1-Önce otizmle ilgili tüm bildiklerinizi bir sandığa koyun,  kilitleyin,  kilidi denize atın, hepsini unutun.

 

2-Tanrım benim kalp gözümü aç, meleğimi anlamama yardım et, bana güç ver diye her koşulda dua edin. Bu cok iyi terapi. Kendinize  güveninizi arttırıyor, inancınızı  arttırıyor. Bu da çok iyi birşey.

 

3-İlk bir 15 gün birebir sadece çocuğunuzla birlikte olun. Sanki bu dünyada sadece siz ve o varmış gibi.

 

4-Çocuğunuzu benim çocuğum gibi görün. Ve varsayın ki ben size “15 gün sen bakabilirmisin benim işim var” diyorum. Siz de “elbette” diyorsunuz. Ben size “ama benim bebeğim sağır,  dilsiz,  kör, türkce bilmiyor, 1 yaşında” diyorum. İşte burada çocuğunuzu otizmli değil de benim bebeğim gibi görün.

 

5-Önce güvenini kazananın ki size teslim olsun. Bu nasıl olacak,  ona sevgiyle ve ilgiyle, korkutmadan ve empati yaparak, onun ihtiyacını hissederek,  onları gidererek başlayın. Nedir bu  ihtiyaçlar?  Onun bildiği,  sevdiği şeylerden başlayın .Onu anladığınızı anladığında size teslim olur. Bunun adı güvendir. Güvenin anahtarı empatidir.

 

6-Sonra özgüven. Her işini kendisine ne yaptırın, onun iskeleti, gölgesi olun. Herşeyi bir köre öğretiyormuş gibi öğretin, her işi yaptırın.  İlk önceleri ellerini ellerinizin arasına alın,  arkasından ta ki  doğrusunu yapana kadar tekrarlayın. Asla yapamaz demeyin. Hep imkan verin, yine empati yapın, ben bunu nasıl öğrenirdim deyin. Hep kendinizi onun yerine koyun. Evde onun da bir birey olduğunu hissettirin,  herşeye ortak edin. Bir de sen büyüdün abi oldun diyerek hep destekleyin.

 

7-Sorumluluk. Evde onun da bir birey olduğunu, sofraya hep birlikte oturup kalkma,  sofra hazırlanırken onun da görevleri olması,  bulaşık makinesi boşaltma doldurma olmasa da. Olmazlardan cok güzel eşleme yapıyor, el kol bacak beyin heryeri çalışıyor, bir de herşeyin gerceği ile olunca daha cabuk algılıyor ve iş yapmak acaip derecede algı,  göz teması. Bunlarla  kendini buluyor,  hissediyor. Birşeyleri başarmak onu da havaya sokuyor. Küçük büyük kız erkek demeyin her işi deneyebilir. Keser, döker,  yakar da demeyin hepsini yaptırın. İnanın sizden iyi yapacaklar. Garantisini veririm. Bunu da şöyle düşündüm. Beynimiz için bir puzzle diyorlar, birbirine geçmeli. Yani hepsi birbirine kenetli ve yapılan her eylem beynimizdeki bir puzzle ı harekete geçiriyorsa eee bunlar da birbirine bağlıysa sağdaki hareketlendi,  soldaki hareketlendi  o zaman ortadaki de onların hareketinden etkilenip hareketleniyor diye düşündüm. İşte her iş bir lobu çalıştırdı ve çalışmayan uyuyan tembel loplarda rahatsız olup uyandılar diye düşünüyorum. Unutmayın her işi bir lop olarak  düşünün ve ne kadar çok eylem, o kadar çok uyanık lop. Tercih sizin. Yapamaz deyip denetlemezseniz, sizin loplar hep uyur.

 

8-Spor. İlk öncede kosubandı olmazsa olmazladan. Hergün 40 dk binene kadar yılmadan pes etmeden illaki yaptırmanız  gereken tek spor. Ayberk 15 gün boyunca günde 70 kere denedim,  asla binmedi ama illaki her konuda olduğu gibi onu da kandırmanın yolunu buldum ve başardım. 15 gün sonra her gün 1 saat bindi. Neden koşu bandı? Yine bence koşu bandında kendi isteği dışında hareket ediyor,  yani makinanın emrinde ondan komut alıyor. Bence böylece karşısındakinden konut almanın  çok da kötü olmadığını ve kendinden başkasına güvenmeyi öğreniyor. En önemlisi zamanını değerlendiriyor, bir uğraş oluyor, ayrıca enerjisini atıyor.  En önemliside  endorfin salgılıyor, mutlu oluyor veee, uyuyan loplar uyanıyor. Spor her insanın hayatında olması gereken şey aslında. Neden sporcular daha başarılı ve mutlu, çünkü satın alınamayan endorfini hergün alıyorlar.

 

9-Sosyalleşme. Bol bol dışarı çıkarın, insanların arasına katın, asla başka engellilerle bir araya getirmeyin. Normal insanlar görsün ki onları kopyalasın. Çirkin birşey yaparsa yaptığı hareketinin aynısını yapın, bak cok çirkin,  kimse yapmıyor. Çok çirkin oluyosun. Sen çirkin çocuk değilsin, sen güzelsin zekisin,  akıllısın deyin. Çirkin çocuk olursa hiçbir şey yapmayın ve de bunu vurgulayın, çirkin çocuk oldun, hayır deyin. İki ses tonunuz olsun. Biri sevgi dolu,  diğeri oteriter. Yeri gelince sizden çekinmeli,. Yanlış yaptığında oteriter olun. Çünkü o yaptığının yanlış olduğunu dahi bilmiyor. Yanlış yaptığı şeyin aynısını siz yapın ve çirkin çocuk çok kötü bu. Hayır diyerek anlayana kadar vurgulayın. Kıyamıyoruz demeyin. Asıl böyle kıyıyorsunuz, ölene kadar başkalarına bağımlı oluyor. Oysa 2 ay kıyın, kendi yaşasın, bence.

 

DİPNOT : Şimdi bana diyebilirsiniz ki ne kadar cok tekrar yapıyosunuz ama unutmayınki öğrenmenin yolu tekrardan geçer ve ben Ayberk’e hep tekrar yapmaktan tekrar yapmak benim yaşam biçimim oldu. Bunu can yoldaşım eşime de yapıyorum ki allah eşime kolaylık versin. Eşime yapıyorum, Ayberk’e yapıyorum, yani sevdiklerime yapıyorum. Size de yaptıysam demek sizi de SEVİYORUM.Sevgiler