Gaze-Temiz-Gaze-Temiz
http://www.gaze-temiz.com

Bence yeter ya sizce
Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com

Aziz Başkan Cumartesi günü sert konuşmalarıyla yine gündem yarattı. 

Açıklamalarını okuduğumda, ilk başta, başkan haklı dedim. İzmir’e ait malların satışı yada kiralanması söz konusu olduğunda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı komisyona alındıysa çağrılması gerekli diye içimden geçirip, konuşma metnini okumaya devam ettim.
 
Aziz Kocaoğlu; “Arkadaşlar, devlet memurluğu yaptım, özelde de çalıştım. Devlet usulünü, erkânını, kime ne kadar saygı gösterilmesini iyi bilirim. Bugün belli görevlerde olanlardan 50 misli daha fazla bilirim.” bu dizeleri okurken herhalde yanlış okudum diye, tekrar baştan okumaya başladım, bu da beni ikna etmeye yetmedi, diğer sitelerdeki konuşma metnini okudum, gerçekten metin doğruydu.
 
Peki, başkan bu sözleri inanarak mı söyledi, Devlet usul erkânını, kime ne kadar saygı gösterilmesini başkan gerçekten biliyor muydu?
 
"Sen kimsin? Manyak. Seni aday yapanın Allah cezasını versin" diye söyleyerek mi devlet usul erkânı bilmek böyle mi oluyor?  Bu kavga TV kanallarında yayına verilirken de, biplenmişti.
 
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ise, tek bir kelime etmedi, karşılık vermedi. Biri İzmir’i temsil eden milletvekilli diğeri ise, İzmir Büyükşehir belediye başkanı, hangisi devlet usulünü ve erkânını biliyor?
 
Kocaoğlu  “Biz çıkıp mal yerelin malıdır dedik”  Madem yerelin malını koruyorsunuz, sağa sola peşkeş çekmiyorsunuz sayın başkan, mahkeme kararları olmasına karşın neden kamunun malı üzerinde duran TANSAŞ Mağazalarının yıkım kararlarını niye yerine getirmiyorsunuz?
 
Cumartesi açıklamalarını yorumlamaya devam edelim, diyorum. “Çıkıp birisi de Aziz Kocaoğlu’nun kafasında yargı süreci var, aday olmaması lazım diyor. Benim aday olmamakla ilgili bir derdimin olmadığını herkes biliyor. Korkmadığımızı da herkes biliyor. Beklediğimiz şeyler var. Süreci izliyoruz.”
 
Hangi süreci izliyorsunuz, neyi bekliyorsunuz? Allah aşkına çıkın açıklayın, bizlerde rahat edelim sizde rahat edin. Niye kızıyorsunuz?
 
Sizinde söylediğiniz gibi, parti içinden de artık istenmiyorsunuz, neden hala bunu kabul etmekte zorlanıyorsunuz? Bu tutum ve hareketleriniz, CHP’yi zora sokuyor bilmem farkında mısınız?
 
Haber Özgürce’de yayınlanan, Kemal Kılıçdaroğlu’na  Gezi Direnişinden bir genç kızın kaleme aldığı mektup aslında her şeyi gün yüzüne çıkarıyor. 
 
Kaleme alınan mektupta; “İzmir'de ciddi bir değişim istiyoruz. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı'mızın Gezi eylemlerindeki tutumu, bizlere TOMALAR'dan su, eli sopalılardan dayak olarak gelmiştir. Belki bilmiyorsunuzdur ancak hatırlatmak isteriz, belediye otobüsleriyle polislerin nasıl taşındığını, fuar alanında eli sopalı, resmi ve gayri resmi polisleri barındırdığını, sosyal demokrat belediyelerde bir ilke imza atarak gezi eylemlerinde TOMA'lara su verdiğini biliyorsunuzdur? Biz gençlerin oyunu istediğinizi biliyoruz. İşte buna siz karar vereceksiniz? Biz gençlerden Aziz Kocaoğlu'na oy yoktur. İki büyük üniversitede yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz oturumlarda Aziz Kocaoğlu'na oy vermeme kararını aldık.”
 
Gençlikte Aziz Kocaoğlu’na oy vermeyeceğiz diyor!
 
Odatv.com da yayınlanan, Prof. Dr. Suat Çağlayan’ın yazısında ise; ”Elbette CHP gibi köklü gelenekleri olan bir parti yıllarca belediye başkanlığı yapmış olan Aziz Kocaoğlu’na sahip çıkacaktır. Ancak Sayın Başkan’a sahip çıkmak, onu yeniden aday göstermekle olmaz. Asıl öyle yapılırsa Aziz Bey – AKP’nin yargı üzerinden devreye sokacağı planlar nedeniyle- zarar görebilecektir.”
 
Aziz Kocaoğlu’na sahip çıkmak onu tekrar aday olarak göstermekle olmaz.
 
Sözlerimi tamamlarken, 14 Ekim 2012 Milliyet Ege’de yayınlanan “Kocaoğlu CHP’ye patladı  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, önce kentteki partililerin belediyelere ve hizmetlerine yeteri kadar sahip çıkmadığından yakındı, ardından da partinin üst yönetimini yeteri kadar muhalefet yapamamakla suçladı... Hiç dinlemiyor ve hiç okumuyorsunuz” diyorsunuz da.
 
Başkanım siz okuyor yada dinliyor musunuz da sizi siz yapan partinizi suçluyorsunuz.
 
İzmir’in yüzde 56,7’sinin 1 milyon 120 bin seçmenin oyunu alarak geldiniz, madem bu oylar sizin şahsınıza verildi, neden bağımsız aday olmuyorsunuz da herkese ne kadar oy alabileceğinizi ispatlamıyorsunuz. 
 
Sizin ani sinirlenmeniz neticesinde, basın karşısında yaptığınız konuşmalar ve eylemler, CHP Parti’sine oy kaybettiriyor, yarattığınız çekişmeler neticesinde, Karşıyaka’da bile AK Parti öne geçtiğini öne sürüyor, yazdığı yazısında, Fatih Altaylı.
 
Bence yeter artık, ya sizce?