aksi takdirde CHP izmiri kaybettiği gün cumhuriyetinde sonu olur. Bunun vebali çok büyük olur, altından kalkamazlar.
  • Misafir - 04.05.2016 09:04:39

  • Cesamin Özkan
  • Son gelişmeler ışığında CHP çok ciddi başlıklar açmalıdır. HDP üzerinden sağlanmaya çalışılan Recep Tayyip planları karşısında CHP nin çok zeki ve yetkin unsurları çok önemli projeleri hemen geliştirip uygulamaya koymalıdır. Ancak bunu ne Veli Ağbaba ile ne Sezgin Tanrıkulu ile yapabilir. Genel Başkanın ilk yakın halkası içerisinde bir kaç ismin dışındakiler son derece yeteneksiz üretken olmayan donanımsız birikimsiz kişiler. İşte en büyük noksanlığın bulunduğu bu alanlardan kaynaklı etkinlik sağlanamıyor ve AKP Recep tayyip odaklı planlarını kolay uygulama alanını yakalamış oluyor. Dolayısı ile umut AKP içerisindeki çelişkilere kalıyor. Bu durum ana muhalefet partisi için en büyük üzüntü kaynağı olmalı. CHP nin AKP nin bir adım hatta üç adım önünde giderek oradan gelecek hamlelere karşı en sonraki üç hamlesini hazır tutmalıdır. Bunun içinde ciddi anlamda siyasi oyunculara gereksinim vardır. Partinin kurmay kadrosu bir an önce bu donanıma sahip unsurları ile donatılmalı, şu an gereksiz yer işgal edenler bu alanlardan hızla uzaklaştırılmalıdır.
  • Misafir - 03.05.2016 08:11:56

  • Samim Güzelbey
  • CHP Belediyeleriyle ilgili ihbarları dikkate almıyor. Bu da inandırıcılığını yitirmesine sebep oluyor. Sahil kesimlerindeki CHPli belediyelerden gelen pis kokular mide bulandırıyor, rant aşkı ve yasadışı uygulamalar almış başını gidiyor. CHPye oy verenler şaşkın, kime oy vereceklerini şaşırmış durumdalar. CHP seçmeni enayi zanneden bu fırsatçılardan kurtulmak zorunda.
  • Misafir - 02.05.2016 15:00:23

  • Cesamin Özkan
  • Ayşen hanım, partiyi bu hale getirenleri rahat bırakmama adına davranmak olmaz ise olmaz koşullardandır. Daha çok içeride olacağız onları püskürtme adına.
  •