Stockholm Uluslararası Barış Enstitüsü'nün (SIPRI) raporuna göre, Orta Doğu ülkelerine 2013-2017 dönemindeki silah satışı, önceki beş yıllık döneme göre iki kat arttı. ABD, silah ihracatında lider konumunda ve 2017 yılında imzalanan büyük meblağlı silah sözleşmelerine göre de bu konumunu uzun süre koruyacak. Silah satışında başı çeken ABD, Rusya, Fransa, Almanya ve Çin küresel toplamın yüzde 74'ünün sorumlusu. Bölgedeki  en büyük alıcı Suudi Arabistan.

 

Bu ülke Hindistan'dan sonra dünyanın da en büyük silah ithalatçısı aslında.

 

Bilindiği gibi, silah hareketleri, mahreç ve hedef ülkelerdeki derin devlet oluşumları, siyaset, savaşlar, terörizm, çetecilik, darbe, kışkırtma, böl ve yönet, toplum mühendisliği gibi devinimlerle tümüyle bütünleşik.

 

'Savaş en önemli ticari faaliyettir' demiş bir düşünür. Sömürgeci ve öteki ülkelerin kendiliklerinden silah üretimini durdurmaları hiç ama hiç mümkün görünmüyor.

 

Silah çevresinde oluşmuş çıkarların sürekli büyütülmesi gerekiyor çünkü. 

 

Bir de silah kaçakçılığı konusu var. Papa bu alana bir laf dokundurdu da, hemen sonrasında, büyük olasılıkla kulağı çekildiği için, suspus oluverdi. 

 

Dünyanın bütün gençleri, insan sevgisi motorlu bir devrim çatısı altında birleşerek, silahlara, uyuşturuculara, mafyaya, derin devletçiliğe, yolsuzluk ve soyguna, para kalpazanlıklarına, dolandırıcılık tabanlı üretimlere, açlığa ve yoksulluğa, cinayetlere, işsizliğe, evsizliğe ve dünyanın sonunu getirme faaliyetlerine, sorumlu (ve 'bana kalırsa' bir bölümü süper ruh ve akıl hastası) amcalarına, dedelerine 'durun artık' deyip son verebilirlerse sorun çözülecek.

 

Yoksa yürürlükteki gidişat küresel zifiri karanlıkla sonlanabilir...